Herkes kaldıramaz gerçeği öğrenmeyi.. Cesaret edemezler hayatlarında, düşüncelerinde bazı şeylerin alt-üst olacağını bildiklerinden. Kaçmak isterler bu gerçekten, bir daha karşılaşmamak için.. Ama er ya da geç öğrenilir o gerçek, yüzleşilir. Böyle böyle öğrenir insanlar gerçeklerle yüzleşmeyi, üstesinden gelmeyi...
bu insanın hayatıyla ilgili acı bir gerçekte olabilir. mesela insan bir yakınının ölümünü duymak istemeyebilir. veya onunla ilgili zaten kötü hissederken evladının kötü halde olduğunu duymak istemeyebilir.
Eski bir şeriatçı olup Kuran'ı ve incili hatmettikten sonra ortadoğu dinlerinin asla tanri eseri olmadıgı gerçeğini görmüş birisi olarak itiraf ediyorum keşke gerçeği bilmeseydim. Yaşadığım varoluş bunalımı bi yana nasıl evlenecegimi kara kara düşünüyorum. Milletimin düştüğü duruma üzülmekmi? Çoktan geçtik o işleri, kendi götümü kurtarmanın derdindeyim. Bütün çevrem hala şeriatçı, parada var sagdan soldan bir sürü türbanlı kız söylediler hepsini geçiştiriyorum nasil evlenecem ben?yaşım geldi geçiyor.
Mesela sevgi. Birinin seni sevmediğini öğrenmek canını acıtır, bu yüzden onu sevdiğini söyleyemezsin. Çünkü karşılığında ama ben seni sevmiyorum cevabı duymak olasıdır ve sen onun seni sevmediği gerçeğini biliyorsan onu sevdiğini söyleyemezsin bile. Aldatılma hali de öyle. Diyelim ki evlisin ve çocukların var, eşin seni aldatıyor ama senin bundan haberin yok. Sen bunu çocukların için bilmek istemezsin. Çünkü bilirsen eşini terk edeceksin ve çocukların bundan etkilenecek. Göz görmeyince gönül katlanıyor, ne yapabilirsin ki.
Bazı şeyleri duymamak, belirsizlik içinde olmak, bilmekten iyidir.