gerçekler ışığında küreselleşme ve globalizm

entry3 galeri0
    ?.
  1. insanlığın, sınırlar kalktı, insanın ve ihtiyaçlarının çağı, insanlık olarak zaferimizi kutluyoruz yalanlarıyla kandırılarak, sistematik olarak köleleştirildiği bir düzenin yalanlarla dolu sloganıdır, küreselleşme ve globalizm.
    kölelik çağının, gemilere prangalayarak, ömür boyu sömürüye taşıdığı milyonların yerini, green cart ve refah yalanlarıyla, hizmete ve sömürüye gönüllü taşınan, özgür köleler almıştır. sayıları ise kölelik çağını yüze katlar.
    ev, iş, araba, tüketim ve refah vaatleriyle pembe rüyalara dalan insanlık, biravuç sahtekarın sonu olmayan arzularına hizmet etmektedir. meslek sahibi olduğunu düşünen, aslında tek mesleğin üyesi olan milyarlarız biz. hizmet sektörü adı altında köleleştirildik. meslek ahlakı adı altında, birbirimize ve sahiplerimize efendim diye hitap ediyoruz. sistemin, insandan yalıttığı ve herkeze heryerde söyletebildiği bir kibarlık ifadesi, saygı ve sevgi abidesi oldu adeta, aslında içi kölelikle dolu.
    amerika, insanlığın ürettiği enerjiden ne kadar pay alıyor sizce. tüm avrupanın 2 katı, çin in 9 katı ve hindistanın 50 katı.
    üretimden aldıkları payla, gerçek verilerle oluşturdukları, kölelik imparatorluklarını tüm dünyanın gözünün içine baka baka global barış ve refah masallarıyla maskeliyorlar.
    çin kalkınma hamlelerini, amerikaya satamadığı ama amerikanın çöpleriyle kurduğu üretim ve taklit imparatorluğuyla yapıyor. 2 milyar insan amerikanın 650.000.000luk nüfusunun çöpleriyle kalkınabiliyor.
    teknolojik yenilikler, yine onların küresel kolları olan godaman azınlık dışında, üreten ve köle gibi çalıştırılıp, refahla kandırılan insanlığa sunulmuyor. ilkönce onlar tüketiyor. bir üst seviyeye taşıdıkları teknolojiyi daha fazla kazanmak adına sıkıldıktan sonra dünya köle pazarına sürüyorlar.
    herşey daha iyi olacak masalını artık onlar söylemiyor. bize ezberlettiler, biz kendimize söylüyoruz.
    hiçbirşey iyi olmayacak. tüketim kültürünün köleleri olarak, herşey daha iyi olacak yalanına inanarak, yeni köle nesiller yetiştireceğiz kendi elimizle.
    amerikanın insana ve özgürlüklerine verdiği değeri anlamak için japonya örneğine bakmanız yeterlidir.
    1600lerin başından, 1800lerin sonlarına kadar devam eden togukawa hanedanlığı, misyonerleri ve ticaret gemilerini ülkeden kovmuş, direnenleride kültürlerini ve değerlerini bozma çabalarında direnmeleri nedeniyle öldürmüştür. japonya kendi değerleri ile kapalı bir toplum olarak, avrupayla aynı seviyede okur yazar sayısıyla kendini sadece silahlanma yarışında geri bırakarak, ayakta kaldı. 1800lerin sonlarında, amerikalılar tokyo açıklarına bir donanma gönderdiler ve japonyaya iltümatom verdiler. ya limanları ticaret gemilerimize açarsınız ya da şehri bombalarız. ortaçağ silah teknolojisi ile modern silahlarla donanmış orduları yenemeyeceğini anlayan ve halkının katledilmesine göz yumamayan japon ileri gelenleri, imparatorlarını da ikna edrek, sömürü düzeninin aktörü olmayı ve toplumlarını, geleneklerini, geçmişlerini kurban vermeyi kabul etmek zorunda bırakıldılar. kendinden olmayana, kendi kültürünü benimsemeyene, malını almayana, hammaddesini vermeyene yaşam hakkı tanımayan amerika, insanlık tarihinin en barbar tiranı olarak, özgürlükler ülkesi masallarıyla tüm insanlığı peşine takmıştır. onlar gibi yaşıyor, onlar gibi tüketiyor, onlar gibi konuşuyoruz ama aslında asla onlardan değiliz. biz köleyiz, onlarsa acımasız efendilerimiz. hala efendim demekte ve efendi olduğunu zannetmekte ısrar edeniniz varsa buyursun kendi mahvoluşunu kendi elleriyle hazırlasın.
    3 ...
  2. ?.
  3. ?.
  4. keyif alarak okuduğum bir tespittir ve abd nin süper güç olabilmek adına izlediği acımasız politikaları çok güzel ifade etmiştir yazar bu yazısında.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük