ortaokulda bir kere kapısından içeri girdim. yaşlı yaşlı teyzeler falan var içerde yarıçıplak dolanıyorlar bildiğin zikişmek bu aklıma gelen en son şey dahi değil. bir daha önünden bile geçmedim. yıllar sonra askere gittik. yemin töreni sonrası 2 gün çarşı izni. ankara'yı bilen bilir bitki örtüsü orospu kartlarından oluşur. her adım attığımız yerde bir kart. arkadaş dayanamadı arayalım dedi. hiç ikiletmedim araylım amg dedim. aradım muhabbet şu şekil:
-....
+efendim kocacığım
-pardon, yanlış oldu galiba
+!'+^+'^+ (hepsi küfür)
kapattım.
sonra ankara'da polis arkadaş var aradık polisten kerhane numarası istiyoruz. arkadaş kırmadı bizi aldı kendisi götürdü. kerhanenin sokağında üst teğmen başka bir arkadaş oda memleketten polis olanla bir birini tanıyor. biz yukarı çıktık 1 saat boyunca işimizi hallettik enayi gibi paraları bayıldık. arkadaşlar bize bir zeval gelmesin diye 1 saat boyunca kapıda beklediler. kendimi genel kurmay cumhur reisi gibi hissettim amk. mevzuya dönecek olursak: hayatta yapmam diyeceğim şeyi yalnızlıktan yapmıştım. ibne değilsen askeriyede abaza olmak falan hikaye. askeriyede insan yalnız kalıyor. ben kendimi yalnız hissettiğim için gitmiştim. diğer gidenlerde büyük ihtimal farkında olmasalar bile yalnızlıktan gidiyorlar.