gerçek aşk...varlığı hiçbir zaman bilinmeyendir...
içindeyken, yaşarken her aşk gerçektir...
bittiği zaman gelir asıl gerçeklerle tanışma vakti...
tanışma ve yüzleşme...
kendi kendinize sözler verme vakti gelir...
"bir daha asla" demeler...
ama verdiğiniz o sözler bir dahaki gerçek aşkınızda tamamen unutulur...
yani, yeniden ve sil baştan...
her anında yanında olup elini tutmak, acımaktan değil ama sevgiyle..
bırakıp gideceğini düşünmeden gözlerinin icine bakmayı dilemek nefeslerini saymaktır.
acısını acın kabul edip ağlamadan aynı ağrıyı cekmektir uzun zaman boyunca.
başını kalbinin üzerine koyup kalp atışlarını dinlemektir ve hic durmamasını dileyerek.
olura unuturum diye hic gözünü kırpmadan her cizgisine, tırnaklarına ve kirpiklerine bakmak milyonlarca kez öperek.
ağlamaların tümünü hep uykuda olduğu ana saklamaktır yada icine akıtmaktır gözyaşyalarını...
gittiğinde de hep güzel anıları hatırlayıp gülümsemektir-ağlamaktır.
ve..gittiği icin hic affetmemektir.
Aşkın sahtesi olmayacağından yola çıkarak asla olmayacağını iddia ettiğim şeydir. Nitekim, aşk ya vardır ya da yoktur. Onu gereksiz sıfatlarla nitelemek gereksizdir.
ne olursa olsun yanında olmaktır.
hastaysa çorba yapmaktır. çorba yapmayı bilmesende,
başında beklemektir, elinde sirkeli bezle,
canı sıkkınsa şaklabanlık yapmakdır, gururunu hiçe sayarak,
ağlıyorsa onunla ağlamaktır, üzüntüsünü paylaşarak,
seviniyorsa gözlerine bakmaktır, o parıltıya hayran olarak,
güvenini kaybettiğinde elinden tutmaktır, ben buradayım diyerek o anlık güveni olarak,
onun için ölmektir, canını umursamayarak
.....
nedir gerçek aşk? sevgiliyi öpme hayali kurmak mı? senin için ölürüm deyip 1 hafta sonra terk etmek değil heralde. attığın mesajdan sonra telefonun titreşimde olmadığı halde ışığı yanıp 1 yeni mesaj yazısını bir an önce görmek için telefonun ekranına bakmaktır. kusurlarını kabul etmek değilmidir. kimse mukemmel değildir. düşüncesizdir belki sevgili senin istediklerine yanıt veremeyebilir. ama buna göz yummaktır gerçek aşk. az konuşuyordur belki şöyle yanına gidip derdini anlatamıyorsundur. her şey olabilir kusuru. ancak akılda tek bir şey vardır. olsun ne olursa olsun seviyorum.
seni bekleyendir. çok sorgulamazsın. hissedersin gerçekliğini ve içine çekersin tüm ruhunla. farklıdır daha önce aşk dediklerinden. turnusol kağıdığı gibi ayraçlara ihtiyacın yoktur doğrulundan emin olmak için. ve körsündür bir nevi dünyadaki diğer insanlara karşı. varsa yoksa aşkındır senin için. bir hiçe saymışlık değildir ama ilk defa biriyle bir olduğunun huzuru vardır bütün bedeninde. ağır gelmiyordur yaşadıkların; aksine hafiflersin. başka bir boyut, başka bir evrende yaşadığını hissedersin. senin o, onun sen olduğu aşktır gerçek aşk. kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan yaşadığın gereksinimdir. su gibi...
Gerçek aşk karşılığı olmayan aşktır.Karşılığı olmadığını bile bile hislerin seni terketmiyorsa küçükte olsa bir umudu kalbinin orta yerinde taşımaktan vazgeçmiyorsan bu gerçek aşktır.
kimse inamasa bile senin gerçekliliğine inandığındır. Butun dunya hayır dur dese bile senin koştuğundur. Tek bir bakışı işe içini çözdulduğu, dizlerinin titrediğidir. Yıllar geçsede bunu geçmeyeceğini adın gibi bildiğindir.
bir insanla yaşanacağını düşünemediğim (artık karşı cinsten ümidi kestiğim için), beslediğiniz bir hayvanla ya da bir annenin (her anne değil) bebeğiyle yaşadığı ve en gerçek aşkın ise yaradanla olan o ilahi bağınızın olduğuna inandığım bir insanı hayata bağlayan can damarıdır efendim candamarı. yaşamanıza ve anlamlı şeyler yapmanıza sebep olan şeydir gerçek aşk.
aşkın gerçekliğide tartışılabilir bambaşka bir konu kanaatimce.gerçek olduğu varsayımı üzerine anlatmaktayım bu hissiyatı.ummadık bir anda tadabilirsiniz bu duyguyu.yakınınızda olan fakat gün geçtikçe kabullendiğiniz bir durumda olabilir.kabullenmesi zordur çoğu zaman.özel biri olmasını istersiniz çünkü.kendi düşüncelerinizde şekillenen hayali kişinin bir vücutta canlı halini görmek,o olduğunu hissedebilmek,kabullenilesi güç bir durumdur çünkü..
zor kısım bundan sonra başlayacaktır.iki kişinin birbirine gerçekten(!) aşık olupta bir ilişkiye başlaması çok sık rastlanan bir durum değildir.(itiraz eden abiler tamamdır en çılgın playboylar sizsiniz isterseniz hepsi sizindir kabulüm)birey kendini aranılan kişiyi bulduğuna inandırır çoğu zaman.dediğim gibi kafalarda herzaman "acaba oda beni seviyormu?","bana bakıyor yoksaaaa..?" tarzı cümlelerin olduğu durum daha genel bir gerçek aşk vaziyetidir.ve bundan sonrası iki ucu boklu değnektir.dinlenilen her aşk şarkısında(genelde çoğu şarkı aşk temalı zaten),içilen her yudumda onu düşünmek acı verebilir.ama insanlar olarak seviyoruz nedense bu tarz acıları.aslında en katlanılmaz olanı başka biriyle çıktığını öğrendiğin an olacaktır.onu başka biriyle görmek daha acı lan aslında(?).her neyse; kurduğunuz o saf düşler,"acaba?" soruları anlamsızlarşır artık.asıl gerçek ummadığınız kadar açıktır.öncesinde-sonrasında yaşanılan açılıp açılmama gelgitleri bir müddet ciddi biçimde aklınızı kurcalar.tüh..keşke.. tarzında kelimeler,nidalar kullanmamak adına bence herşeyi göze alarak duygularınızı açıklamak en iyisidir..
-biri banamı seslendi?
Aşk hep vardır.Ama aşk ömrü kısa olan bir olgudur.Yani aşk gerçektir,hep vardır,hep aşık olunur .Yani gerçek aşk bi defada yaşanmaz karşına çıkar gider çıkar gider.Hep başa dönersin sonunu getirirsin.
