su zamana kadar okumadıgım surekli her yerde gordugum ama okursam eger cok begenecegimi bildigim kitaplardandır. bazen dogmaya nasıl usunmemisim diye dusunmuyor degilim
kitabı bitirebilmek için kendimle savaştım. o kadar sıkıcı ki anlatamam.uzun uzun yapılan benzetmeler aşk acısı falan hiç bana göre değil. bunu okumaktansa oturup evlilik programı izlesem kendime eminim ki daha fazla katkıda bulunmus olurdum en azından sosyolojik cıkarımda bulunarak.
goethe bu kitabında kendi yaşadığı yasak aşkı başka bir kişiymiş gibi anlatarak, kitabın sonunda ana karaktere intihar ettirmiştir. kitabın sonunda karaktere intihar ettirerek kendi intihar hissinden kurtulduğu söylenir.
Goethe' nin yaşadığı aşkı uzun betimlemeler ve dönemin edebi efendiliği içerisinde anlattığı eseridir. Başarısız bir yazar ve sürekli reddedilen eserlere sahip olan Goethe' nin çıkışını ve edebiyat dünyasında tabiri caiz ise kabul almasını sağlayan eserdir.
Kitap sonunda her ne kadar Werther intihar etse de gerçek hayatta Lotte' de Werther (Goethe) de yaşamaya devam etmiştir.
Kitap yayınlandıktan sonra intihar vakalarında da bir artış olduğundan bahsetmek mümkündür. Ayrıca bizim "Kürk Mantolu Madonna" mız gibi bu kitapta yakın zamanda Avrupa' da tekrar popüler olmuş ve yine intihar oranlarını arttırdığından bahsedilmiştir.
Yoğun melankoliye ve depresyona sahip olan insanlar için önerilmediği doğrudur.
Almanya da yayinlandiktan sonra intiharlari arttiran kitap.
Lakin Cok duygusal bir donemimde okumama ragmen beni o kadar da etkilememistir. Ama yine de okunasidir.
"Bazıları için insan yaşamı yalnızca bir düşten ibaret, nereye gidersem gideyim, bu duygu benim de peşimi hiç bırakmıyor. insanın faaliyet içindeki, araştıran yeteneklerinin engellenerek sınırlandığını görünce, tüm mesleklerin zavallı yaşamımızı uzatmaktan başka bir amacı olmayan gereksinimleri karşılamaya yaradığını ve bir de arasında sıkışıp kalınan duvarlara renkli figürler ve aydınlık manzaralar resmedildiği için meraklarımızla ilgili bazı noktalardaki tüm avuntuların yalnızca düşsel bir teslimiyet olduğunu gözlemlediğimde bunların hepsi, beni dilsizleştiriyor. "
büyüleyici bir betimleme yapılmış bu eserde adeta genç werther ın gözünden bakıyoruz ve hissediyoruz.
depresyonda iken okunmaması gerekilen kitap. enerjisinizi sömürüyor.
"wilhelm, aşk olmasa hayatın ne anlamı olur? ışık vermeyen büyülü bir fener gibi! küçük lambayı içine koyar koymaz, beyaz duvarında rengarenk imgeler görünür sana! geçici hayalet gölgelerden başka bir şey olmasalar da, deneyimsiz gençler gibi karşılarına geçip o muhteşem görüntülere hayranlık duymaktan her zaman mutlu oluyoruz."
Duyguları ince ince geçiren, benim gibi bi odunu bile 'ulan ne değişik tarzı var' diyerek okutan kitaptır.
Fantastik ve polisiye den başka okumam diyenler yanaşmasın. Aşk romanı diyenler buyrun bu tarafa...
goethe’nin hayat öyküsünden derlediği ve werther’i intihar ettirerek kendini rahatlattığı söylenen kitap,belki alevli duygularım sebebiyle etkisi çok sağlam olmuş olabilir.
Kitabı içselleştirmemeye çalıştıkça göğsüme ağırlık çöktü .
Bu kitabın bana kattığı tek şey derin bir üzüntü tıpkı call me by your name filminim son sahnesinde babanın oğluna ‘ insanlar duygularını hissetmemek için kendilerini hırpalar ve bu yüzden 30’larına geldiklerinde yaşlanırlar.' Sözleri gibi.
Üzüldükçe derinleşir insan derinleştikçe de soyutlanır..