aile.
insan ailesini seçemez. anne babasını kardeşini cocuğunu seçemez. ama onları diğerlerinden daha çok sever. kendi cocuğunu başkasının cocuğundan herhalde fazla sever. ama bu başka cocuklardan nefret etmesi değildir. bütün cocukları sever. ama kendi seçmediği cocuğunu daha fazla sever.
millet.
insan milletinide seçmez. ama milletini sever. diğerlerinden daha fazla sever. ama bu onun diğer milletlere düşman sevgisiz olmasını gerektirmez.
hayatta herşeyde dengeli ölçülü olmak lazımdır. milliyetçilikte ölçülü dengeli olmalıdır.
yokluğu yara fazlası elbette zarardır.
milliyetçilik kollektif ruhtur . bir araba gibi. lastik motor vites lamba hepsi arabanın bir bütünüdür.
fransız ihtilali ile hat safhasına ulaşmış, ülkemiz de dahil dünyanın birçok yerinde insanların oturma organlarıyla anladığı ve körü körüne inandığı, kutsal saydığı, insanı insandan, toplumu toplumdan ayıracak niteliklerden beslenen, ama aslında bir kör dövüşünden başka bir şey olmayan ideoloji.
milliyetçiliği daha iyi anlamak için önce her insanın şu veya bu şekilde geçirdiği gelişime bakalım:
1. evre -yalnızlık-
anne karnında geçirilen dönemdir. dışarıdan izole, güvenli bir şekilde ama tek başına (ikizler, üçüzler... hariç) dünyaya gelir insanoğlu.
2. evre -ebeveyn-
anne karnından ayrılan çocuğun ilk tanıştığı, dünyaya gözünü açar açmaz kendi sıcak kollarında bulduğu insanlardır.
3. evre -sokak, apartman, site arkadaşları, yakın akrabalar-
okul çağına gelmemiş çocuğun muhtemel arkadaş kitlesi ve dünyasının ibaret olduğu alandır.
4. evre -mahalle, köy-
okul hayatının başlaması ile çocuk artık sokağına, köyüne sığmaz olmuş, mahallenin geri kalanıyla da haşır neşir olmuştur.
5. evre -ilçe, il-
iyice büyümüş, boru sesli, sivilceli ergenimize artık mahalle, köy de dar gelmekte "kuku" peşinde bütün ilçeyi/ili alt üst etmekte çevresi de gittikçe genişlemektedir.
6. evre -etnik köken, ırk-
azınlıkların içine düştüğü durumdur. bir ülkenin içinde o ülkenin çoğunluğa hakim olan kesiminden olmayan insanların kendi gibi olanları benimsediği evredir.
7. evre -ülke-
boru sesi düzelen ve sivilceleri kaybolan çiçeği burnunda yetişkinimiz artık ili/ilçeyi de yalayıp yutmuş(mecazen tabi) ülkesinin sınırlarını zorlamaya başlamıştır. güzel vatanının her köşesi onun için bir cennettir. ülkesi uğruna gerekirse canını bile verebilecek durumdadır.
8. evre -dünya-
hayatı kavrama yolunda çok büyük adımlar atmış yetişkinimizin artık bütün dünya insanlarını, ne bir eksik ne bir fazla eşit görmesi, aynı oranda sevmesidir.
evreler burda bitiyor. şimdi de bu evrelerde yaşanana sorunları ve evreleri bir türlü aşamayan insanları inceleyelim.
1. evre -yalnızlık-
bu evrede takılıp kalan yani kendini dünyada yanlız sanan bir ergen veya yetişkine meczup denir. aklı başında insanların takılmayacağı evredir.
2. evre -ebeveyn-
gelişimleri bu seviyede kalanlara "ana kuzusu", "balkon çocuğu" gibi isimler verilir. naif, asla zarar görmeyeceğiniz fakat toplumlarına ve insanlığa da pek faydalı olmayan insanlardır.
3. evre -sokak, apartman, site arkadaşları, yakın akrabalar-
çocukken yaşanması son derece normal olan bu evrede takılıp kalan insanlara "asosyal", "evcimen" gibi isimler verir ve seri katil olduklarını düşünürüz. çok değişik versiyonları olabileceği gibi genelde bu evrede kalmış insanlar ve diğer evreleri tamamladıktan sonra bu evreye geri dönmüş, inzivaya çekilmiş insanlar olmak üzere ikiye ayrılırlar. önceleri feodal krallıkların temelini oluşturan bu evre günümüzde sadece kendini toplumdan izole etmiş insanlarda görülür.
4. evre -mahalle, köy-
milliyetçiliğin temellerinin atıldığı evredir. mahalle sahiplenilmiştir ve mahalleye karşı bir aidiyet duygusu gelişmeye başlamıştır. bu duygu özellikle mahalle davaları ve mahalle maçları yoluyla gelişir. mahalle davaları, iki mahalle arasında kalan dere, gölet, top sahası gibi yerler ve kız meselelerinden oluşur. mahalle maçları ise bilindiği gibi iki mahalle arasında geçen futbol müsabakasıdır. bu evrede mahalleler arası kavgalar bir kurtuluş savaşı, mahalle maçları ise milli maç etkisi yaratır.
5. evre -ilçe, il-
büyük oranda en hızlı geçilen evredir. sıkı taraftarı bulunan ve düşman şehri çok olan il ve ilçelerde uzun sürer. milliyetçilik ateşi yanmış ergenimiz asla bu kadarıyla yetinmez.
6. evre -etnik köken, ırk-
ülkeyi iç savaşa kadar sürükleyebilecek, genelde dış kışkırtmalara bağlı evredir. 7. evreden sonra en tehlikeli evredir. bir yerden sonra gözleri tamamen kör olan, kendinden olanı gören insanlar en zor yola getirilecek olanlardır. birbirlerine kin gütmüş, birbirlerini öldürmüş bu insanları çevirip bu kavganın sebebini sorsanız alacağınız gerçekten çok şaşırtıcı olacaktır.
- neden kavga ediyorsunuz?
+ onlar türk.
- neden kavga ediyorsunuz?
+ onlar kürt.
ve en sonunda biri çıkar ve o aslı beklenen cevabı verir:
- neden kavga ediyorsunuz?
+ bilmem!
7. evre -ülke-
artık hızlı bir milliyetçi adayı gencimiz için önemli olan kendinden olan demektir. insanların kendi elleriyle önce kağıtlara, sonra beyinlerine çizdikleri çizgiler iki insanı arada hiçbir mesele, sorun olmaksızın düşman yapar. doğumuyla düşman olduğu insanlar olduğunu bu evrede farkeder insan. bir burkina fasolu ve bir papua yeni gineli belki düşman değillerdir fakat bu da onların ortak geçmişi olmadıklarını gösterir. ortak bir geçmişi, az veya çok yaşanmışlığı bulunan ülkeler birbirine ya düşmandır ya da potensiyel düşman adaylarıdır. bu tip kişi, insanları türk olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayırır. ve türk olanlar sınıfına üstün nitelikler ekler. türkleri hep üstün görür. "bir türk dünyaya bedel" seviyesine yavaş yavaş giden bu kişiyi burdan sonra durdurmak gerçekten çok zordur. kendi ırkına yüklediği üstün özellikleri başka ırkların da kendilerine yüklemelerine katlanamaz. mesela bir yunan veya ermeni'nin ondan üstün olduğunu iddia etmesi onun için savaş sebebidir. fakat kendisi rahatlıkla ondan üstün olduğunu söyler. ona bildiğiniz "bok"a bile verdiği değeri vermez. onu kendisiyle ayıran şeyin hayali bir çizgiden ibaret olduğu ise onun için gülünüp geçilecek bir şeydir.
8. evre -dünya-
ister dini değerleri, ister insani değerleri baz alsın bir insanı diğerinden eksik görmeyen bu evre insanları az da olsa bulunmakta ve anlaşılamamaktadır. kendisini türk olarak aşağılayan daha doğrusu türk olduğu için aşağılayan birisine tabi ki bunun saçma bir söz olduğunu belirtmek gerekir. fakat türklerin hiçbir ırktan eksik olmadığını, bazı ırkların türklerden eksik olduğunu aynı bünyede barındıran kişi bu evreye asla geçemez.
günümüzde milliyetçilik, ırkçılık, etnik milliyetçilik gibi artık arasında fark kalmamış sözcüklerle kendini ifade ideolojiler vardır. ve bunların hepsi iki şey söylemektedir: