Gerçekler mi acıdır yoksa gerçeği öğrenmek mi acıdır tartışılır. Bence özgürlüğün veyahut hakikati görmenin bir acı verdiği kesin. Bunu çeşitli filmlerde de görürüz. Örneğin They Live... ideoloji üzerine yapılmış bir filmdir. Karakterlerin gerçeği görmek istememesi (spoiler vermek istemediğimden sahneyi belirtmiyorum) bir örnek olarak verilebilir. Veyahut V for vandetta gibi, figh club gibi vb. filmlerde de kahramanların özgürleşirken acı çektiklerini görürüz. Hem zihnen hem bedenen. Bu bağlamda özgürlüğe ulaşmak ve hakikati öğrenmek beraberinde acı getirir. Oysa cahillik mutluluktur...
Trafik kazasında ağır yaralanıp ölümden döndüğü için artık sadece istediklerini yapmaya odaklanmış dünya sikinde minare götünde bir şahıs olarak kendimden başkaları adına kendimi heba ettiğim bütün anları söverek anıyorum.
o acıyı genellikle ilk etapta hissetmiyorsunuz. zamanla yavaş yavaş gerçekleri görmeye başladığınızda öyle bir çıkıyor ki o acı. ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim. yaşayınca anlıyor insan.
hayatta doğruyu söyleyen insanların sevilmemesinin sebebi. hele birde değer yargıları ile alakalı doğruyu söylerseniz hiç sevmezler. gerçek hayatta size küserler, terslerler, sözlükte eksilerler.
hayallerini gerçekleştirebilecek güce sahip olmayan eziklerin ve istediklerini elde edemeyen zavallıların eninde sonunda söylemeye mahkum olduğu sikimsonik motto.
aslinda aci hayatin ta kendisidir. bu yüzden "gercekler acidir" diyoruz. o zaman bu deyimin zit anlamlisi "yalanlar tatlidir" oluyor. hala bazi seyleri göremeyen, anlamyan insanlara acik mektup, buyrun burdan.
karşınızdaki kişiye söylendiğinizde, sinirlerini bozan cümledir. gerçekleri kabul etmeyip, bu durumlar üzerinde yorum yapan insanların kendilerini bir kez daha gözden geçirmeleri lazımdır. insan doğası gereği kendinde bulunan özelliğin, eksikliğin yada toplum içinde dışlanmış bazı olayları yapması, yüzlerine vurulduğunda hemen savunma mekanizmasını öne atarak bir şekilde kendilerini savunmaya geçerler.
acı da olsa, gerçek olma gibi bir mükemmelliği vardır.
dogmatik normlar içinde düşünen, ona göre yaşayan kişiler gerçeklerle yüzleşmekten nefret ederler. organizmaları gerçeklere uyum sağlayamaz. tabulaşmış konuları düşünce ve bilgi sahibi olmadan inkar etmek, yalanlamak yolunu seçerler. gerçekleri aramak, araştırmak yerine en ilkel bir tarzda, küfür, taş ve sopalarla doğru söyleyenlere saldırırlar.