1-)Anlık karar vermeyin. Sonucu hata olsa bile üzerinde düşünülmüş hatalar yapın. Çünkü üzerinde düşündüğünüz bir konuda hata yapma olasılığınız, anlık karar verdiğiniz konularda hata yapma olasılığınızdan daha düşüktür.
2-)kasten yaptığınız her şeyin bir karşılığı olacak. iyiyse belki ama kötüyse kesin. Buna hazır olun.
3-)alışamam, yapamam dediğiniz her şeye alışabildiğinizi ve yapabildiğinizi göreceksiniz.
4-)klişe olacak belki ama en dibi gördüğünüz an yükselişe geçtiğiniz an olacak. Umudunuzu kaybetmeyin.
5-)karakterinizden asla taviz vermeyin. Kendinize saygınız olmazsa, hayatınızın anlamını yitirebilirsiniz.
6-)ve son, her yolu denediyseniz ve olmadıysa, mutlaka bir oluru vardır.
Yegane şey dedik ama şeyler oldu. Olsundu. Bu liste uzar gider zaten. Freudgil abinize her zaman danışabilirsiniz. Hoçça ğalın, ğidiyom ben.
hak kavramıdır.
bahsettiğim dini metinlerdeki hak kavramı değildir.
insan hayatındaki hak kavramıdır.
hakkını al, başkasının hakkını ver.
bu basit kural senin bütün hayatını rahat geçirmeni sağlayacaktır.
bi kaç misal verelim bu aslında derin ama basit gibi görünen kavrama.
sabah kalktın. yemek yedin. yemek senin hakkındır ama aşırı yiyip mideni zorda bırakman, midenin hakkına girmektir.
bu yaptığın haksızlığı inceleyelim.
yerken büyük bir keyiftir. yedikçe zevk alırsın. senin için karlı bir iş gözüküyor ama sonra bu hazmederken önce midene sonra kendine verdiğin zarar, yerken aldığın zevkten çok daha fazladır.
misal ben. ağşam palamutu gömdüm hala ayaktayım. uyuyamadım. mide hala uğraşıyor.
hadi şi büyütelim. ihaleye girdin. hakkı 100 tl olan işe 90 tl fiyat verdin. işi aldın. arkasından gelecek her durumu da göze aldın.
büyük ihtimalle işi bitirmek için, işçinin, malzemecinin vs nin haklarından kestin. bir sürü düşman kazandın.
hadi diyelim yolunu buldun, rüşvetle ek ödeme aldın. rüşvet verdiğin adama dünyanın parasını verdin ya da ek ödeme alamadın mahkemelik oldun.
o işe 100 tl fiyat verip alamasaydın en azından zarar etmeyecektin.
başka bir örnek, siyasi torpille başkalarının hakkını yiyerek işe girdin. artık o siyasi grubun emrindesin. gerek var mı böyle bir satışa. özgürlüğünü sattın.
hakkınız olmayana el uzatmayın ama bu demek değildir ki tembel tembel, hiç çaba harcamadan oturun. unutmayın bu dünyadaki herşeyin 8 milyarda biri sizin hakkınız. ona almak için yasal ve ahlaki yollarla çaba gösterin.
hayatta birçok şeyi deneyin ve deneyimleyerek öğrenin.
bu şekilde bol bol hata yapacaksınız, hata yapın ki; deneyim kazanın. sadece yapacağınız hataların büyük hatalar olmadığına emin olun!
bir de eroin ve bilemum kimyasal maddelerden uzak durun, özellikle kumar ile uğraşmayın cünkü; hızlı para kazanmak kumar ile olmuyor aksine hızlı para kaybedersiniz. bir de anneniz ve babanız dahil götünüzden başka hiçbir kimse ve birşeye güvenmeyin. bu dünyaya tek geldiniz, tek başınıza yasamiyacaksiniz ama tek başınıza öleceksiniz.
kendinizden başkasına birşey ispat etmek zorunda değilsiniz bu yüzden kendinize tek başınıza ayaklarınız üzerinde durabileceginizi ispatlayin.
Hayatınızda kim olursa olsun birgün sebepsiz yere gidebileceğini, sizi sırtınızdan vurabileceğini, yapayalnız kalabileceğinizi bilin ve kategorik olarak kimseye güvenmeyin.
"insanlara güvenmek iyidir, güvenmemek daha iyidir."
Tüm gençlerin değil de Cinconlu gençlerin öğrenmesi gereken şeyi sanırım biliyorum: Kurucunuz burjuva bir Ermeni. Fransız teşekkürüne mazhar olmak, Atatürk'ün teşekkürüne mazhar olmaktan evla değildir, canlarım benim. Net.
Bu zamanda gördüğün ve duyduğun birçok olaya benzer şeyler geçmişte de yaşandı, gelecekte de yaşanacak. insanın olduğu her devirde iyi ve kötü iç içe. Çocukluğunda yetişkinler geçim derdiyle uğraşırken sen mahallede arkadaşlarla oyun oynuyordun, koşturup eğleniyordun. Sorumluluğun yoktu ve dünyayı toz pembe yaşıyordun. Büyüyünce aslında her şeyin toz pembe olmadığını fark ettin. Sorumlulukların ve yükümlülüklerin artınca, sosyal medya yaygınlaşınca, medyada kimi konular ağırlık kazanınca eskilerin daha güzel olduğu, dünyanın gittikçe kötü bir yer olduğu algısı seni ele geçirdi. Oysa geçmişte de kadın cinayetleri vardı ancak kol kırılır yen içinde kalır anlayışı nedeniyle ve kadınlar çalışıp finansal özgürlüğünü kazanamadığı yani kocasına bağımlı olması hasebiyle bu tür olayların üstü kapanır giderdi. Kısacası ne geçmiş çok güzeldi ne de gelecek çok kötü olacak. insan var olduğu müddetçe hep kötülük var olacak. Haberlere dalıp psikolojini bozma.