bildiğiniz kazık kadar adam lan bunlar. olum, gözlerine kadar sakallı, böğrü tarla gibi lise2 öğrencisi mi olur lan. kızları saymıyorum bile. ya tamam oyuncular, oynasınlar lafım yok, muhtemelen evde çoluğu çocuğu ekmek bekliyor ama bir sakal traşı olun lan bari, gözünüzü seveyim. o kirli sakal ne yahu. ne biçim bi tezgah lan bu, göz göre göre? o okulun müdür yardımcısı yok mu en yakındaki berbere yollayan. yok mu istiklal marşından sonra herkesi sıraya dizip, eğitim ve öğretime uygun olmayan öğrencileri ayrı bir kümeye toplayıp berbere yollayan.
ilk gençlik dizilerinden biri olan "çılgın bediş" de lise çağı canlandırmakta, başrol oyuncusu yonca evcimik ise o sıralar menapoz sularında yüzmekte idi.
bir dizinin en az 3 ,4 yıl sürmesinden kaynaklı, normal gelişimini sürdüren oyunculardır.
halil ergün ün yaprak dökümüne amca kıvamında başlayıp, dede kıvamında devam etmesi ile aynıdır.
efendim birde gerçek hayatta böyleleri vardır. lise 2 ye gider, kütük gibi sakal çıkmıştır, saçlarına aklar düşmüştür, sürekli felsefi cümleler kurar, yaşıtlarına göre daha gelişmiştir. yaşıtları ilk gördüğünde ona ''abi'' der.
şimdi söyleyeceğim inanmayacaksınız ama o insan benim. evet bu yazdıklarımın hepsi doğru.
böyle olmamdan haşa rahatsız değilim fakat bazende çok acayip sinir oluyorum. yazları burda düzenlenen bir panayır var, dedim bir tşört alayım, girdim panayıra aradığım türden bir tşört buldum sonra baktım filan sonrada oranın sahibi ile aramdan geçen diyalog:
-kardeş ne iş yapıyorsun?
-yok abi ben öğrenciyim.
-hadi ya? hangi bölüm?
-yok abi lise?
-hadi, öss nasıl geçti?
-ulan lise 2 lise 2.
-valla hiç göstermiyon.
düşün artık, kaç yaşında gösteriyorsam adam bana ''ne iş yapıyon'' diyo...
bizim saçlar 3 numara olurdu okula giderken. okula almazlardı bizi, saat sabah 7 de bir apartmanın kapısının camına bakarak köpüksüz traş olduğum günleri bilirim.,
hatta bir kere de köpük bulduk. toplu haldeydik bir 10 15 kişi.