kesin uğraşmıyorsunuzdur. sevgi emek ister, çaba ister, mücadele ister. pes edersen yarı da kalırsan gerçek sevgiyi bulamazsın. inat etmek şart abi. ben buldum darısı diğer dostların başına.
Gerçek sevgi çıkarsız bir ilişkide olabilir. Buda sadece ailede mümkün. Bir anne veya baba çocuğunu çıkarsız sever. Ama sadece bu kadar. Bundan sonra ki tüm hayatınız çıkarlar üzerinedir. Ve çıkarlar üzerine olan sevgiler de gerçek sevgi sayılamaz bence.
gerçek sevgiyi bulamıyorsunuz. çünkü aslında siz gerçek sevgiyi aramıyorsunuz. siz seks arıyorsunuz. eğlence arıyorsunuz. gezmek tozmak derdindesiniz. kısaca bir insanın mutluluk kaynağı olmak yerine, bir insan gelsin ve sizi mutlu etsin istiyorsunuz.
herkes sevmek, sevilmek ister bu dünyada. ancak herkes sevilmeyi hak etmez bu dünyada.
Aradığımız için bulamıyoruz. Düşünsenize herkes gerçek sevgiyi arıyor. Herkesin aradığı bişey size özel olur mu? Hadi buldunuz diyelim. Bu kime gerçek? Sana mı ona mı ötekine mi? Sizin için tasarlanmış gerçek bir sevgi var ise bir yerlerde o gelir sizi bulur. Yeterki beklemesini bilin. Kalpten bekleyin.
her seferinde gerçek kişiyi bulduğunuzu sanıyorsunuz. ama hayır, değil. gerçek kişi tipi güzel olan veya ilginç garip olan kişi değildir. gerçek kişi sizi mutlu eden de değildir. eğer sevginizi tanımlayacak hiçbir kelime bulamayacak birisiyse o zaman gerçek kişidir. hatırladığınız her anda gözleriniz dolu dolu oluyorsa kalbiniz anlamsız bir huzurla çarpıyorsa o zaman seviyorsunuzdur. gerçek sevgiyi bulamıyorsunuz çünkü insanları gerçekten sevmiyorsunuz. sadece onlara muhtaçmışçasına tutunma gereği duyuyorsunuz. yalnızsınız. sevmiyorsunuz sadece sevmek ve sevilmek istiyorsunuz. egonuz tatmin olsun biri sizi övsün yüceltsin istiyorsunuz. birini sadece sevdiğinizden sırf o saf sevginizden onun göğsünde sessiz sessiz ama hüngür hüngür ağlayacak kadar sevemeyeceksiniz. aynı zamanda karşınızdaki de gizli gizli yüzünü birilerinden saklayarak sizden habersiz ağlamayacak bir sokakta.
Çünkü gerçekten sevmiyoruz aramıyoruz ya da... Sevmek adına yaptığımız tek şey fiziksel ve kısmen de sosyal olarak karşımızdaki kimseyi değerlendirip yanımıza yakisma süzgecinden geçtiyse anlık hayalimizdeki yerine oturtmak üzere kurulu davranışlar silsilesidir. Hiçbirimiz eli tavalı aksi bir kadını sevmez sevemez. Neden?! Çünkü sevgi diye tanımadığımız şeyi bir insana karşı atfettigimizde kıymetli(!) sevgimizin karşılığını tam almalıydık egosal anlamda bizi tatmin etmeliydi.
Tıpkı bakkaldan ekmek almak gibi biz sevgi vermeliydik karşıdaki de kendinden birşeyler katmalıydı verilmeliydi.öyle boşta kalmamalıydı gösterdiğimiz sevgi.hiç sormadan,beni seviyor mu diye düşünmeden sevdik mi,karşılığında ne diyeceğini bilmeden korkusuzca haykırabildik mi? Gibi birşeyler ışte sanırım biz olayı en baştan yanlış anladık.
doğup büyüdüğümüz çevre itibariyle; gözlerimiz belirli bir fiziki yapıyı arzularken, kulaklarımız belirli kalıplardaki sevgi sözcüklerini duymak zorundaymış gibi hissediyoruz. Çocukluğumuzdan beridir yaşadığımız toplum ve üzerimizde çok etkisi olan medya, üzüntünün, sevincin, heyecanın ne olduğunu gerçekten ziyade bir "gerçeklik" olarak yapay bir şekilde bizlere aktardığı için, bizler, sunulan kapitalist düzenin ölçülerine alışır olduk. Dolayısıyla aranılan gerçek sevgi, insanın içinin güzelliğine, duruluğuna bakılarak değil, göz zevkini tatmin etmesiyle ölçülüyor.
Nihayetinde "gerçek sevgi" bizlere hiç anlatılmadığından, nasıl arayacağımızı şaşırıp, bir çıkmaza yönleniyoruz.