memleketin iyiye gittiğinin kanıtıdır, birşey başarmış olmaları yada ne derece etkili oldukları önem arzetmez. belirli bir amaç doğrultusunda kendi düşüncelerini makul yollarla kabul ettirmeye çalışan ender topluluklardandır. bravo genç siviller.
bana nedense bir karikatürü hatırlatan kişiler; *
hipnotize edilmiş bir adam geçmişe gönderilir, önceki hayatına gider, "görüyorum, kendimi görüyorum, evet, kralım, bir kralım ben!" diye sayıklarken yarı baygın; onu hipnotize eden de arkasına geçmiş yerleştirirken, "kralsın tabi, kralsın sen.." diye gidip gelmekte. arkadan hipnozcunun bir arkadaşının sesi daha duyulur: "bir de biz bakalım şu kralın tadına."
işte genç siviller, "biz siviliz, demokratız biz, sivil demokrat... kahrol bomba.." diye sayıklatılırken, kimlerin belini getirdiklerini yıllar sonra belki anlayacaklar, anlamayacaklar belki de..
kendileri gibi düşünmeyenleri hemen faşist ilan eden insanlar topluluğu. bir de özgürlükçü geçinirler ki sorma, başkasının görüşüne katlanamayan insan nasıl özgürlükçü olabilir?
abd nin türkiyede ki gönüllü taşeronu olan yang sivilyıns lar. cia nın kucağında türkiye cumhuriyeti ne karşı kılıç sallayan bu sivil veletler acaba neye hizmet ettiklerinin farkında mı? buyrun:
--spoiler--
tsk ile milli hassasiyetlere sahip kişi ve kurumları hedef alan açıklamalarıyla gündeme gelen "genç siviller" abd'ye davet edildi. ukrayna'da, gürcistan'da, sırbistan'da ve kırgızıstan'da gençlik hareketlerini kullanıp renkli devrimler yaptıran abd dışişleri bakanlığı, new york'ta düzenlediği gençlik hareketleri ittifakı programına genç siviller hareketini davet etti.
abd'den destek
internetin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni tip siyasi örgütlenmelerin türkiye'deki ilk örneklerinden biri olan genç siviller hareketi, eylemlerini abd'de anlatacak. hareketin sözcüsü turgay oğur, "bizi bbc'deki programda, facebook'ta sivil toplum hareketlerinin nasıl yapıldığı ile ilgili arkadaşımızın yaptığı konuşmayı duyup, telefonumuzu bbc'den alarak davet ettiler" dedi. konuyla ilgili açıklama yapan abd dışişleri bakanlığı müsteşarı james glassman ile siyaset planlama yetkilisi jared cohen de bu harekete destek verdi.(!) cohen, türkiye'deki genç siviller hareketi'nin faaliyetlerine 2006 da internet üzerinden başladığını ve reform, demokrasi ve insan hakları yanlısı bir örgüt olduğunu anlattı. cohen, şu ifadeleri kullandı: türkiye'de binlerce insanı sokaklara döken etkileyici eylemler de düzenlediler." müsteşar glassman ise genç siviller'in türkler ve ermeniler'i bir araya getirmeye çalıştıklarını söyledi.
--spoiler--
itiraf etmek gerekirse daha düne kadar ne olduklarını bile bilmiyordum. başlıklarını görüyor, sanal alemdede isimlerini duyuyordum fakat hiç götümü kaldırıpta kim olduklarına dair en ufak bir araştırma yapmamıştım. ufak çaplı bir araştırma ve sözlükte hakkındaki yorumları okuduktan sonra akp yanlısı haberler, yazılar, projeler geliştirdiklerini öğrendim, yani bir kısım bunu inkar etsede genel anlamda akp'yi dolaylı yoldan desteklediklerine dair bir düşünce mevcut insanlarda.
ak partiyi hiç sevmem ama benim kıl kapmam o yüzden değil, anlam veremediğim bir biçimde siteye girer girmez uyuz oldum nedense bu oluşuma, kusura bakmayın gençsivil arkadaşlar sizin hakkınızda bilgi sahibi olmadan önyargı yapmak hiç doğru bir hareket değil biliyorum ama nebilim işte elimde olmayan nedenlerden ötürü okudukça dahada uzaklaşmaya başladım ben bu arkadaşlardan. hani biraz bana acemilik gibi geldi, küçük çocuklar olurya ebeveynlerine ben artık büyüdüm mesajı vermek için garip garip yollara girip gitgide dahada aptal duruma düşerler heh işte seçtiğiniz isim *bende belki bunu çağrıştırmıştır.
hayatım boyunca ses çıkarmayan, olan yanlış şeyleri görüpte müdahale etmeyen gençlere, sadece gençlerede değil her yaştan insanlara hep sinir olmuşumdur. böyle bir topluluğun oluşması onların bir cevap haklarının olması, tek yumruk olarak büyük etki yaratma ve gençliğin aptallaşmaması açısından iyi gibi gözüksede bir genç olarak nedense bana yapmacıkça geliyor.
bu son bölümde düşüncelerimi biraz daha açıp daha samimi bir biçimde aktarabilirsem belki anlatmak istediklerim daha iyi anlaşılabilir.
etrafımızda politika ve ülke sorunları gibi olayları tartışan binlerce insan varken kalabalık ama tek yürek olarak böyle bir oluşumun meydana gelmesi nedense beni çok rahatsız ediyor. ya arkadaş anlayacağınız ben açık açık şu kuralları olupta dış dünya ile kendi aralarına bir çizgi çeken ve burada bizim sesimizide duyacaksınız mesajı veren oluşumlara hep gıcık olmuşumdur. benim ülkemdeki genç, akıllı olup eleştirmek isterse adam gibi çıkar yazar veya konuşur, olabilir bunları yapamıyordur o zamanda savundukları ve benimsedikleri ile kendisini diğerlerinden farklı kılmayı becerir, nebilim arkadaş uyuz oluyorum işte böyle burası fight club burada birinci kural şudur şudur şudur gibi olan topluluklara, bu kural bu tip oluşumlarda yazılı olmasada zihinlerde yer etmiş en önemli kurallardandır. hep bir yasak vardır, sanki bireyler kendi ayakları üzerinde yürüyemiyormuşcasına hep bir kalabalıklaşma isteği ve kuralcılık anlayışı vardır.
küçükken çok sessiz ve yalnız bir çocuktum. okulda çıt sesim çıkmazdı. hani vardırya arka sıradan kalkıp cırtlak bir sesle hakkını arayan belkide hakkını aramanın ötesine geçen çocuklar onlara hep gıcık olmuşumdur. neden bilmiyorum belkide benim o zamanlar hakkımı aramayı beceremememden kaynaklanan eziklik duygusundandır bu, gerçi şuanda sessiz ve yalnızım. bu tip oluşumlardada belli bir yerden sonra hakkını arama değil ülke üzerinde eleştirisel anlamda büyük bir hak sahibi olma düşüncesi oluşuyor. yani şu gün şurada eylem yapacağız bugün bunu prostesyo edeceğiz filan diye haktan öte halkın gözünde kendilerini halkın savunucusu gibi görmeye başlıyorlar. dikkat ederseniz hep öyledir istem dışıdır. elini siyasetin çamuruna daldıran toplulukların ellerine illaki çamur bulaşıyor, ellerinde her ne kadar eldiven olsada. ben belki siyasi düşünceden uzak tamamen bireysel düşünceye dayalı kuralsız *, gençlerin yazdığı bir oluşumu desteklemeyi düşünebilirim. hani böyle kuşlar böcekler ağaçlar filan ordan bi girecek a.q beni benden alacak vaybe helal olsun diyebileceğim, biri çıkacak ülkenin bir tarafında olan bir olaya olayların kahramanlarının kim olduğu önemli olmadan ana avrat sövebilecek, ötekisi kalkacak kendilerini tanımayan ülke gençlerinin düşüncelerinide kendi ideolojilerine alet etmek için kitap yazmak yerine öyle bir kitap yazacakki hayatın gerçeklerini zank diye gösterecek filan, nebilim aq işte ben kusura bakmasınlarda bu arkadaşları bu yüzden pek sevmedim. çünkü çok gördük artık böyle susma sustukça sıra sana gelecek deyipte konuşulmaması yerde bağıran konuşulması yerdede ilk susanın kendileri olduğu oluşumları.
türkiye'yi ileri götürecek rotadan sapmaya başlayan sayın başbakanımıza verilen koordinat düzeltmesidir. çok da yerinde bir tepkidir. bu tür sağduyulu yaklaşımların tüm sivil toplum kuruluşlarında görmek mümkün olmuyor. bravo diyoruz.
hala akp'nin uşağı, abd'nin ve soros'un kuklası olan bir garip şey. iş cumhuriyete ait değerleri protesto etmeye gelince ağzından salyalar saçan bir güruhla protesto edeceksin ama tayyip'i protesto etmeye sıra gelince iki üç tane işsiz güçsüz zibidiyi alıp taksim'e çıkaracaksın; olmaz öyle. varsa o yürek aynı ses tonu ve kalabalıkla yap protestonu converse protestocusu.
iktidar yanlısı olarak bilinen genç siviller bugün yaptıkları eylemle aslında ne tayyip in ne de iktidarın yanında olduğunu gösterdiler, demokrasinin ve insan haklarının yanında olduklarını aşikarane gördük, onların avukatı değilim ama bugübden sonraki yapmış oldukları hareketle sadece benim değil milyonlarca insanın kalbini kazandılar.
ABD'de buffalo yetiştiricilerinin, çimento kartellerinin lobilerine göre oyları bir o yana bir bu yana kayan milletvekillerinden oluşan alt komisyon kimselerin haberinin olmadığı bir karar alıyor
Biz kendi meclisimizde kımıl zararlılarla ilgili alt komisyonlarda görüşmeleri TRT'de büyük bir heyecanla izliyormuş ve kararlarını çok merak ediyormuş gibi
Bir alt komisyon kararıyla yatıp kalkıyoruz
Bu alt komisyon kararına göre büyükelçimizi çağırıyoruz
Üzerine buffalo yetiştiricilerinin çıkarlarını savunan parlamenterlere kızıp gerekirse Türkiye de kaçak çalışan Ermeni işçilerin ülkelerine geri gönderebileceğinizi, ifade ediyoruz, ironik bir şekilde ,tehcir ettik, yine ederiz, diyoruz ,devlet ciddiyetiyle, başbakanın ağzından
O zamanlar sormazlar mı ? da kıytırık bir alt komisyon kararına tepki olarak bunu yapan bir devlet 1915'te ne yapmaz ?
Devlet refleksi dedikleri bu olsa gerek, 95 yıldır aynı refleks
Kaç Dahiliye Nazırı, kaç Harbiye Nazırı geldi geçti, Talat Paşa’lardan Kasımpaşalı Tayyip Paşa’lara nice sadrazam geçti
Madem ;Dersim gibi yapmalıcı Onur Öymen'den, Canan Arıtman'la aynı noktaya gelecektiniz, niye o kadar uğraştınız, parti kurdunuz, üstelik Canan Hanım a göre Ermeni asıllı birini cumhurbaşkanı seçtiniz?
Ne uluslar arası hukukta, ne de insan vicdanında bir yeri olmayan, sadece bizde bazı emekli diplomatlarda olduğu anlaşılan ve 1964 başta olmk üzere çeşitli defalar başvurulmuş bu mütekabiliyet esasını büyük devlet adamlığı mı sandınız? Kayıtsız olarak en zor şartlarda üç kuruşun peşinde ekmek paralarını çıkarmaya çalışanlara mı gürlüyorsunuz?
Siz değil miydiniz ben simit sattım diyen, dar gelirlinin halinden anlarım diyen?
Geleceğiniz yer Onur Öymen'in yanıydıysa niye bu kadar zahmet ettiniz?
Osmanlı mirasını sahipleneceğim diye niye Talat Paşa'ların, Enver Paşa'ların avukatlığına soyunuyorsunuz? Sarıkamış'ta bu kadar Müslüman eri bile bile telef eden bir kafanın Ermenilere güllerle gittiği kandırmacasına nasıl inanabiliyorsunuz? Biz Enver'lerin, Talat'ların, Doğu vilayetlerine Ermeni tehciri ve katliamlarını sevk ve idare etmek için gelen Teşkilat-ı Mahsusacıların, Ermeni kafilelerine yollarda saldıranların değil, Ermenileri evlerinde saklayan, onları koruyanların torunlarıyız, olmak istiyoruz.
Bırakınız da şu an vatanlarından binlerce kilometre uzakta, Uruguay da, Kanada da, dedelerinin hayatlarında duymadıkları ve bilmedikleri yerde yaşamak durumunda kalanlar için bir one minute!! diyelim, dedeleri için bir damla göz yaşı dökelim,yanınızda olamadık,rahatsızdık, diyemedik diye üzülelim
insan gibi bi isimle çıkar insan önce. ne lan o ööle genç fenerliler gibi. ayrıca kanvırs ne ayak anlamadım ha,sivriburun iskarpinin suyu mu çıktıda kanvırs. bunlar dikkat çekmeye çalışan hareketler.
akp himayesinde, abd yolunda olduklarını son iki soykırım rezaletinden sonra kanıtlamış sivilceli gençlik topluluğu.
darbe için adım adım yürürüz diye yaygara koparana bu tipler acaba niye hala soykırım rezaleti yani yalanı için adım adım abd'ye yürüyor.!!
incirlik üssüne gidip orada kahrolsun abd demiyor.!!
abd dışişleri bakanlığı tarafından new yorkta düzenlenen gençlik hareketleri ittifakı programına çağrılmışlar arkadaşlar.
bu kadar göstere göstere ayıp olmuyor mu yav?
ilgili haber:
"tsk ile milli hassasiyetlere sahip kişi ve kurumları hedef alan açıklamalarıyla gündeme gelen genç siviller; abd;ye davet edildi. ukraynada, gürcistanda, sırbistanda ve kırgızıstan;da gençlik hareketlerini kullanıp renkli devrimler yaptıran abd dışişleri bakanlığı, new york&ta düzenlediği gençlik hareketleri ittifakı programına genç siviller hareketini davet etti.
den destek
internetin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni tip siyasi örgütlenmelerin türkiyedeki ilk örneklerinden biri olan genç siviller hareketi, eylemlerini abdde anlatacak. hareketin sözcüsü turgay oğur, bizi bbcdeki programda, facebook;ta sivil toplum hareketlerinin nasıl yapıldığı ile ilgili arkadaşımızın yaptığı konuşmayı duyup, telefonumuzu bbcden alarak davet ettiler dedi. konuyla ilgili açıklama yapan abd dışişleri bakanlığı müsteşarı james glassman ile siyaset planlama yetkilisi jared cohen de bu harekete destek verdi.(!) cohen, türkiyedeki genç siviller hareketinin faaliyetlerine 2006;da internet üzerinden başladığını ve reform, demokrasi ve insan hakları yanlısı bir örgüt olduğunu anlattı. cohen, şu ifadeleri kullandı: türkiye;de binlerce insanı sokaklara döken etkileyici eylemler de düzenledilermüsteşar glassman ise genç sivillerin türkler ve ermenileri bir araya getirmeye çalıştıklarını söyledi."
malca tenkit bile diyemeyeceğimiz öğretilmiş laf kalabalıklarıyla yüklenilen oluşum.
yok efendim içinde cemaatler cirit atıyormuş. evet cemaatci arkadaşlar vardır nolmuş yani? nedir bu cemaatcilere karşı sanki melanom hastalarıymış gibi olan tutum? cevap: kemalizmin özü zira bu. bu yüzden de bize sordukları hacı nedir bu kemalperest ( sevdim bu lafı) karşıtlığı sorusunun da cevabı burda gizlidir. aslında apaçıktır da siktiret.
o kadar utanıyorum ki şunu yazmaktan ama engel olamayacağım yine kendime;
sanamayacağınız kadar çeşitli insanlar var bu oluşumda. gayler, lezbiyenler, ateistler, deistler vs...
kalbi insanca yaşamaktan , demokrasiden geçen herkes bu oluşuma gönül vermiştir.
gelelim dış destekli bilmenelere.
lan hadi dış destekli diyelim. nolmuş?
bir ülke bu kadar yabancı özentisi olup da bu kadar yabancı düşmanı olamaz yahu.
yıllarca yabancılara nefret belledi bu halk. belletildi daha doğrusu. (bkz: 6- 7 eylül olayları)
peki neden?
bakınız ; kemalizmin özüne.
belli başlı taktikleri , yutturmacaları var. kısaca yazalım dedik gece gece içerdeki hatundan vazgeçip geldim ya lanet olsun size. dürzüler.
akp nin yargiyla yaptigi darbeye ses cikarmayan, onlarca kisinin fasizan ve suclarini bilmeden hapise girmesine ses cikarmayan ne oldugunu hepimizin cok iyi bildigi ama nedense kendilerini farkli tanitmak isteyen insanlarin olusturdugu. taraf gazetesinin sivil toplum horgutu hali. akp yi amerika yi bir kere bile elestirmezler nedeniyse cok belli.
balyoz, ergenekon diye papağan modunda olan, ama ne hikmetse hala kenan evren'i yargılamak için kılını kıpırtmayan, yasayı değiştirmeyen akp için eylem yapmayan, ses etmeyen soros veletleri, kenan evren gençleridir.
yani özde değil sözde darbe karşıtıdırlar.
genç sivillerin akp'li olmamak ya da olmak diye bir derdi yok, her şeyi yapmak zorunda da değiller.
"ak siviller" gibi yaftaların takılması da ergeneon, balyoz gibi gerçekleri değiştirmez. Onlardan haber ver sen.
