zamanında aynı kafa osmanlının değişimine karşı muhafazarlık gösteriyor.
eğer o değişimler ta o zamanlardan başlasaydı... 2. mahmuta falan kalmadan, çok farklı gerçekleşirdi osmanlı tarihi.
muhtemelen 1. dünya savaşında doğru tarafta ve çok güçlü bir şekilde var olurduk. belki sevr vs hiç imzalanmaz, kurtuluş savaşı yaşanmaz... kimi avrupa ülkeleri gibi giderek demokratikleşirdik devrimlere ihtiyaç duymadan.
Tek istediği yeniçerilerden kurtulmaktı. Başarsaydı bile çok birşey değişmeyecekti.
Burada yazanların anlamadığı şu: her insanın ne yapıp yapamayacağını belirleyen en önemli faktörlerden birisi bilgisidir, görgüsüdür. O da içinde bulunduğu ortamla şekillenir. Genç Osman'ı yetişme koşulları, içinde bulunduğu ortam, aldığı eğitim neyin yanlış gittiğini, ne yaparsa kötü gidişi durdurabileceğini anlaması için yeterli değildi. Kaldı ki anlasa bile o daha ilk adım olurdu. Düşündüklerini hayata geçirmesi kendi kabiliyetlerinin çok üstünde kabiliyet ve müsait şartlar gerektirirdi.
Orjinal Osmanlı kaynaklarını okuyanlar, Osmanlı entelektüellerinin çöl gibi kurak bir ortamın ürünü olduklarını görürler. Mesela 4. Murat'a durumu düzeltmek için layihalar sunan koçi bey'in öğütleri geçmişe öykünmekten ibarettir. Katip Çelebi geçmişteki uygulamaların bugüne örnek olamayacağını fark eden nadir Osmanlı aydınlarındandır ama ne yapılması gerektiğini o da bilmez. Alayının ortak özelliklerinden birisi Avrupa kültürü hakkında hemen hiçbir şey bilmemeleridir. Oysa avrupalı aydınlar öyle değildi. Osmanlı ülkesine giden sayısız gezgin, tacir, elçi gözlemlerini yazmışlar, bunlar da matbaa aracılığıyla Avrupa entelektüel çevrelerine ulaşmıştı. Osmanlı toplumunun insanlarının ne Avrupa'da gitmeye, ne gördüklerini yazmaya, ne Avrupa dillerini öğrenmeye hevesi yoktu. Tabi matbaaları da yoktu.
Velhasıl Osmanlı'nın paçayı kurtarması hiçbir şekilde mümkün değildi. Hem gerileyişi, hem de yıkılışı mukadderdi.