yoktur. illa ki bozulur tüm dostluklar, gerçek bile dense. araya yollar girer, insanlar girer, zaman girer, zamansızlık girer... ama biz inatla gerçekçi olup imkansızı istemeye devam ediyoruz işte.
aksine var olan dostluktur. hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmaması gerek insanın. çünkü hiç tahmin edilmeyen bir anda o gerçek dost karşınıza çıkıyor. ve sizi zor günlerinizde yüzünüzü gülümsetiyor. siz ne severseniz o da onu seviyor. siz neye mal mal gülerseniz o da hiç çekinmeyip sizinle mal mal gülebiliyor.* o candır... o herşeydir. *
zımzıt siyasi dini felsefi görüşleri bile kırıcı bir tek kelime etmeden sadece merakla tartışabilmek, saygının ve sevginin böyle şeylerden asla zarar görmemesi...
mevlana ve bir öğrencisi,dostluğun ve arkadaşlığın konu edildiği bir söyleşiden çıkmışlar,
yolda birlikte yürüyorlardı.
biraz ileride yolun kenarında,iki köpeğin koyun koyuna sokulmuş,birlikte uyumakta olduklarını gördüler.
öğrencisi,biraz önceki söyleşinin de etkisi altında kalarak,bu görüntü karşısında çok duygulandı ve bu duygusunu
mevlana ile paylaşmak istedi.
" efendim,şu manzaraya bakın,"dedi.ne denli yüce bir ders alınacak dostluk örneği değil mi?
mevlana,öğrencisinin bu heyacanı karşısında hafifçe gülümsedi ve kişisel çıkarların nice dostlukları yakıp
kül ettiğini anımsattıktan sonra,ona unutamayacağı bir ders verdi:
"evlat,sen onların arasına bir kemik atıver de,bak o zaman gör dostluklarını",dedi.
bir dostluk,kişisel çıkar karşısında unutulmayacak denli sağlamsa,ancak o durumda bir değer ifade eder ve
ancak o zaman onun adına "gerçek dostluk"denilir.
Gerçekten dünyanın neresinde olursan ol aklından çıkmayan ve hep özlemlediğin, birlîkteyken birbirini çok iyi anlayan tamamlayan,
Sevgilerinin gücüyle insanların çabalarına rağmen bir türlü araya fitne sokulmayan.
Artk sözlere gerek kalmayan gözlerle anlaşabilen yegane insanlar.
Her ne olursa olsun aklına gelen ilk oysa herşeyin en iyisini, en güzelini onun için istiyorsan, sadece onun mutlu olmasını istiyor, onun mutluluğuyla sen de mutlu oluyorsan, canı yandığında senin de canın yanıyorsa, canını yakanın canını yakmak istiyorsan, ve yaşadığın her şeyi ilk onunla paylaşmak istiyorsan kıskanılması gereken gerçek bir dostun var demektir.
çıkarsız,hesapsız,kitapsız sevmekle başlar. yolunuzda ilerlerken, bir yol arkadaşı sıcaklığı hissedersiniz sol tarafınızda. şanslıysanız yol bitse de arkadaşlık bitmez. bazen yediğiniz,içtiğiniz aynı metabolizmada ilerliyor gibi gelir. bazen araya yıllar,yollar girer. sevgi gerçekse, araya giren ne olursa olsun, göz göze geldiğinizde birbirinizi anlarsınız. 2 sene görüşemezsiniz mesela ama 2 sene sonra karşı karşıya geldiğinizde kaldığınız yerden devam edersiniz,hiç bırakmamış gibi. biriniz ağlarken, diğerinin de gözleri dolar. bazen içip içip eye-liner akıtırsınız. bazen sabaha kadar telefonda ağlarsınız. biri mutsuzken diğeri gülüp eğlenemez,ayıp olur kaygısıyla değil,eğlenmez değil,eğlenemez. hep seversiniz,çok seversiniz. insanın sadece sevgilisinin kokusuna ihtiyaç duymayacağını öğretir size,sözle değil. bazen çok kızarsınız çünkü sevdiklerinizin hatalarına tahammül edememe kuralı girer devreye. sinirden ölürsünüz ama kimseye laf söyletmezsiniz. ihanet etmezsiniz. çok seversiniz. kardeşlik için kan bağına gerek olmadığını anlarsınız.
Uzun yillar tanimak degil bir insani dost yapan , anlamaktir. Eger ruh diliniz ayniysa bir insanla iste odur sizin dostunuz. Gormeye birlikte birseyler yapmaya gerek yok.kalpler bir olsun yeter .
belli bir zaman sonra hayat gaylesi çıkacak ortaya ve gerçek dostum dediğin adam seni unutmuş olacak.benden büyükler iyi bilir küçük olanlarda 30 una geldiğinde beni çok iyi anlar.