kelimelerin yetmediği duygulardır onlar. geçip gitmeyen zamandır bazen. derin bir özlemdir. hayal ederken acının eline diken gibi batmasıdır. bir hayaletle yaşayıp birşeylerin hep eksik kalmasıdır. zaman torpüler duygularını ama törpülenen her duygu deşildiğinde canını acıtmaya hazır vaziyette bekleyen kabuk bağlamış bir yara gibidir. kahkaların havada uçtuğu bir akşamın gecesinde görülen rüyanın sabah seni bambaşka bir hale sokuvermesidir. aşktır, öfkediri nefrettir, özlemdir, acıdır, hatıradır, sevgidir.hepsi karışmış ismi bilinmeyen bir tat olmuştur bünyede. hem acı hem tatlı. hem güzel hem korkutucu. *
gerçekten aşıksan eğer güzel şeyler kalır. onu hatırladığında onunla yaşadığın herhangi kötü birşey gelmez aklına. sevgiliden öte olmuştur çünkü. annenden uzak kalmışsın gibi bir özlem duyarsın. bir parçan hep eksik kalır. onu hatırladığında gülümsersin. öyle bir gülümsemedir ki içinde onlarca duyguyu barındırır. yıllar geçer birçok sevgili geçer ama onu hatırladığında yüzünde beliren o istem dışı gülümseme asla geçmez.
hayaller, yitip giden binlerce hayaller. onun kokusu kalır. hani şu onun teninde bir başka kokan parfümünün kokusu. bide bide şey var beraber çekinilen fotoğraflar. atmaya kıyılamayan cinsten. özenle biriktirdiğin ona ait saç telleri. o güzelim saçlarının belgeleri. beraber dinlenilen o hiç eskimeyen şarkınız. ve birde o kalp ağrısı var. giderken bi parçasını götürdüğü kalbiniz. hani acısını hiç bir çeşit alkolün dindiremediği, yerine kimseyi koyamadığınız, koymaktan korktuğunuz belkide, belkide hiç kimseyi layık göremediğiniz kalbiniz. tabiki birde göz yaşlarınız. şu dinmek bilmeyen, geceler boyu yastığınızı ıslattığınız göz yaşlarınız. kokusunu duyduğunuzda, fotoğraflarını gördüğünüzde, ona ait ufacıkta olsa bişeyden aklınıza geldiğinde döktüğünüz göz yaşlarınız. geriye kalanlar sadece ona ait size ait ise hiç birşey geriye kalmaz. siz; siz değilsinizdir artık...
Yastıkta kokusu kalır geriye. bahar kokulu yumoşla bile yıkasanız çıkmaz yastık kılfından. su içtiği bardakla göz göze gelir durursunuz mutfaktaki rafta. alıp çarpmak istersiniz, yapamazsınız. evden çıkarken karşı komşu çat diye kapıyı açıp onu sorar. "Görünmüyor ne zamandır" der. kekelersiniz, o anlar. Sokaktaki herkes potansiyel sevgili, aynı zamanda uzak bir yabancıdır. yeniden laf anlatmak düşüncesi yorar sizi. Duşta şarkı söylediğinizi, kedileri sevmediğinizi, kumandayı paylaşmaktan hoşlanmadığınızı yeni birine anlatmak zor gelir. Zaten anlamaz. Aynaya bakarsınız. Nedense o aynada sevişmeleriniz gizli olur hep. Adımlarınızı hızlandırırsınız, bir yere geç kalmış gibi, yetişecek gibi. Yalnızlık sinsice girer içinize. Unutana kadar da kovsanız çıkmaz. Acıtır durur zaman zaman.
gerçekten aşık olunan kişiden öğrenilmesi gerekenlerdir. gerçek bir aşkı kaybettiklerinde, onlara ne kalır, merak ediyorum. bir daha başkasında o aşkı bulamamak gibi, eksi yönde şeyler.
ama bu hemen anlayabilecekleri şey değil. zamanla görülecek bir gerçektir. sevgide cömert olup, gerçekten sevenler aşksız kalmazlar. acılar bittiğinde, yenisi başlar. daha iyisi hatta.