gerek yok. zaten geçiyor o. hem de yararak. ve yıkarak. birilerinin kendisine bıraktıkları her şeyi boka çevirip önlerine sunuyor. zaman; seri katil. her şeyi öldürüyor.
çocukları büyütmüyor aslında. masumiyetlerini götürüyor. ellerinden uçurtmalarının iplerini alıp, ellerine silahlar, bombalar tutuşturuyor.
zaman; kahpe. bedenini değil. ruhunu da satıyor her şeye.
ama, ben de bir türlü geçmiyor. geçmek bilmeyen. ivme kazandırmaya çalışmıştım oysa. yıllar önce. yarı yıl tatillerinde. sevdiğim o meleği çok özlediğim o günlerde. geçmek bilmezdi. uzadıkça uzardı geceler. gündüzler ise onun resmini öpmekle geçerdi.
ivme kazandırmayın insanlık, zaman denen kavrama. hem bu aceleniz ne? nereye yetişeceksiniz? hem bu alelaceleliğiniz sebebi nedir ki? neyi kaybetmiş de arıyorsunuz?
insanlık, bekleyin! hayatı durdurun kendinizce. düğüm atın tanrı'nın ipine. kördüğüme çevirin. çözemesin. ve yalınlığınız yalnızlığınızın kanlı ve canlı delili olsun.
ivme kazandırmayın zamana. kollarınızı iki yana açıp, zaman denen denizde sırtüstü bekleyin. yüzme bilmeseniz dahi, içinizdeki o duraganlık sizi yüzeye çıkaracaktır.
korkmayın. bakın bana. boğulmadım. ortadayım hala. zaman denen denizde sırt üstü uzanmış gökyüzünü izliyorum. ve beni terkedenleri dikiz aynalarında görmek de canımı acıtmıyor artık.
