gereksiz bir icraat olarak yaşamak

entry3 galeri0
    1.
  1. hayat; sonsuzluk içerisinde, ömrümüzle sınırlandırılmış zaman dilimi. ne kadar yalan. sanki herşey benle varoldu ve benle yok olucak. kartaca savaşı benim için oldu, rönesans benim için yapıldı, kavimler göçü benim için oldu, haçlı seferleri benim için düzenlendi, dünya coğrafyası benim için var. arkana bakmadan bunları sindirmek ve basite indirgemek ne kadar anlamsız. yaş 20, cahit sıtkıya göre, yolun dörte birini çoktan geçmişim. daha başında olmak mutluluk verici mi yaşamanın, son dörtte üçü boyunca da tırmalamak. çok mu ayrıcalıklıyım herkesin beklentileri aynıyken hayattan...

    yok olacak herşey, herkes biliyorum; benden sonra. herşey benim için benimle var sanki, herkes. uludağ sözlükteki 6000 yazar, türkiyede 70 milyon insan, dünyadaki 3 milyar kadın, empire state, sırrını gizeminde taşıyan piramitler, geceyi çıkartabilmek için sigara aldığım büfe ve amerikan tütünü. çok mu megolamanca veya saçma geldi. hayat belki de; subjektif bakabilme yetinizi yitirmenizden ibarettir ve kendinizi onun merkezine oturtum sorumluluğu altında ezilmeniz... ve bencilleşmek! ne güzel demiş nazım yaşlılık üzerine, bencillikten yola çıkarak;

    kalın boynu kırışan kızım
    imkansızdır ihtiyarlamamız bizim
    etin kemikten gevşemesine br başka tabir gerek
    ziraki ihtiyarlamak; kendinden başka kimseyi düşünmemektir.

    galiba ihtiyarladım... ya da yaşlanmama sebep olan, bana günlerdir kendimden başka bir insan sesi dinletmeyen duvarlardır. evim, odam ve uyandığımda, mutfakta kaynayan bir çaydanlık sesi duyayamamamdır. yada yitip gidecek bir sesten korkmam... her ne olursa olsun, kendi seçimin değilse de zevk almayı beceremiyorsun her zaman. ne varsa içimde hayata dair...

    boyumdan büyük cümleler kuramıyorum hayata dair, korkuyorum.

    kader var mıydı gerçekten? beni edilgen bir kalıba sokan, arsız bir çocuğun elinde oyuncağa çeviren... peki tanrı? dünyaya geldiğimde yalnız olmadığımı kulağıma fısıldayan o sonsuz kudret(!).

    kendine ait bir yalnızlık ve dünyana ait bir sukunet... insan bir jack daniels tan başka; daha ne isteyebilir ki... kendi ellerinle yerle bir ettiğin eserini izlemek için prime time saatlerde, kumandaya sarılmış bir şekilde üçlü koltukta uyurken beyninde yankılanan hayatın içinden, arkası yarın cümleler için. kapı çalınır da kalkıp açmaya üşenirsin.

    tanrının malzemeden çaldığı bir zemin üzerine oturtulmuş bir hayat ve kat sakinleri... ve o temele tek bir şeyi, tek bir kişiyi oturtmak. ve de onun gitmesiyle tüm binanın üzerinize çökmesi. ne kadar acımasız. çok şey istemezsin halbuki ondan. olduğu gibi kabullenmeye hazırsındır, şartları o koyar ve sen kabul etmeye hazırsındır. sadece tek bir gün daha "bugünü de sağ salim atlattık yarabbi şükür" der gibi son anda yetişen pizzacıya. insanların birbirine güvenmek için yıllarını verdikleri bir ortamda ona güvendiğin için güçsüz düşersin, sadece onu beklediğin için. çok şey istemezsin, sadece hayatını paylaşmak istersin. çok anlam yüklersin, ve herşey "o"nun yok olmasıyla anlamını yitirir.

    ne kafamdakileri yazabiliyorum, ne de yazdıklarım aklımdan geçenler. aksi şeytanın zihnime oynadığı oyun ve hayatın düşüncelerime koyduğu sansür altında eziliyorum.

    galiba bu sefer ben kaybettim, ve çaresizce boyun eğdim.
    1 ...
  2. 2.
  3. Off tuşu elinizin altında olan ve bu yüzden kendisini değil de yaşayanı gereksiz kılan bir macera kanalıdır.
    0 ...
  4. 3.
  5. kendine hiçbir faydası olmayan insanların yaptığı eylemdir.tabiri caizse "ot gelip çimen gitmek"tir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük