Boşa geçmiş zaman - ne çok, keşkeler/belkiler söyletir insana!
Söylenmiş söz - birden çıkıverir, çok pişman etse de asla geçmez yarası..
Ve fazla sıkılmış diş macunu - sinir krizi geçirsen de, o macunun çoğu dökülüp ziyan olacak.
En acı kısmı ne biliyor musunuz?
O macundan kolilerce alır ve ziyan olanı unutursun ama söylenmiş sözü, geçip giden zamanı telafi edemezsin. fakat buna rağmen fazla gelen macunu tüpe geri sokmaya çalışır bazıları, niye? Çünkü insanlar hayatı boyu boktan şeylere üzülür/önemser, gerçek acıların farkına çok geç varır..
Bir insanın bütün zayıflıklarını bildiğin en yakının olduğun halde bile bile sırf canını acıtmak için söylediğin söz geri alınmaz çok can yakar ama telafisi yoktur.
aldığınız eğitim, zaman geçirdiğiniz insanlar, o insanlarla iletişime geçmenin bedeli, pişmanlıklar, yapılan hatalar, hayatınıza giren insanlar, yalanlar, yalanın açtığı sorunlar vs. bunların hiçbirini geriye götürüp düzeltemeyiz. bazen şans isteriz, keşke, keşke geriye dönsem, düzeltsem, çok çalışsam, çabalasam, elimden geleni yapsam ... iç sesler genelde aynıdır herkes için. böyledir. asla geriye dönemeyiz. ve yaşadığımız hayat bir şekilde ilerler, tıpkı çarklar gibi. şimdi sadece 3 boyutlu düşünün. çarklar düşünün, siz bir çarkı hareket ettirdiniz, sonra o en yakınındaki çarka çarpar, sonra o çarkta en yakınındakine, ve sonrada diğerleri diğerlerine çarpa çarpa, kader denen şey ortaya çıkar. hadi etkileşim diyelim. bir çarkın dönmesi, bir şeylerin etkileşimine neden olur. ve sonunda ise bir tepki gelişir.