court-to-court şeklinde beşerlikten sokak basketbolu oynanmıyor tabii böyle de; evde işte, çocukken... o bir şeylerden başka bir şey üretme, icat etme, türlü heyecan arama arzularına yenik düştüğün zaman buluyorsun bunu. nitekim, benim de 5-6 yaşlarıma tekabül etti bu hadise.
malum, bu gergef dediğin nesne, birbirinin içine geçen, araya kumaş türü şeyleri sıkıştırabildiğin 2 halkadan ibaret bir malzeme. biri diğerinden bir miktar daha küçük çaplı yani; bu da her şeyden önce, eve içinde patates dolu olarak gelen bir filenin bu iki halka arasına geçirilerek pek ala bir basket filesi olarak kullabileceği manasına geliyor. al sana en fiyakalısından pota! beyaz da fileli! elinde işte! elinde de nerene sokacaksın şimdi bunu? o da kolay. bul bir dolap, ya da yüksek bir çekmece gibisinden bir yer, sıkıştırıver araya. bi' de al bir tenis topu veya herhangi küre şeklinde bir zımbırtı. allaaaah! gelsin smaçlar, üçlük yarışmaları, ters turnikeler, beyne vermeler... gayrısını ben bile şu an düşünemedim.