Bugün Harem denilince bazı tarih cahili kimselerin aklına hemen; çırılçıplak cariyelerin içinde yüzdükleri süt havuzları ve alem yeri olarak geliyor. Halbuki harem gerçekte; yabancının girmesine kesinlikle izin verilmeyen yerdir. Saraylarda padişahın yakınlarının bulunduğu ve günlük hayatlarını geçirdiği kısım olan harem, gayet itinalı bir şekilde inşa, tezyin ve tefriş edilirdi. iki bölümden meydana gelen haremin birinci kısmına bazı görevliler, şehzadelere ders veren hocalar girip çıkabiliyordu. ikinci kısmı sadece kadınlara mahsustu. Buraya padişaha haram olan kadınlar giremediği gibi, yabancı hiçbir erkek de giremezdi. O yüzden Osmanlı haremini kimse girip görememiş, sonradan, yazıp söylenenler ise hayal mahsulü uydurmalardan ibaret kalmıştır.
Tüm Osmanlı tarihi hakkında böyledir aslında, islam hukukunu ve diğer islami kaideleri bilmeyenler Osmanlı hakkında tatmin edici izahta bulunamaz isabetli tespitler yapamazlar. Zira Osmanlı Devleti islamiyetin yazılı tatbikat örnekleridir. islamda olan sıfatları bilmeyenler Osmanlı hakkında yanlış tanımlar yapmaktadırlar ve bunların kaynakları kasıtlı olarak yapılan karalamalardır...
islamiyetin tesettür emriyle sistemleşen harem, Müslümanların evlerinin en ferah ve güzel bölümlerini işgal etmiş, erkekler için de selamlık kısmı inşa edilmişti. Bütün Müslüman devlet başkanlarının evlerinde bulunan harem, Resulullah efendimiz ve Hulefâ-i Raşidin devirlerinden sonra Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ile diğer islam devletleri ve nihayet Osmanlı saraylarında daha teferruatlı ve teşkilatlı bir hale geldi. Osmanlılarda padişah haremine "Harem-i Hümayun" adı verilmişti.
Üzülerek ifade ediyorum ki; Hedefi Osmanlı ve islamı karalamak olan kaynaklarda, Hünkar Sofası da Padişahın alem yaptığı yer olarak tasvif edilip burada çalgı çalındığı ve içkiler içildiği söylenir. Bunlar ilimden uzak tespit ve iftiralardır. Öyleki; Hünkar Sofası duvarları Kuran ayetleri ile ve Hadislerle dolu olan bir salondur. Burada bu eğlencenin yapıldığını iddia etmek tamamen meseleyi bilmemek çarpıtmak ve iftira atmak demektir. Ama ne yazıkki bugün bile Haremi zihinlerinde yanlış şekillerindirenler hala malesef vardır.
(Harem hakkında doğru ve detaylı bilgiler Prof.Dr Ahmed Akgündüzün "Osmanlıda Harem" adlı kitabında mevcuttur. Gerçeklerin belgelerle daha detaylı incelenmesi için okunmasını tavsiye ediyorum.)
Osmanlı Tarihçisi- Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız diyorki: "Osmanlıda harem herkesin giremediği bir ortamdı. Sözcük olarak harem dokunulmaz, kutsal anlamına gelir. Bilinenin aksine Osmanlıda Harem-i Humayun devlet adamları yetiştiren Enderun mekteplerine paralel bir kurumdu... Kesinlikle, cinselliğin ayyuka çıktığı, padişahın canı çektiğinde içinden kadın seçip beraber olduğu bir yer değildi. Buradaki kadınlar, Osmanlının en üst kültür grubunu temsil ederdi. Bazı çevrelerde harem kavramına cinsel ve egzotik benzetmelerin yapılmasının nedeni 17 ve 18inci yüzyıllarda Batının bu kuruma cinsel içerikli yakıştırmalar yapmış olmasıdır. işin acı yanı insanlar haremi olumsuz düşünüyor"
"Haremdeki yaş ortalaması, oryantalist hayallerde olduğu gibi 15-16 değil, 60ın üzerindeydi. Harem, Osmanlıda padişahın ailesi anlamına gelirdi. Yani, padişahın mahrem kısmıdır. Padişah öldükten sonra da ailesi haremde yaşamaya devam ederdi. Haremde bulunan bütün kadınlar padişahın cinselliği için tutulmadıkları gibi, buradaki kızlara her konuda uzun soluklu eğitim verilirdi. Din hocaları da öğretmenler de gelir haremde ders verirlerdi. Padişah da güzel ve bilgili bu kızlardan bazılarını devlet adamları ile evlendirirdi." /Prof. Dr. Mete Tuncay-Tarihçi/
"Özellikle yabancı kadın yazarların kaleme aldığı bu romanlar, "ikinci sınıf yazarların yazdığı kötü romanlar"dır. Bu kitaplar tarihi gerçekleri yansıtmamaktadır. Yazarlar Topkapı Sarayını bile görmeden bu kitapları kaleme almaktadırlar. Bu tür kitapların hislerle değil, ilimle yazılması gerekir, herkes bu konuda uyanık olmalıdır." /Prof. Dr. ilber Ortaylı.
gerçek harem ne idi bilemem ama şu dizide gösterilen kadar aşağılık ve basit olmadığı kesindir. O savaş senin, bu savaş benim dolanan kanuniyi resmen manavdan karpuz seçer gibi haremden hatun seçiyormuş gibi gösteren bu dizi insanların bilinçaltında abazan bir kanuni yaratmaktadır. Zira harem bu kadar basit bir yer olamaz.