buram buram dandirik anket muamelesi gördürelecek 9. sınıf entryler ile dolacak olsa da bu başlığın amacına ulaştırmak gerekmektedir. bu üstün amaç nedir diye sual ederseniz bu başlığı kıraat eden kişinin var olan olguyu hiç böyle düşünmemiştim demesidir. başarı budur. buna bir nebze yaklaşıldığında vaad edilmiş topraklar menziline ulaşılır velev ki çokluk iyidir düşüncesi ile hareket edilir çokluk bokluktan başka birşey getirmediği benim şu anda 6 yaşındaki dayıyiyenim bile bilmektedir.
herneyse mevzuya başlıyalım.
Aşk, şehvetin diğer adıdır. Şehvetten başka şehvetten daha ötedir, içinde bol miktarda aldatmaca, yalan, ikiyüzlülük ve kim bilir neler karışmıştır. ama yine de acı verir. en kuvvetli salgından bile beterdir. ama aşk yüzünden ölünse idi fena olmazdı hani. ama işte aşk öldürmez. bir nezle, bir soğuk algınlığı gibidir. öldürmez süründürür.
bazı budalalar vardır, bazı ahmaklar. aşk için kendilierini öldürürler yahut kendilerini süründürürler. ama öyle ya da böyle geçer.
Mükemmel olmayan bu dünyada, en az mükemmel şey aşktır. Aşk, mükemmellikten en mükemmel uzaklıktadır.
aşağı yukarı böyle birşeydir aşk. çoluk çoçuk oyuncağı, 5 yaşında hediye verilen oyuncak arabadır. oynarsın oynarsın ya kendi şapsallığından kaybedersin yahut araba tarumar olur ya da sıkılır fırlatırsın o da olmadı seni fırlatır gider.
peki geriye ne kalır?
dünyada 7 milyar insan var. 7 milyar insanın başından 2 aşk geçse 14 milyar eder rakamsal olarak. gelmiş geçmiş insanları hesaba katarsak bu rakamı herhalde hesap makineleri hesaplayamaz ben ondan kısaca bu rakamdan bir diye bahsetmeyi uygun buluyorum.
neden bir mi? çünkü insan diğer şeyleri pek iplemez, başkalarının aşklarını. anca filmlerde olursa güzel olur yahut romanlarda. hayır romanlarda aşk romanların safi bu olgu çok sikindirik oluyor. harlequin serisiyle kıcımı bile silmem. - thank god-
işimiz kelimelerle. aşk bir manyaklıktır esas olması gereken sevgidir. osuruk gibi bir gün uçar gider ama sevgi bakidir.
aşk insanın ileride hatırladığında sacını başını yolduracak eylemlere girilmesine sebebiyet verir, sevgi vermez. ama aşk bir kıvılcımdır. kıvılcım çakar çakar ama ocağı yakmazsa ne boka yarar? işte ocağın altındaki odun sevgidir.
zaten haddinden fazla uzayan aşk çocuk kalmışların işidir.
peki geriye ne kalır?
sessizlik mi?
hayır o öldükten sonra vucuda gelir. eğer bir tanrı yoksa.
bir kaç hatıra kalır somut şeyler. yahut varsa bir kaç şarkı kalır dinlendikçe anımsatacak aşkın nesnesi olan kişiyi anımsatacak belki belki bir resim belki bir kaç cerceve akılda kalan kahkalar arada sırada uyku denilen kopmada beleş film izleyip oynarken rol arkadaşın olur, başka birşey kalmaz.
belki de göklerde kartal gibiydim şarkısını şiir formatında okurken yahut şarkı formatında dinlerken daha candan eşlik edilir. oynanmaz yaşanılır.
ama eninde sonunda bir bok kalmaz.
somut şeyler ya kaybolur yahut fırlatılır atılır, zamanla şarkının anlamı kayar, düşlerde rol oynamalar 40 yılda bir olur nihayetinde elde kalır kocaman sıfır.
bir yazar vardı kimdi unuttum. şunu demişti; aşka harcadığım vakit ile yeni bir ömür satın alabilirdim.
benim bu husus hakkındaki fikrim aşağı yukarı budur.
ha bu arada birşey daha var,
gün gelir ölüm 'Ağacını kesiyorum çünkü zamanın doldu.' der ve bu iş olur biter. gümbürdeyip gidersiniz.
dört yıl öncesinden kalan atılamamış, ona ait winston soft paketi belki de, somut tarafından düşünülürse.
diğer taraftan bakılırsa da " bundan sonra sevmeyeceksem sebebi sensin..."
Büyük ve gerçek bir aşktan beklenen son, her zaman bir faciadır, böyle bir aşk ya bir cinayetle bitmeli ya da bir intihar.En iyisi bunların birlikte gerçekleşmeleridir. Hoş, aşıklar için cinayet ve intihar zaten aynı şeylerdir. Geriye her zaman bir tek ceset kalır.
(bkz: şeytanın fısıldadıkları)
boşluktur ve küllerdir her rüzgarda yüzünüze gözüneze esen. ağlamaktan sürekli şiş gözler, sahte tebessümler, yedek sevgililer ve yine boşluktur içine ne koyarsanız koyun dolmayan.
Aydınlıktı, gün ışığı sızıyordu gözlerimden. Sonrası karanlıktı, sevgili bir el değiyordu bakışlarıma. Gözlerim bir sevgiye kapandı, ardından ayrılığa açıldı...
koca bir hiç kalır. ellerine bakınca sadece avuçiçi çizgilerini görürsün. geçmişte ise yaşanırken mutluluktan uçuran şimdi ise herşeyden çok acıtan yığınla hatıra... yarına bıraktığı miras koca bir hiçtir aşkın. o kadar acımasızdır...
çaresizlik, yalnızlık, anılar, izler, bakılan her yerde görülen anlamsız boşluk ve hayattan vazgeçmemek için bir neden arayışı. ha gayret dostum, başarırsın. unutma ki bir zamanlar yürümeyi bilmiyordun, sadece emekliyordun. sonra ayağa kalktın ve yürüdün. yine yaparsın.
herşeyin anlamını yitirdiği siyah beyaz bir hayat, nötürleşmiş dugular, nefret, kızgınlık, neden ve acaba soruları, eğer ararsa kalbinizde sakladiğınız haykırılacak cümleler, ondan başka asla kimseyi sevemeyeceğiniz gerçeği,hayal kırıklıkları...