george orwell

entry243 galeri27 ses1
    26.
  1. 27.
  2. zamanından önce, yerinde tespitler yapmış yazar. bin dokuz yüz seksen dört kitabında, düşünsel gerçekliğe yapmış olduğu vurguyla, tam onikiden vurmuş yazar...siyah beyaz ayrımı, çiftdüşün...
    1 ...
  3. 28.
  4. 1984 ve hayvan çiftliği kitaplarını sscb yi görmeden yazmıştır. antikomunistlerin sıkça başvurduğu bir yazardır, lakin bu 2 kitapta romandır, kurgu yani.
    0 ...
  5. 29.
  6. kitap okumaya kararlı kararsız başlıyorum sayfaları çevirmeye. içimde savaşlar çıkadursun dışım kaynıyor bu sıra. üstelik savaş kaldıramıyorum birden fazla. bilerek yine de açıyorum, yine de düşmanlarımı tetiklerdiğini biliyorum düşüncelerimin. bir iç savaş için söylenilebilecek çok şey var aslında. kan yok, silah yok, asker yok... bir iç savaş için söylenilebilecek çok şey yok aslında, sadece: "düşünmek suçtur buralarda." diye ilştirilebilinir bir kenara ve bir iğneden çok bir düş kırıntısı kullanılabilinir bu hususta.

    sayfaları çevirmeden okumam gerektiğini anlamsızca bakan hislerimden anlamıştım kitaba zira oldukça manasız geliyordu bir kaç saman parçasını ritmik hareketlerle çevirmek bana. daha fazlasını vermeliydi ama içimde bir savaş gittikçe alevlenmekteydi. düşündükçe boğulacağımı biliyor olmak düşünmekten alıkoyamıyordu beni, "zor iştir düşünmek, bu yüzden az kişi düşünür" diyen adamdan ben hiç haz etmemiştim ki. asker yoktu ama ayak sesleri vardı içimde yankılanan, silah yoktu ama durmadan patlayan bir şeyler vardı o an.

    önsöz'ü atlamam gerektiğine çoktan karar vermiştim bile. kimsenin bana bir at gözlüğü takıp dşüncelerimi daraltmasına ihtiyacım yoktu o sıra, zaten bir iç savaş esir alıyordu aklımdakileri usulca. çevirdim sayfaları yavaşça, ses çıkarmalarını istemiyordum zira. aklımda büyüyordu sesler, büyüyordu düşünceler. bir gün sığmayacağını biliyordum içimdekilerin aklıma, bu yüzden durmadan yazıyordum aslında.

    sonra çevirdim sayfayı isteksizce, yalnızca bir cümle okudum düşünmeden önce:
    "düşünce suçu ölüm tehlikesi yaratmaz, düşünce suçunun kendisi ölümdür."*

    öldüm sonra.

    *george orwell
    2 ...
  7. 30.
  8. animal farm adlı kitabı ile bazı gerçekleri gözler önüne koymuş sosyalist yazar. sosyalizm adı altında dönen oyunları, gerçek bir sosyalist olarak eleştirmeyi kendine görev bilmiş insan. ingiltere adına sömürge polisliği yapmış, orada dönen oyunları gördükten sora polisliği bırakmış, dokuz köyden de kovulan doğrucu.
    1 ...
  9. 31.
  10. "burnumuzun ucundaki şeyi görmek sürekli mücadele gerektirir"
    0 ...
  11. 32.
  12. 1984 adlı kitabında: ''en büyük düşmanımız sinir sistemimizdir'' diye buyurmuş yüce yazar.
    1 ...
  13. 33.
  14. bbc radyosundaki günlerinde hitler in kavgam adlı kitabından alıntılar yapmış olan yazardır. bunun üzerine şu olay gelişir; savaş devam etmekte. ama orwell ve arkadaşı kitaptan yaptıkları alıntı için hitler e telif ücreti ödemek konusunda ısrarlıdır. iki ülke arasında ne diplomatik ne de başka türlü bir ilişki olmadığından kolay olmaz bu isteklerini gerçekleştirmeleri. günlerce düşündükten sonra parayı norveç hükümeti üzerinden ödemeye karar verirler ve gerçekleştirirler isteklerini.
    1 ...
  15. 34.
  16. 35.
  17. "Milliyetçi, kendi tarafınca girişilen katliama karşı çıkmamakla kalmaz, ayrıca bunları hiç duymamak gibi müthiş bir yeteneğe de sahiptir." demiş büyük yazar.
    1 ...
  18. 36.
  19. marksizm i eleştiri noktasının fikir planında henry bergson edebi planda pratik açısından george orwell ve alexander isayeviç soljenstin açık ara öndedir. en meşhur anti sovyetiklerden biri.
    0 ...
  20. 37.
  21. siyah beyaz fotoğrafında nazi bilimadamlarına benzeyen yazar.
    0 ...
  22. 38.
  23. kendisine antikominist yakıştırması yapanlar vardır. fakat bu oldukça gülünçtür. çünkü kendisi zamanında ispanya iç savaşında faşitlere karşı savaşmış ve vurulmuştur. onun eleştirdiği bizzat komünizm görünümlü faşizmdir.
    1 ...
  24. 39.
  25. Dünyanın en iyi yazarlarındandır. Hayvan Çiftliği ve 1984 gibi mükemmel iki esere sahiptir.
    0 ...
  26. 40.
  27. ' Kimi zaman gerçek sevgide dehşet verici olabilen bir alçakgönüllülük vardır '

    burma günleri.
    0 ...
  28. 41.
  29. orwell'i kendi çağında sui generis kılan sanat ve propagandayı birbiri içersinde eritmesidir, bu minvalde yaratıcı anlatım ve ifadenin bu iki karşıt formu arasındaki kurduğu dengedir. bu bilhassa papazın kızı isimli romanın girişindeki cümlelerden anlaşılabilir girişte kullandığı "purple passage"lar bunu tanıtlar;

    misal burmese days'in giriş cümlesi ele alındığında;

    "occasional faints breaths of wind, seeming cool by contrast, stirred the newly-drenched orchids that hung from the eaves. beyond the orchids one could see the dusty, curved trunk of palm tree, and the then blazing ultramarine sky".

    orwell "why i write" isimli makalesinde sesi için kullanılan kelimelerin oluşturduğu "purple passage"lar ile dolu naturalistik romanlar yazmak istediğini belirtmiştir zaten yukarıdaki alıntıda da bu görünmekte: "newly-drenched orchids", "blazing ultramarine sky" gibi.

    orwell'ın en çok bilinen eserleri kabaca özetlersek 1984 ve animal farm'dır. bunların dışındaki eserleri genellikle gözardı edilmiştir[türk okuyucusu tarafından] aslında anlatısal açıdan incelendiğinde oldukça dikkate değer eserleri mevcuttur diyebiliriz. [konuya girmeden önce şunu vurgulamak gerek ki; orwell'ın orwell yapan değerlerden birinin politika ve sanat arasında kurduğu dengedir] dikkate alınması gereken eserlerden birisi de clergyman's daughter[papazın kızı] isimli eseridir. ama bu eserde ulysses ile hemen hemen birbirine çok benzer bir nighttown sahnesi bulunmaktadır. bu sahne romanın pratogonisti dorothy'nin Trafalgar square'da geçirdiği gece ile ilgilidir ve ulysses'in de oldukça benzer sahnesi bulunmaktadır. hatta bu yüzden orwell bir çok eleştirmen tarafından joyce taklidi yapmakla suçlanmıştır.

    aslında biraz irdelendiğinde bunun haksız bir eleştri olduğu farkedilebilecektir. sadece "stage direction" olarak benzerlikler olduğu kesin fakat bundan ötesinin varolduğuna inanmak zor;

    DOROTHY [to Mrs McElligot]: Look at us all! Just look at us! What clothes! What faces!

    MRS BENDIGO: You're no Greta Garbo yourself, if you don't mind my mentioning it.

    MRS WAYNE: Well, now, the time DO seem to pass slowly when you're waiting for a nice cup of tea, don't it now?

    MR TALLBOYS [chanting]: For our soul is brought low, even unto the dust: our belly cleaveth unto the ground!

    CHARLIE: Kippers! Perishing piles of 'em! I can smell 'em through the perishing glass.

    GINGER [singing]:

    But I'm dan-cing with tears--in my eyes--
    'Cos the girl--in my arms--isn't you-o-ou!

    [Much time passes. Five strikes. Intolerable ages seem to pass. Then the door is suddenly wrenched open and the people stampede in
    to fight for the corner seats. Almost swooning in the hot air, they fling themselves down and sprawl across the tables, drinking in the heat and the smell of food through all their pores.]

    misal yukarıdaki pasajda "people" kelimesi incelendiğinde herhangi bir sıfat tarafından zenginleştirilmemiştir. daha şefkatli yazar bunu wretched ya da exhausted şeklinde bir ekleme ile zenginleştirebilir ya da daha farklı sıfatlar ile tezyin edebilirdi ve işin içine biraz duygu katabilirdi. fakat joyce'ın da benzer parçasında bu hissizliği duyarız. daha çok komik bir atmosfer hakimdir. fakat daha ilerki bir bölümde bilhassa dorothy'nin durumu betimlenirken sıfatlar ve ürettikleri pathos tüm gücü ile geri dönmüştür[So she stayed in London, and became one of that curious tribe, rare but never quite extinct--the tribe of women who are penniless and homeless.. ]

    bu önceki pasajın duygusuzluğu, sürreal kaosu ve kakafonisi ile bir karşıtlık yaratabilmiştir. önceki pasajda ifade edilen duygusuzluğun yerine sempatik anlatıcı normatif ingilizcesiyle tekrar sahneye çıkması ise joyce'un apolitik artistik uzamının bilinçli olarak ihlal edilmesidir. çünkü joyce'un polifonik söylemlerinin okuyucu üzerindeki etkisi sürreal ya da sanrısaldır. bu tip bir anlatımla oluşturulan sıradan/olağan olanın fantastik olana dönüşümüdür. orwell'ın yukarıda ifade ettiğimiz karakterleri ise joyce'ın karakterlerinden dana sıradandır, bununla birlikte authorial ses'in geri dönüşü ise sıradan/olağan hissini güçlendirecek bir niteliğe haizdir. orwell'ın sosyalist propagandayı romana monte etmesi ve buna bağlı olarak da sürreal ve olağandığının karşısına gerçek ve sıradanı koyması onun sosyo politik estetiği ile oldukça uyumludur. bunun için orwell'ın bir ayağı her zaman gerçek üzerine basar. [bu ise desteğin bulunduğu sol ayağıdır]

    part3[gelecek]
    1 ...
  30. 42.
  31. okuduğum 2 kitabından sonra (1984 ve hayvan çiftliği) kendisinin sosyalizm ve komünizm düşmanı aymaz bir liberal mi yoksa tamamen sovyetler birliğindeki uygulamalara tepki gösteren gerçek bir sosyalist mi olduğu çelişkisinde kaldığım yazar.
    1 ...
  32. 43.
  33. --spoiler--
    medyayı kontrol eden beyinleri kontrol eder. beyinleri kontrol eden ise, toplumları kontrol eder .
    --spoiler--
    3 ...
  34. 44.
  35. yazar olarak anlatımına eleştiri getiremeyeceğim propagandacı. kapital düzeni kötünün iyisi görmüş ve "oturun oturduğunuz yerde" diyerek komünizmi lanetlemiştir.
    1 ...
  36. 45.
  37. bu adamın 1984 ünü her kelimesinin altını çizerek okuyun.
    1 ...
  38. 46.
  39. cia ajanı hahah diyen cahil cühela amele savucularının sikindirik mecmuasının-sol- internet uzatısı dışında bir kaynak gösteremediği, sovyet komünizmini eleştirmiş, milliyetçiliği eleştirmiş , ispanya iç savaşında komünistlerin yanında savaşmış antifaşist kişilik.
    1 ...
  40. 47.
  41. gerçek adı eric blair olup hindistan'da sömürge polisliği yaptıktan ve eton college'da okuduktan sonra kapitalizm'den nefret etmeye başlamıştır.

    eton college burjuva, elit ailelerin çocuklarının gittiği bir okuldur.

    sovyetler sosyalizm'ini inceleyip onun da yanlış olduğunu karar verdikten sonra bunun hakkında animal farm'ı ve 1984'ü yazmıştır.

    özellikle animal farm stalin dönemi hakkında bize fazlaca ipuçları verir mesela tavukların yumurtalarını vermek istemesi ve sonradan yumurtaların ondan zorla alınması topraklarını kollektifleşme adına vermek istemeyen çiftçileri temsil etmektedir.

    dünya edebiyatı tarihinde birden fazla klişeleşmiş sözü vardır.

    20.yüzyıl edebiyatı'na damga vurmuş ingiliz yazar hayvan çiftliği ve 1984 kesinlikle tavsiye olunur.
    1 ...
  42. 48.
  43. hayvan çiftliği ve 1984 kitaplarıyla adından söz ettiren harikulade yazar. gerçek bir liberaldir. rus devriminde troçki' yi desteklemesi, stanilistlerin troçkistlere karşı gelmesi ile onda büyük hayal kırıklığı yaratmış ve bunun sonucunda 2. dünya savaşı' nın sonlarına doğru stalin' i eleştiren hayvan çiftiliği kitabını yazmıştır. ispanya iç savaşına katılıp yaralanmıştır. 1984 adlı kitabında da eltirilere yer vermiş bu sefer oklarını; gerçeklerin ve doğruların saptırıldığı, konuşma özgürlüğünün yok edildiği modern dünyaya yönlendirmiştir. günümüzde hala daha geçerliliğini koruyan, iğneleyici ve eleştirel kitaplar yazmış, eşitlik adına faşizme karşı durmak için savaşlara katılmış bir yazardır.
    2 ...
  44. 49.
  45. 1984'de dünyanın temel işletim sistemini karamsal bin dille anlatmış yazardır.
    her sene bir kitabının okunması gereken lakin karamsarlığına dikkat edilmesi gereken kişidir, zira umut her zaman gereklidir.
    0 ...
  46. 50.
  47. "belki de insan sevilmekten çok, anlaşılmayı istiyordu."
    george orwell
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük