haftalık olarak piyasaya sürülen,içinde birbirinden kaliteli yazarlar bulunan siyaset,sosyoloji,sanat,kültür ve gündem yazıları ile bilgilendirici yanı da olup 2 ytl ye satılan dergi...
bazen bunun yerine "hayat", yahut "buyuyunce" gibi ifadeler de kullanilir..
insanlarin anlamadigi nokta, bunun insanin urettigi somut gercekligi olmayan bir kavramdan ibaret olmasidir.. benzer bir ornek: "adalet"ten bahsedilir mesela. bu bir kavramdir, ve kendi soyutlugu icinde yeterince ayrintili bir sekilde tanimlanabilecegi gibi, pratige olabilecek somut yansimalari ve uygulamalari da bir yere kadar tanimlanabilir yahutr orneklendirilebilir. ancak, deneysel bir kanit yahut gozleme dayanmadigi gibi, ki zaten bir kavramin buna dayandirilmasi mumkun degildir, dunyada da tam manasiyla adalet yoktur ve olamaz. ancak kismi olarak varligindan soz edilebilir. bir cok soyut kavram, bu temel ozellikleri tasir.. gercek hayat da bunlardan biri..
isin ilginc ve aldatici tarafi ise, bu kavramin gercek kelimesini icermesi sebebiyle insanlari yanlis yonlendirmesi ve sanki somut bir gercekligi varmis sanisina kapilmalarina sebep olmasi. neyse anneler babalar, abiler ablalar, amcalar bu "gercek hayat" denen somut gercekligi olmayan seyden bahsettiklerinde sabirli olmak ve ilk firsatta ortamdan kosarak uzaklasmak gerekir.
geçen gün oturup da 2001'den itibaren biriken sayılarını sıraya dizidiğim okunası dergi. aslında görünüş itibariyle ufak ve sevimili bir gazeteyi andırır kendileri. cuma sabahlarını heyecanla bekleme sebeplerimden biridir aynı zamanda.
acının, tatlının, göz yaşının, mutluluğun, üzüntünün, hüznün, dostluğun, aşkın, samimiyetin, düşmanlığın vs. damarlarda hissedilerek yaşandığı sanallıktan uzak hayat türü.
pamela spence in üçüncü albümü cehennet ten bir şarkı. albümün en iyilerinden.
günü gün etmeye çalışırken
baktım ki yarın olmuş
her şey bitmiş sabrım taşmış
baksana olmuş
günlerden oluşmazmış ki kader
her isteyene aşkımı verebilirim sanmıştım
baktım ki insanlar bundan çok korkmuşlar
bu yüzden taşlanmakmış kader
günlerden neydi unuttum
çarşamba uyumuştum
perşembe yoruldum
cuma yine güç topladım cumartesiye
geri gelmen için
harcamam içkimi
gerçek hayat bu sanki
dönemeyiz geriye
gidemeyiz bu gece
bir adım ileriye
bildiğim şeyleri anlatmak istiyorum herkese
sonra deli diyecekler diye korkuyorum yine
bu yüzden susmakmış kader
günlerden neydi unuttum
çarşamba uyumuştum
perşembe yoruldum
pazar yine hüzünlendim pazartesiye
geri gelmen için
harcamam içkimi
gerçek hayat bu sanki
dönemeyiz geriye
gidemeyiz bu gece
bir adım ileriye
ölmüş dostlar görüyorum rüyamda her gece
derler ki bana buralarda yer yok sana
bu yüzden vazgeçmem kaderimden
gerçek hayat bu sanki
dönemeyiz geriye
gidemeyiz bu gece
bir adım ileriye
Bu hafta Yitik Ülkemiz: Sosyal Adalet kapağıyla çıkan dergi.
Gerçek Hayat'ın eleştirilerini okurken içim hep rahat oldu, nefsani eleştiri değildi çünkü bunlar, hakikati hatırlatma derdindeki eleştirilerdi. Şimdi yine güya islami tesellilere sığınarak islam'ın adalet hassasiyetini törpüleyen tiplere ne kadar giydirse yeridir, ne yapalım mevcut konjektüre göre hareket ediyoruz diyenlerin suratına ''büyük mahkemede'' böyle bir mazeretin geçerli olmadığı gerçeğini ne kadar çarpsa yeridir. Bu son derece ölümcül hatamızı düzeltmeye gayret etmekte şeyh efendilerin, hocaefendilerin, ağabeylerin yetersiz kaldığını söylemesi çok doğrudur. içinde bulunduğumuz durumda her müslümanın bu yarayı vicdanında hissetmesi gerektiği, toplumsal adaleti yitik ülkem diye nitelendirmek mecburiyetinde olduğu keza öyle...
Bütün bunlarla birlikte bu sefer mide bulandıran bir ayrıntı vardı, hakikati haykırmaktan çok nefsaniyete kaçan: eğer din gayretiyle insanlardan toplanan paraların başka mecralara kaydığı kesin vaki ise bu açığa çıkarılır, hesap sorulur. Ama zanla, belli belirsiz bir şekilde böyle muğlak ifadelerde bulunmak, insanların aklını karıştırmak, kendi geçiminin derdinde olduğu halde dünyanın bir ucundaki öğrenciye destek olmaya çabalayan gariban esnafın hakkını çiğnemektir, zulumdür.
396. sayısında [geçen cuma çıkan ve hala satışta olan sayı- 23 mayıs 2008 tarihli sayı] ekşi sözlük 'ün "yeşil yazarları" ile bir roportaj yapmış olan dergidir. cin ruhiyeitaatsizorhan perver floydiannoktalıvirgul ve gözüpek dergiye konuşmuş olan ekşi sözlük yazarlarıdır. mükemmel bir roportaj olmuş ve ses getirmiştir.
396. sayıda konu(k) edilen ekşi yazarları gayet de seküler, 'relax' insanlardır. koyu yeşil değil açık tatlı su yeşilidirler; hasbihalim var, ordan biliyorum...