Zordur bir ayrılığın ardından yaşamak,yaşamaya çalışmak...Sessiz kalırsın her şeye,izlersin öylece...Akıp giden hayatta, dümensiz bir sandal misali savrulup durursun,gideceğin yeri hiç bilmeden.Başkası dolduramaz onun yerini,o oyle bir boşluktur ki, derin bi yer eder kalbinde..Gelenı de saramazsın,sevemezsin, onun olamazsın.. belki de ,o da senın...
Uzaklaşıp gitmek ıstersın, gidecegin yeri hiç bilmeden..Ama onun düşüncesinin seni hiç bırakmayacagını da bilirsın,dunyanın diger ucuna gitsen de..Boşunadır çabaların,hayallerın,umutların..Kalbini söküp atasın gelir...
Hep bir günü düşünürsün: ya sevgiliye kavuşursun o gün, ya da toprak olur 'gercek sevgili'nin yanına göçersin..Sonsuza kadar yaşarsın O'nunla...
Ey sevgili,duy sesimi! Ölü ya da diri, bu kalbim seninle olacak yine!!!
Seni hala öyle çok seviyorum ki,
askım senden de öte..
Aşktan özür dilerim,
Saf maddeden yapılmışsa
Bir gün mutlaka sana dönecektir!
şaşkınlık. günler geçse bile inanamazsınız ayrı düştüğünüze, şaka gibi gelir. çünkü kendinizi hiç ayrı düşünmemişsinizdir. öyle ya büyük bir aşk ne de olsa ayrılığın mümkünü yoktur *...
onlarla özdeşleşen evlerinden çıkmak zorunda kaldıkları zaman fikret* evde, evle ne kadar yaşanmışlıkları olduğunu kendi kendine bir daha düşündükten sonra; " anılar, anılar, anılar..." der.
gerçek bir aşkın ardından kalanlar da işte; anılar, anılar, anılardır...
--spoiler--
herkes yaralarından bahseder, ama kime anlatılırki yara orada bulunduğu yerde, yara olarak yalnız. elimde kalan minyatür bir kuş şimdi, yitirmiştim o aşkın kimliğini hükümsüzdür, hükümsüze hükümlü bir aşkı unutmak istiyorum.
--spoiler-- *
şiirde de anlatıldığı gibi yara, anılar ve saygı kalır.