bana en tuhaf geleni çocuklarını evde bırakıp kaçan kadınların arkasından salya sümük ağlayarak geri dön diyen erkeklerdir.birde utanmadan televizyona çıkarlar orda yalvarırlar.
her dakika eliniz gider telefona ismini tuşlarsınız ama bir türlü aramayasınız birde gurur vardır ya bırakılıp gidilen sizseniz sesini duymaya cesaret edemezsiniz mesaj atarsının sadece geri dön özledim seni ve heycanla baslanır beklenmeye gelmez bir türlü mesaj geceler geçer gelmez ve bir haber alırsınız o artık başkasınındır. umutlat yıkılır yerle bir olur hayat .
ölüm gibi birşey olur ama kimse ölmez...
Sezen'in tüm baba slowları gibi kürdi makamında olan duygusallıkta sınır tanımayan şarkı.
bir de aynı adla bir hülya avşar filmi vardı 80'lerde, her sahnesinde neredeyse enstrumantel olarak çalardı bu şarkı.
hüsnü şenlendirici'nin klarinet yorumu da müthiştir, eğer kişi kendi de klarinet çalıyorsa çalması inanılmaz keyifli bir şarkıdır.
90 lı yıllarda sezen aksu hayranlığının hat safhada olduğu dönemlerde -ki muhakkak herkes hayatının bir döneminde sezen aksu hayranı olmuştur ve bıkana kadar dinlemiştir -melankoliye bağlayan, giden sevgilinin ardından sanki o dinliyormuşçasına tek başına odaya kapanılarak dinlenen, bir kez daha sonra bir kez daha dinlenen, ancak ne dönenin olduğu ne de kendinden habersizce dinlenen o duygu sadisti sevgilinin haberdar olduğu, uzun ince, yarı uyuşmuş yarı ıslak gecelerin götüren ve de küstüren parçası.