gerçek aşkın ardından kalanlar, insanın yarım kalmaya mahkumiyetidir. ne gözler güzeli görür ne de ruh huzura erer. konusmaya yetecek ne cesaret vardır elinde ne de susmaya yetecek sabır. karanlıkta ağır ağır kaybolursun ama asla tamamen yitip gitmezsin.
adını duyunca bile içinin acıması ki isottan beter acıtır içini,
gözlerin zaman zaman dolması hatta bazen sel olup akması,
ahlar, vahlar, tühler, yazıklar olsunlar,
en sonunda bütün yaşananları unutup çekilenlere alışmalar...
"hafif bir üşüme başlar gerçek aşkın ardından
iliklerime kadar sensizlik işlemiş
sanki yüreğim yerinde değil ,bütün organlarımın soğuduğunu hissediyorum
herşey boş geliyor ,ruhum geziniyor boş sokaklarında istanbul'un
ve ardından bende kalan gözyaşı , boş içki şişeleri" y.cemil
acı , hüzün, öfke, gözyaşı... Bu böyle uzar gider. Biten şey gerçek aşksa eğer birgün bir yerlerde bir şekilde karşınıza çıkıp yüzünüzü gülümsetebilir yada kötü ihtimalle canınızı hala yakar.
korkular ve yeni başlangıçlar vardır. Yeni başlangıçlarda ise eski tadı aramak vardır. eski tadın ise şimdi acı olduğunu anlamaktır. duygusal bir parçalanma gibidir herşey, haklı olduğun halde doğruların sarsılmış olabilir, sosyal hayatından ailene, arkadaşlarına herşeye kadar seni etkileyebilir, yer yerinden oynayabilir hayatında. zamanla düzelir herşey, sonra bir sabah uyandığınıda kafandaki düşünce ise sonraki ilişki için daha sağlam temeller atmanı sağlayacak tecrübeyi yaşamış olmaktır.
sıcak asfalta yapışmış ve defalarca çiğnenmiş, çehresi çizgili, istem dışı hareket edebilen, her hareketinde yenilen, küçük büyük acı dolaşımı yapabilen, kırıkları kırkları aşmış, sahibinin yumruğu boyutunda, günahları boynunda bir küçük organ...
resimdir. bakarsınız bol bol, gülümsüyordur arsızca. hiç çekip gitmiş adam tipi yoktur. içinizden küfür basarsınız. özetle; lanet olası bir resimdir. **