her doğru her yerde söylenmez ama hakikatin söylenmesi lazım gelen yerde susmak doğru değildir. susan dilsiz şeytandır. yalanın müşterisi çoktur, hakikat ise çoğu zaman çoğunluğun işine gelmez..
--bigün derse gidiyorum, akşam alaca karanlık vakti, caddeden sokağa girdim, arkadan minibüs yanaştı, bir kız indi, gördüm, 10 - 15 adım atmadan delikanlı genç bir erkek karşıdan geliyor, kızın erkek kardeşi olduğu tavırlarından konuşmalarından belli, birden kızı suçlayıcı tavırlar sergilemeye sözler etmeye başladı, kimin arabasından indin? seni kim getirdi? sevgilin var değil mi? gördüm, (halbuki kızın indiği anı görmedi, yalan konuşuyor şerefsiz, doldur boşalt yapıyor zarf atıyor yükleniyor kıza) yalan söyleme, seni babama söylüycem bak gör sen evde neler olacak, kız da diyor ki: hayır beni kimse getirmedi, ben minibüsten indim, sevgilim yok, neden bana iftira atıyorsun v.s. bu söylemler ile bunlar yaklaşık bi 100 metre gittiler, bende önlerindeyim olanı biteni görüyorum takip ediyorum konuşulanların hepsini tek tek duyuyorum, sokak l şeklinde yol çatala ayrıldı ben sağa dönücem bunlar sokağı devam edecekler, gönlüm elvermedi, baktım bu piç kızın başını yakacak evde kıyamet kopartıcak yok yere günahını alıp kıza ekşiyecekler, iyice canım sıkıldı bekledim bir iki saniye iyice yaklaştılar döndüm bunlara dedim ki oğlana: abicim kız kardeşin doğru söylüyor, ben onu minübüsten inerken gördüm, yabancı araç filan yoktu, yok yere kızın günahını alma, bi anda mosmor oldu bu tabi buz kesti, hiç beklemediği bir tavır kişi ve söylem... kız ne dese beğenirsin: bak gördün mü, bana iftira ettin, Allah beni hiç tanımadığım bir şahitle nasıl temize çıkardı... içim ferahladı, onlar suspus sokağa devam ederken sağa döndüm yürüdüm gittim yoluma. iyi ki müdahale ettim, iyi ki konuştum iyi ki hakikati söyledim diye sevindim kendi kendime. içim içime sığmadı sevinçten. evet..