"Gevher Nesibe" Anadolu Selçuklu Sultanı ii. kılıçarslan'ın kızı ve i. Gıyaseddin Keyhüsrev'in kız kardeşidir. Gevher nesibe sultan sarayın başsipahisine aşık olur. Evlenmelerine abisi Gıyaseddin keyhüsrev karşı çıkar ve sipahiyi bir savaşa gönderir. sipahi orada şehit düşer ve bunu üzerine de gevher nesibe sultan dermansız bir hastalığa yakalanır. hangi hekim baktıysa da bu derde bir çare bulamaz. Son nefesinde gevher nesibe sultan abisine der ki:
"Ben devasız bir derde düştüm, kurtulmama imkan yok, hiçbir hekim derdime çare bulamadı, eğer dilersen benim mal varlığımla bir şifahane yaptır! Bu şifahanede bir yandan dertlilere şifa verilirken bir yandan da çaresi olmayan dertlere şifa aransın. Bu şifahane ünlü hekim ve cerrahlar yetiştirsin. Burada kimseden bir kuruş para alınmasın.Burası benim adıma bir vakıf olsun."
Kız kardeşinin durumuna çok üzülen hükümdar bu son dileği yerine getirir ve 1204'te inşaatına başlanan hastahane 1206'da hizmete açılır. Bu hastaneye gevher nesibe sultan'ın kardeşi izzeddin keykavus tarafından tıp medresesi eklenir. Çifte medrese, kayseri tıbbiyesi, gevher nesibe darüşşifası, gevher nesibe şifahanesi gibi türlü adlarla anılır.Anadolu üzerinde kurulan ilk tıp merkezi niteliğindedir. 2800 metrekare alana oturmuştur. çifte medrese denmesinin sebebi birisi hastane birisi de medrese olmak üzere iki bölümden oluşmuş olmasıdır. gazanferi, ali şinasi gibi ünlü hekimler burada yetişmiş ve yüzyılllar boyu bu kutsal görevini yerine getirmiştir. ilginçtir bünyesinde akıl hastanesi bölümü bile vardır.bir ilginç yanı da ilk merkezi ısıtma sistemlerinden biri bu merkezde kullanılmıştır. hamamında ısıtılan su yeraltına döşenen ve pişmiş yopraktan yapılmış künklerle odaların tamamına akıtılmış ve binanın ısıtılması sağlanmıştır.odaların kapı kirişlerine de bu maddeden konularak ısı kaçışı önlenmiştir.
1890 yılından sonra kullanıma kapatılan Gevher nesibe hastanesi 14 mart 1982'de Erciyes üniversitesi tıp tarihi enstitüsü tarafından tıp tarihi müzesi olarak hizmete açılmıştır.