bayılıyorum ben buna.
gençler prensipte anlaşıp, ıslak imza için bir takım işlerini yoluna koyma zamanı gibi bir süre yaratıyorlar. 3 sene sonra da nasıl kaçacağını bilemiyorlar.
en basta birbirlerine baglanan gencler gibi olsalar da sonralari cokca cikarilip atilan yuzuktur. ama esas evlenen ciftler her ciktiginda kizi ailesinden isteyene kadar tekrar tekrar takabilen cifttir...
hayattan soğumama beni buraları terk ettirecek kadar kederlere boğan özenti ergenlerin yeni tasarısı. öyle ifrit oluyorum ki bu olaya o yüzüğü alıp o gençlerin bi taraflarına sokasım geliyor yeminlen. abi daha 15 yaşındasın ne yüzüğü ne bağımlılığı kimi kandırıyon la sen? otobüse bindiklerinde akbili bitesiceler okulda merdivenden yuvarlanısacalar. kökünüze kibrit suyu.
sonuçta iyi veya kötü seni o yaşa kadar getirmiş kişilere sormadan, onların fikrini almadan ki onların söz sahibi olmaları gereken bir konuyken hem de, belki karşındaki insanı daha doğru düzgün tanımadan böyle birşeye kalkışmak bence akıl karı değil.
büyükler çoğu zaman doğru şeyleri söylerler, bunu çeşitli şekillerde tecrübe etmişizdir hepimiz. eğer onlar evlenmeyi düşündüğün kişide bir kusur yahut hatalı bir davranış görmüşse ve bunun ileriki hayatınızı zora sokacağını düşünmüşse gerçekten o olur ve bunun için gerçekten sizin iyiliğiniz için uyarır sizi. sonunda da haklı çıkar haa.. **
ileriye dönük antreman yapılması olarak algılansada her iki taraf içinde mükemmel bir savunma gerecidir, heleki günümüz türkiyesinde şiddetle gerek duyulası bir müessesedir. Aksi taktirde pek çok abaza diye tabir ettiğimiz kesim bu mutluluğa ufak çaplı bir sarsıntı yaratabilicek kapasitede bile olabilir.
''ben seni bugünler için mi doğurduuuuum!'' diye ağlayan bir anne ve ''kırarım onun bacaklarını bizden habersiz ne bok yemiş!'' diyen bir babadan sonra, yüzüklerin en yakın kuyumcuya satılması ve parasıyla kafaların çekilmesi ile sonuçlanacak olaydır.