-aa!! mehtap naber kız? ne işin var burda?
-hiç ya napayım ekmek parası peşinde koşturuyoruz işte!!
-ne iş yapıyorsun ki burda?
-orospuyum!!
-vay orospu! ulan çıkarken o kadar yalvardım lan sana bir kere ver diye, bırak vermeyi elletmedin bile lan! neyse kaç para?
-80 ytl
-vay orospu!!!
iş bitirildikten sonra geçen diyalog, kişi tam kapıdan çıkarken;
- şişt koçum, nereye?
+ e bitti ya abla?
- 20 milyon daha para verecen.
+ oha amk 30 milyon bayıldık ya girerken?!
- bu zaten çıkış parası.
+ assttr. al geber. (elizabeth'in değeri anlaşılır tabi*)
genelevden içeri giren adamın, eli skindedir, okşar, kaşır, pantolonunu bi oraya bi buraya çekiştirip durur.
hazır cevap kevaşe atlar hemen.
+ne o çok büyük içerde rahat edemedi herhalde
-dediğin gibi çok büyük pantolona sığmıyor
+o zaman kıvırda gtüne sok *
genelevlerde insana normal gibi gelen lakin sözlükte, forumda yazıldığında, arkadaş ortamında anlatıldığında çokça güldüren diyaloglardır. size yaşanmış 1-2 replik aktaracağım. adü'yü yeni kazanmış olan hemşerim, almış liseden arkadaşlarını (yaklaşık 10-15 kişi ve tabi yaş ortalaması 19-18) çıkmışlar yola. kanlar kaynıyor tabii. aydın'da da ülkemizin en büyük genelevlerinden birisi bulunmaktadır. bilen bilir astim'i. oraya giden minibüs 4 numaradır. bunlar toplanır binerler 4 numaraya. son durak genelev. artık minibüste sadece bizim zağarlar ve birkaç yolcu kalır belediye otobüsünde. şoför aynadan bunlara bakarak:
-son durak mı gençler?
şeklinde bir soru yöneltince utangaç bir surat ifadesiyle kafa sallarlar.bununla yetinirler. hepsinin suratlar kıpkırmızı kesilir. mecaz anlamda değil. şoförü kahkaha attıracak kadar kızarır suratlar.
son durağa varılır. 15 dallama girerler geneleve. size aklımda kalan 2 vurucu ifadeyi aktaracağım.
ilki; yaşı kemale ermiş bir fahişe, altında çamaşır olmaksızın dolaşmaktadır ortalıkta. malum kalabalığımızdan birisi şu muhteşem cümleyi o anda kurabilmiştir ve helal olsundur o anda nasıl aklına geldi:
"yenge donun düşmüş"
ikincisi ise, abazan mahluklar işlerini bitirip geri çıkarken başka birtanesinin sarfettiği cümlede yürek burkan cinstendir. acınasıdır.
bir kehanetime göre devlet denetimli bir kerhâne için yakındır:
- aaa şakirt, ne işin var burda?
+ devlet memuruyum olum ben... içeride adamım vardı, kpss'den 117 netle atandım.
- 117 netle mi? buraya mı?
+ öyle deme şako, bütün şakoların ilk tercihiydi.
- nasıl lan? neden böyle oldu ki?
+ rahat iş olum benimkisi. ücreti, girişte alıyorlar müşteriden ve müşteri burada bizleri görünce "50 tane şeyim olsa birini vermem!" diyerek kaçıyor.
- vay çakallar... hem parayı kırıyorsunuz, hem de müşteriyi zinâdan uzaklaştırıp sevabınızı alıyorsunuz ha?
+ aynen öyle şakirt.
- ama bana sökmez bilesin. yıllardır bu anı bekledim ve belediyenin son şoför alımı ile maaşımı da almış bulunmaktayım.
+ deme ya...
tepecik keranesi.
merakına gezen kalabalık kitleye dahiliz. akşam artık tezgahın kapanması yaklaşmış ama işler kesat galiba. evlerden birinde peçeteci çingane teyze bağırıyor promosyon için işler açılsın diye:
ama koy göte koy beş milyon....