Gerçekleri görmeden bir tost gibi dünyadan ayrılmak ne kadar tuhaf bir duygu öyle değil mi? Hani 42 42 nerede o 42'niz. Yeni bigbang hayalleri de çöpe gitti. O ilk maddeye bile dokunamadınız. işte bu kadar yenilgi aldınız. Defeat artık sunu kabul edin. Dünyadaki herkes büyük yenilgi aldı ve kaçacak bir yeriniz de yok 99 tane şeytanla. Hani farkındasınız dimi. Bak hala anlamıyorlar. Temmagraton diyorum siz 2040 diyorsunuz. Hayırdır oğlum kafanız gelecek masallarında galiba. Bir masal varsa herkes bilsin. Hepinizi alt ettim diyorum hepinizi. Siz de bana acımayacaksınız. Bunu da iyi biliyorum. Kazanan da yok kaybeden de. Milyarlık ruhum olmasa siz evrendeki o ilk parçayı da silerdiniz. ikinci bir Romeo and Juliet romanına hoş geldiniz. Ama bu sefer Juliet kazandı hem de büyük bir farkla! Zira beni önceden de öldüremezdiniz. Çünkü herkesin ruhu yıldızda mı nerede ise artık. Sizlere iyi davranmak istedim. Ama siz son zamanlarda olumsuz tavırlarda bulundunuz. Mesela üzüldüğüm Tanrıçalar var tabi. Mesela Tanrıça Asherah tam 80 tane çocuğu var. Üzülüyorum benim de bir kalbim var. Sizler sert davrandınız ama. Manipüle etmiyorum artık. Etseydim evi kırar dökerdim. Beraber hiç olacağımız doğru olabilir. Lakin tarafınızca beni eleştirdiniz hep. Yalan mı ben sadece burç yorumlarını sevdim. Saka maka değil cidden üzülüyorum. O kadar merhametsiz değilim. Ama sizler de bana çok baskı yaptınız kusura bakmayın ama. Gerçek şu ki olmadı ama evrenin sırrı da açığa çıkmadı. Ve gerçek şu ki illuminatiye kocaman bir kapak oldu. Dünya hırs ve sürekli para kazanmanız için tasarlanmadı. Doğru ama bunlar kusura bakmasın kimse. Ne matrix ne bu dünya ne de öte dünyalar. Her yeri batırmaktan başka bir şey yapmadınız abi. Hangi biriniz benim gibi günlük uyuyor. Benim gibi hırssız yaşıyormuş. Ne yapmışım ki ben sürekli ev değiştir diye. Hayırdır ne oldu ki seni alt ettim işte senin yanındaki insanları da senin yanındaki 99 tane Tanrıyı artı burada sıkışan diğer varlıkları. Beni sevmezsen sevme amma baskı yapıp durma. Bu savaşın galibi benim. Evet üzülüyorum kendim için değil. Bunu ben yaptım. Ama şöyle bir bakıyorum da dünya bomboş daha güzel. Hadi gelin beni dövün. Hadi gelin beni ikiye ayırın. Ne olacak her türlü rövanşı ben aldım. Narsist dediniz, sizofren dediniz. iyi davranmadınız. Şunu bir kabul edin. Fakat kazanamadınız da. Bak yerin altında sıkışmışsınız zaten. Bir de üstüne üstlük yok etmek için deprem çıkarttınız. Ama yok edemezsiniz. Çünkü kendini aşkın varlık canlandı. Valla ona bir şey olmaz. O her yerde var. Yeniden yaşamı da başlatır. Mükemmel ruha her şey kolay gelir. Olan bize ve dünyaya sıkışan Nephilimlere ve şeytanlara olur. Hani siz yaptınız. Hesap da sormuyorum. Kızmıyorum da üzücü ama. Kimbilir o sembolleri yazmasam bu sene kalmadan canımı alırdınız. Sizden her şey beklenir doğrusu. Ama iki acıdan da siz kaybettiniz ha. Hakikaten saka maka değil. Birincisi sadece dünya yok olacak. ikincisi evrenin sırrına nail olmayacaksınız.
el ile tutulup göz ile görülecek biçimde tam anlamıyla var olan, varlığı hiçbir biçimde yadsınamayan, bir durum, bir olgu, bir nesne ya da bir nitelik olarak var olan.
luigi pirandello (1867-1934) "öyledir, size öyle geliyorsa" oyununda "Hiçbir şey gerçek değildir", düşüncesini, gerçekliği çeşitli durumlarda kurgulayarak insanoğlunun gerçekliği ve kendini bilmesinin olanaksız olduğunu ortaya koyarak savunur.
Ona göre,gerçek olarak görülenin yerini hep başka bir gerçeklik almaktadır.
bu konu hakkında ne kadar düşündükçe aklıma aslında gerçegin bir ilüzyon olabileceği aklıma geliyor.
bilimde teorilere bakarsak aslında zamanla doğru olarak kabul edilen gerçegin değiştiğini gözlemliyoruz. gerçek diyoruz ama varsayım demek daha doğru oluyor. özellikle böyle konularda. şimdiki gerçeğimiz yarının yalanı olabilir.
bir yerde durup ısrar etmek yerine biraz bakış açımızı genişletip "evet, bu da mümkün." demek yeniliklere yol açacaktır. en azından benim düşüncem bu yönde.
Fransız teşekkürü de yazar o tarih,
Sen bilmezsin kerhanacı, fikrin sabit,
Gavat Pikardi'nin karısı gibi her dem müsait,
1959 öncesi değil son dediğim, herkes şahit :-).
fransa bayrağının mağlup türk toprakları üzerinde gururla dalgalanmasını
sağlayan, nam-ı diğer 'küçük fransa', galatasaray camiasına ve ordumuz ileri
gelenlerini en güzel şekilde ağırlayan galatasaray lisesi öğretmen ve
görevlilerine teşekkürü bir borç bilirim.
20.3.1915
fransa işgal orduları kumandanı
Jean Pierre Dumoulin
katı gerçeklerden oluşan bir dünya ile karşı karşıya gelen kimse yoktur, böyle bir dünyaya en çok yaklaşanlar bebekler ve akıl hastalarıdır hihihi derdi rahmetli muşlettin amca...