geyikli gece

entry33 galeri0 video1
    33.
  1. turgut uyarın her gece okunsa da bıktırmayan efsane şiiri. bir destan tadında.
    0 ...
  2. 32.
  3. ilk iki satırı deli cesareti verir. Son satırı deli cesaretinin sonunu işaret eder.
    0 ...
  4. 31.
  5. mükemmel bir depresyon şiiridir. herkes anlamaz. manası derindir, özeldir. her kişiyle de paylaşılmaz zaten böyle şiirler.

    ama ne varsa geyikli gecede idi
    bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heycandan
    bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda.
    kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında..
    büyük otellerin önünde garipsiyorduk.
    çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte..
    1 ...
  6. 30.
  7. Pek şiir sevmem ama bu şiir çok başka. ayrı bir yeri var bende çok seviyorum. En mutsuz umutsuz anlarımda okuyup kendime gelmemi sağlıyor.
    0 ...
  8. 29.
  9. muhtesem bir şiirdir Türk edebiyatında başucu şiirlerinden desek olur.
    0 ...
  10. 28.
  11. Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
    Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
    Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza

    naifliğin, insan olabilme halinin en güzel üç satırı gibi geliyor hep. bi geyikli gece'ye saklanın, çıkmayın dışarı siz de.
    2 ...
  12. 27.
  13. Turgut uyar’ ın en en en en sevdiğim şiiridir.

    “hiçbir şey umurumda değil diyorum
    aşktan ve umuttan başka
    bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
    belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.”
    2 ...
  14. 26.
  15. 25.
  16. ikinci Yeni Akımı, Türk şiirinde farklı imge, çağrışım ve soyutlamalarla yeni bir söyleyiş bulma amacında olan bir akım olmasının yanı sıra bu akımda konu anlamında bireyin yalnızlığı, sıkıntıları, çevreye uyumsuzlukları gibi temaları sıklıkla işlenmiştir. ikinci Yeni Şairleri, bu akıma özgü şiirlerde hayal gücü ve duyguya ağırlık vermiştir. Söylemek istenenler soyut bir dille anlatılmıştır. Şair, vermek istediği duyguyu anlatmaktan ziyade hissettirme amacı gütmüştür.
    Turgut Uyar’ın kendi hayatından da ilham alarak yazdığı “Geyikli Gece” şiirinde, ikinci Yeni Akımı’nın özelliklerini gözlemlemek mümkündür. “Geyikli Gece” şiiri daha başlığından soyut bir anlayışla okurun karşısına çıkar. Turgut Uyar’ın imgeleminde Geyikli Gece, gerçek hayattan kurtuluşunu sağladığı mekanın adıdır. Bununla beraber Geyikli Gece, şiirdeki üç temel meseleden biridir. Diğer ikisi mesele ise birey ve kenttir. Kent, şairin gerçek dünyada yaşadığı, bütün duyularıyla algıladığı mekan olarak karşımıza çıkar. Ancak şair bu mekandan hoşnut değildir. Kent gerçekliği, bireyin huzursuzluğunun kaynağıdır. Geyikli Gece ile sembolize edilen tabiat, şairin zihninde oluşturduğu hayali mekanın kendisidir. Birey, kentleşmenin bir sonucu olarak kalabalıklar içinde yalnız kalmış, özünden her geçen gün daha da uzaklaşan, insani vasıflarını kent hayatıyla verdiği savaş sürecinde yavaşça yitirmeye başlayıp hem kendine hem de topluma yabancılaşmış bir varlık olarak tasvir edilmiştir. Bu insanın yapay, sonradan görmüş, samimiyetsiz bir “modern insan” güruhu olan kent toplumu içinde hayatta kalma mücadelesi şiirde “Her şey naylondandı o kadar” sözüyle ifade edilmiştir. Naylon, şiirde bu yeni düzenin ve bu düzenin yarattığı insan tipinin yapaylığını sembolize etmektedir. Şiirde “Ama geyikli geceyi bulmadan önce/ Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk” dizeleriyle Geyikli Gece ismiyle kurgulanan mekanın bir hayvan ismi, gecenin sessizliği ve arınmışlığıyla bağdaştırılması bu mekanın tabiatta bir kurtuluş noktası olduğunu göstermektedir. “Bir yandan toprağı sürdük/ Bir yandan kaybolduk/ Glâdyatörlerden ve dişlilerden/ Ve büyük şehirlerden/ Gizleyerek yahut döğüşerek /Geyikli geceyi kurtardık” dizelerinde şair, kent hayatına uyum sağlayamayanları belli bir grup olarak düşündüğü için “biz” demektedir. Kent yaşamına yabancılaşan bu insanlar, yine kentin içinde yaşamaktadırlar; fakat onların asıl özlemi Geyikli Gece‟ye ulaşmaktır. Bu umut ile girilen mücadeleden söz edilmiştir.
    Turgut Uyar, köyden kente göçlerin revaçta olduğu bir dönemde kaleme aldığı “Geyikli Gece” şiirinde hem bireysel tecrübelerini hem de toplumun geçirdiği sosyolojik evrimi yazınında işlemiş ve bunu şiirine soyut kavramlar yedirerek gerçekleştirmiştir. Bireyin hem kendine hem de içinde yaşadığı topluma yabancılaşma ve bu yabancılaşmanın neticesinde iç dünyasında geçirdiği sancılarla Geyikli Gece’nin verdiği kurtulabilme umudundan güç alarak verdiği mücadeleyi ikinci Yeni Akımı bağlamında yazıya dökmüştür.
    2 ...
  17. 24.
  18. ben böyle ahenkli geyik görmedim
    boynuzlarına ormanın asaleti oturmuş

    bir Turgut Uyar şiiridir.
    4 ...
  19. 23.
  20. bu gece şarabıma en çok yakışan şiir bu.

    dinliyorum, okuyorum, içiyorum,sevişiyorum.

    geyikli gecenin karanlığında.
    2 ...
  21. 22.
  22. türk şiirinin en görkemli acısıdır.

    ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
    ......

    sevinsek de sonunu biliyoruz
    borçları kefilleri bonoları unutuyorum
    ikramiyeler bensiz çekiliyor dünyada
    daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum
    oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum
    iyice kurulamıyorum saçlarını
    bir bardak şarabı kendim için içiyorum

    uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.
    ......

    halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
    herşey naylondandı o kadar
    ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı
    1 ...
  23. 21.
  24. defalarca okuyunca , anlamı hamur gibi açılıyor dediğim turgut uyar şiiridir.
    2 ...
  25. 20.
  26. Turgut uyar in en guzel siirlerinden biri.

    " uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum"
    1 ...
  27. 19.
  28. 18.
  29. Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
    Herşey naylondandı o kadar
    Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı Ama geyikli geceyi bulmadan önce
    Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.

    Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
    Yeşil ve yabani uzak ormanlarda
    Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vakitten kurtaracak

    Bir yandan toprağı sürdük
    Bir yandan kaybolduk
    Gladyatörlerden ve dişlilerden
    Ve büyük şehirlerden
    Gizleyerek yahut dövüşerek
    Geyikli geceyi kurtardık

    Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
    Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
    Üç güvercin görsek
    Meksika geliyordu aklımıza
    Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
    Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
    Bilir bilmez geyikli gece yüzünden

    'Geyikli gecenin arkası ağaç
    Ayağının suya değdiği yerde bir gökyüzü
    Çatal boynuzlarında soğuk ay ışığı' ister istemez aşkları hatırlatır
    Eskiden güzel kadınlar ve aşklar olmuş
    Şimdi de var biliyorum
    Bir seviniyorum düşündükçe bilseniz
    Dağlarda geyikli gecelerin en güzeli...

    Hiçbir şey umurumda değil diyorum
    Aşktan ve umuttan başka
    Bir anda üç kadeh ve üç yeni şarkı
    Belleğimde tüylü tüylü geyikli gece duruyor.

    Biliyorum gemiler götüremez
    Neonlar teoriler ışıtamaz yanını yöresin
    Örneğin manastırda oturur içerdik iki kişi
    Ya da yatakta sevişirdik bir kadın bir erkek Öpüşlerimiz gitgide ısınırdı
    Koltuk altlarımız gitgide tatlı gelirdi
    Geyikli gecenin karanlığında..

    Aldatıldığımız önemli değildi yoksa
    Herkesin unuttuğunu biz hatırlamasak
    Gümüş semaverleri ve eski şeyleri
    Salt yadsımak için sevmiyorduk
    Kötüydük de ondan mı diyeceksini
    Ne iyiydik ne kötüydük
    Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa
    Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı...

    Ama ne varsa geyikli gecede idi
    Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan
    Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda
    Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
    Büyük otellerin önünde garipsiyorduk
    Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
    Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
    Yahut bir adam bıçaklasak
    Yahut sokaklara tükürsek
    Ama en iyisi çeker giderdik
    Gider geyikli gecede uyurduk

    'Geyiğin gözleri pırıl pırıl gecede imdat ateşleri gibi ürkek telaşlı
    Sultan hançerleri gibi ay ışığında
    Bir yanında üstüste üstüste kayalar
    Öbür yanında ben
    Ama siz zavallısınız ben de zavallıyım
    Domino taşları ve soğuk ikindiler
    Çiçekli elbiseleriyle yabancı kalabalık
    Gölgemiz tortop ayak ucumuzda
    Sevinsek de sonunu biliyoruz
    Borçları kefilleri bonoları unutuyorum ikramiyeler bensiz çekiliyor dünyada
    Daha ilk oturumda suçsuz çıkıyorum
    Oturup esmer bir kadını kendim için yıkıyorum iyice kurulamıyorum saçlarını
    Bir bardak şarabı kendim için içiyorum
    'Halbuki geyikli gece ormanda
    Keskin mavi ve hışırtılı
    Geyikli geceye geçiyorum'

    Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.
    2 ...
  30. 17.
  31. geyikli geceye olan hasreti anlatır turgut uyar. Şehirlerden kaçışı işler. Dişliler ve çarklıkar derken de yöneticiler ve sistemden yakınır. Kah aşktan bahseder kah umuttan. Ama bunların hepsinden öte naylondan olan herşeyden kaçma şehirlerden uzaklaşma isteğini dile getirir. Uzanıp kendi yanaklarından öper sonunda.
    1 ...
  32. 16.
  33. umudu ayaklandıran, umutsuzluğu yatıştıran şiir. "sevinsek de sonunu biliyoruz." sonunu bilsek de seviniyoruz. biz bilir bilmez geyikli geceyi bekliyoruz. ayakta kaldık oturmaz mıyız ?
    0 ...
  34. 15.
  35. ihtiyaç duyulan anlarda ruhu dinlendirip temizleyen ve sonunda uzanıp kendi yanaklarınızdan öpmemize neden olacak Turgut Uyar'ın en sevilen kendini tam anlamıyla aksettirdiği başyapıtıdır. Tabi diğer şiirleri de okunmalıdır (bkz: acıyor)
    0 ...
  36. 14.
  37. 0 ...
  38. 13.
  39. Gezi olayları esnasında aklıma düşüp gözlerimi dolduranturgut uyar şiiridir. Giriş kısmını kaç kez yinelediğimi bilmiyorum:

    Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta
    Herşey naylondandı o kadar
    Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı
    Ama geyikli geceyi bulmadan önce
    Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk.

    Geyikli geceyi hep bilmelisiniz
    Yeşil ve yabani uzak ormanlarda
    Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
    Hepimizi vakitten kurtaracak

    Kendi kendime "Acaba görebilecek miyiz geyikli geceyi?" diye düşündüm, aralıksız... Ki o zaman bir sene on bir ay çekiyordu. Geyikli gece bizim godot'muzdur... Ve biz tam burada, zamansızlaşacağımız, vakitsizleşeceğimiz o geceyi bekliyoruz... Var mı yok mu önemli değil, umut ediyoruz! Ve bu hepsinden önemli!

    Geyikli gece kaç saat sürer diye sorar, bıyıkları doğulu biri, gülümserim o ân; gafil, derim; anlamamışsın sen şiiri, derim. Üstüne bıyıklarımdan ibret al, derim. Ve usuldan fısıldarım:

    Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan
    Hepimizi vakitten kurtaracak

    Evet, "hepimizi vakitten kurtaracak"... Ve siz, bizi geyikli geceden mahrum bırakmaya çalışanlar, vaktiniz varken yaşayın. Çünkü geyikli gece geldiğinde vakitsizce size anlatacağız ve hep direneceğiz... Ölmek değil, huyumuz bu bizim!
    1 ...
  40. 12.
  41. Ağlatan şiirdir..Ama gülümsetendir aynı zamanda.

    Ama ne varsa geyikli gecede idi
    Bir bilseniz avuçlarınız terlerdi heyecandan
    Bir bakıyorduk akşam oluyordu kaldırımlarda
    Kesme avizelerde ve çıplak kadın omuzlarında
    Büyük otellerin önünde garipsiyorduk
    Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte
    Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız
    Örneğin üç bardak şarap içsek kurtulurduk
    Yahut bir adam bıçaklasak
    Yahut sokaklara tükürsek
    Ama en iyisi çeker giderdik
    Gider geyikli gecede uyurduk...

    O kadar samimi bir şiir ki insan elinden nasıl çıkar diye şüphe ediyorum.
    0 ...
  42. 11.
  43. evet kimsesizdik ama umudumuz vardı.
    üç ev görsek bir şehir sanıyorduk,
    üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza.
    caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları.
    kadınların kocalarını aramasını seviyorduk.
    sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz.
    bilir bilmez geyikli gece yüzünden...

    ne güzel sözlerdir bunlar.
    1 ...
  44. 10.
  45. bazı şiirler vardır, ilk okuduğunuz andan itibaren içinize yerleşirler. nereye gitseniz onu da götürürsünüz, farkında bile olmadan. geyikli gece bunlardan biri, belki de en başlarında geleni işte.

    "bir bardak şarabı kendim için içiyorum"

    der ya hani. bunu yapmak gerekir her zaman. kendine içmek, kendin için kederlenmek.. yapma be, diyorum. bu kadar girme başka hayatların içine. şiirde anlatılmak istenen bu değil belki ama, ben bir kez olsun uzanıp kendi yanaklarımdan öpmek istiyorum mesela.
    1 ...
  46. 9.
  47. Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum gibi müthiş bir dizeyi barındıran şiir. bende bunu söyleyecek kadar sevebilecek miyim birgün diye düşündürür.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük