genelkurmay başkanına açık mektup

entry2 galeri0
    1.
  1. Yeniçağ Gazetesi yazarı Ümit Özdağ'ın mektubudur.

    Sayın Genelkurmay Başkanı
    Orgeneral Yaşar Büyükanıt,
    Muhterem Orgeneralim,
    Basında ve televizyonlarda çıkan haberlerden Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı birliklerin Irak-Türkiye sınırına PKK’nın ilkbaharda başlaması kuvvetle muhtemel geçişlerini durdurmak amacı ile sevk edildiğini, bu birliklerin sınırdan içeri kademeli olarak yerleştirildiklerini izliyoruz.
    Yine basından izlediğimiz kadarı ile AKP hükümetinin terörist örgüte desteklediği 23 Şubat 2007 tarihinde yapılan MGK’da sizin tarafınızdan ortaya konulan kanıtlar ile bir daha sabit olan KDP ve KYB ile görüşme yapma isteği ortadan kaldırılamamış ve AKP hükümeti her iki terör destekçisi partinin yetkilileri ile görüşmelere başlamışlardır.
    Bu çerçevede Başbakan Erdoğan KYB Başkanı Talabani’ye geçmiş olsun dileklerini iletirken Dışişleri Bakanı Gül de Barzani’nin en yakın adamı Hoşyar Zebari ile Kahire’de görüşmüştür. Şimdi Nisan sonunda istanbul’da yapılması planlanan uluslararası toplantıya AKP hükümeti tarafından Irak adına Başbakan El Maliki yerine Talabani’nin davet edilmesinin planlandığı haberleri basında yer almaktadır.
    Muhterem Orgeneralim,
    Sizce de malum olan bu hususları tekrarımın nedeni, PKK, KDP ve KYB’den aldığı destek ile sınır boyuna vatan savunması için giden gençlerimizi katletmek üzere hazırlanırken, AKP hükümeti bu terör destekçileri ile yoğun bir görüşmeyi planlaması ve bu sözde diplomatik sürecin Türkiye için doğuracağı olumsuz sonuçlardır.
    Birkaç yıldan bu yana olduğu gibi bu yıl da K. Irak’tan Barzani’nin silahlandırdığı PKK’lı teröristler Türkiye’ye girecek. Alçakça saldırılarını gerçekleştirecekler. On binlerce insan şehit cenazelerinde yürüyecek. Siyasetçiler yine Türk milletine söylenen en büyük yalanı “terör ile bir yere varılamaz” yalanını söyleyecekler.
    Bütün bunlar olurken Barzani’nin TIR’ları Mersin serbest bölgesinden içinde PKK’ya gidecek silahlar dahil mallarını yüklemeye devam edecek. Habur sınır kapısı sonuna kadar açık, işleri yapmaya Barzani’yi beslemeye devam edecek. Yazın sonunda askeri birlikler şehitlerini toprağa vermiş, sakatlarını rehabilitasyon merkezlerine yollamış, gazilerini hastanelerde iyileşmeleri için bırakıp, kışlalarına geri dönecekler.
    Muhterem Orgeneralim,
    Bu noktada size önemli gördüğüm bir hadiseyi aktarmak istiyorum. Balıkesir milletvekili Turan Çömez ve Akşam gazetesi yazarı Güler Kömürcü’yü K. Irak ziyareti sırasında Barzani’nin danışmanı ve K. Irak’ta 160 milyon dolar tutarında iş almış bir işadamı sıfatı ile karşılayan ilnur Çevik, Barzani’yi ve K. Irak’ı iyi tanıyan bir insan olarak 13 Ocak 2007’de The New Anatolian gazetesinde dikkatinize sunmak istediğim çok önemli bir makale yazdı.
    Çevik şöyle diyor: “Kürtler, iran ile olan ilişkilerinde hep aşırı derecede ihtiyatlı oldular çünkü iran’ın Irak’ın diğer bölgelerini olduğu gibi onların bölgelerini de istikrarsızlaştırma yeteneğine sahip olduklarını biliyorlar.” Çevik bir de örnek veriyor. 11 Ocak 2007’de Tahran’dan Erbil havaalanına gelen uçaktan inen yolcuları Amerikan askerleri sarıyor, üç saat ayakta tutuyor, arıyor, bazı yolcuları tutukluyor ve pilotlara kötü davranıyorlar. 12 Ocak 2007’de Tahran, K. Irak sınır kapısını kapatıyor. Bundan dolayı Barzani, Tahran’dan korkuyor.
    Barzani ve Talabani’nin iran’dan bu kadar çok korkmasının nedeni Tahran’ın Irak siyasetinin Türkiye’den çok daha tutarlı olmasıdır. Sanılmasın ki, Tahran Irak ile hiç ticaret yapmamakta, bundan dolayı sınırlarını kapatınca büyük bir şey kaybetmemektedir. 2006 yılında Türkiye, iran ve Suriye’nin Irak ticaretindeki payları bilinen rakamlara göre yüzde 21 ile 20 arasındadır.
    AKP’nin izlediği “sınırlarımızdaki sorunlar, K. Irak’ta ve bu bölgede Kürtlerin yaşadığı sorunlarda dahil, sınır aşan ekonomik karşılıklı bağımlılık yaratılarak aşılabilir” şeklinde ifade edilebilecek politika, Barzani ve Talabani denkleminde kısa ve orta vade de iflas etmiştir. Türkiye, K. Irak’a büyük bir ekonomik destek politikası uygulamış olmasına rağmen bunun karşılığını asla alamamıştır. Barzani ve Talabani, bir yandan Irak’tan ayrılarak bağımsız bir Kürt devleti kurmanın altyapısını hazırlarken, öte yandan Türkiye içinde siyasal rekabete girdiği PKK’ya yoğun bir terör desteği vermeye devam etmektedir.
    Muhterem Orgeneralim,
    Kısa bir süre önce yaptığınız cesur bir özeleştiride K. Irak’ta ortaya çıkan durumda Türkiye’nin de büyük hatası olduğunun, izlenen politikaların bugünkü sonucu doğurduğunun altını çizdiniz. Doğrusu, Türkiye’nin K. Irak politikası 1994 sonrasında tamamen Genelkurmay Başkanlığı’nın denetimine girdiğine göre, K. Irak politikasında ortaya çıkan stratejik mağlubiyette en büyük hata Genelkurmay Başkanlığına aittir. 1990’lı yıllarda, komuta heyeti hayati tehdit olan bağımsız Kürt devleti ile milli tehdit olan PKK’yı doğru değerlendirememiştir. Bunun neticesinde PKK’nın yenilmesi pahasına Barzani’nin önü çok boyutlu olarak açılmıştır.
    Aynı süreçte, 1958-1974 sürecinde Kıbrıs’ta mükemmel bir özel harp faaliyet ile Türk Mukavemet Teşkilatı’nı örgütleyen Genelkurmay Başkanlığı, K. Irak’ta Türkmenlerin örgütlenmesinde Türk silahlı kuvvetler tarihinin en başarısız girişimlerinden birisini ortaya koymuşlardır. Konunun detaylarına girmenin çok faydalı olmadığına inanıyorum. Ancak sizin cesur ve dürüst özeleştirinizden sonra Genelkurmay Başkanlığının ve Türkiye’nin K. Irak politikasında köklü bir değişikliğin zamanının geldiği daha da açık görünmektedir.
    Her şeyden önce görünmesi gereken gerçek K. Irak politikasının başarılı bir şekilde şekillenmesi için Türk Silahlı Kuvvetleri’nin temsil ettiği milli güç unsurunun değil, Türkiye’nin diğer güç unsurlarının da devreye sokulması gerekmektedir. Bunlar sırası ile ekonomik güç, politik güç, kültürel güç, istihbarati güç, anti-terörist güç, diplomatik güç şeklinde sayılabilir.
    Barzani ve Talabani üzerinde kısa vadede sonuç almak için Türkiye’nin ekonomik gücünü yaptırım gücü olarak kullanmasının zamanı çoktan geçmiştir. Artık hiç vakit geçirmeden K. Irak bölgesine yönelik olarak ekonomik ambargo politikasının uygulanmasının zamanı gelmiştir. Ekonomik ambargo konulurken, ambargonun kalkması için a)Kerkük referandumunun ertelenmesi, b) PKK terör çetesine desteğin kesilmesi, c) Ovaköy sınır kapısının açılması talep edilmelidir.
    Habur sınır kapısı kapatılırken, artık son aşamasına ulaşmış olan Akçakale sınır kapısı derhal açılmalı ve Irak ile ticaret Suriye yolu ile yapılmalıdır. Habur sınır kapısının kapanması gözü para hırsı ile kararmış ve Türk askerinin kanı, Türk devletinin bütünlüğü, Türk milletinin yüksek menfaatleri pahasına üç dolar kazanma hedefi içinde olan çevrelerden muhalefet gelecektir.
    Muhterem Orgeneralim,
    Milli menfaatlerimizin gerçekleşmesi doğrultusunda bu muhalefeti aşmak sizin omuzlarınızdaki görevdir. 2006 yazında bu ülke iki hafta içinde sizin yüksek kumandanız altındaki 10’dan fazla gencini şehit verdi. Genç bir subayımız evinde karısı ve çocuğunun önünde katledildi. Bu sırada Habur sınır kapısı KDP, KYB ve PKK’yı çok boyutlu olarak finanse etmeye devam etti ve bugün de ediyor. 2007 Nisan’nın daha başlangıcında 6 şehit verdik. Artık Tahran kadar olup, Habur kapısını kapatmalı ve Barzani’ye gereken dersi verilmelidir.
    Eğer Atatürkçülük, istiklali, milli egemenliği, milli menfaati kayıtsız ve şartsız her şeyin üzerinde tutup savunmak ise, bir kısım vatandaşımızın “Tahran’daki duruş, Ankara’daki duruştan daha Atatürkçü” diye düşünmeye başlamasını şaşırtıcı bulmamak gerekir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana karşılaştığı en büyük tehdit ile karşı karşıya olduğu tespitini yapan zat-ı aliniz sanırım, devletinin kuruluşunda gösterilen iradeyi, şimdi devletin korunması konusunda göstermek için tereddüt etmeyeceksiniz.
    Allah yardımcınız olsun
    içten ve samimi saygılarımla

    http://www.yenicaggazetes...rID=92&ArticleID=5070
    1 ...
  2. 2.
  3. ordunun tepesinde şahin bir asker, siyasetin tepesinde ve yamaçlarında dik duruşlu icra ve temsil makamları olduktan sonra gerçekleşmesi olası ve beklenen politikaları satırlara döken bir mektuptur.

    ama asıl problem o yetiye sahip siluetleri ilgili makamlarda görmektir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük