şöyle bir hikaye uydurulmuştur. geyiklerden biri bir tepeye diğeri öbür tepeye çıkar karşılıklı bağırırlarmış ve öyle anlaşırlarmış. ama ikisi de birbirinden pek bir şey anlamazmış.
elektrolux'ün bulaşık makinası reklamındaki adamları göründe ev arkadaşıyla çevrilir. şöyle ki:
Ev arkadaşı: aa bak görüyormusun? aslnda bulaşık makinasının içinde onları yıkayan küçük adamlar varmış.
ben: sen bilmiyor muydun?
ev arkadaşı: bilmiyordum. Belki de çamaşır makinasının içinde onları çitileyen küçük kadınlar vardır.
ben: evet var. yoksa onu da mı bilmiyordun?
ev arkadaşı: şaşırdım şimdi. ne bileyim. ben teknolojiye inanan bir insanım.
...
bir ilerisi "geyiğin dibine vurmak" olan, aslında bildiğin, muhabbetin ülkeyi kurtarmak yerine gülmek üzerine kurulduğu ama artık "muhabbet etmek"le aynı anlamda kullanılan olaydır.*