geçen gün bir devlet dairesinin asansöründe 3 tane memur kadının sohpetine tanık oldum.
+kadınların ikisi diğer kadına; kız sen daha kocanı gömmedin mi? bak biz bizim herifleri gömdük turlara katılıyoruz. türkiye yi geziyoruz.
-kocası yaşayan kadın da ; sormayın kızlar benim ki hala yaşıyor ama hasta yakında gider. bende aranıza katılırım....
....hönk...
bu arada benim iki dede mefta. neneler hayatta...
...hönkkk...
östrojenik etkidendir. östrojen kadınlarda menapoza kadar HDL'yi yani iyi kolesterolü yüksek, LDL'yi yani kötü kolesterolü düşük tutar. bu yüzdendir ki premenapozal dönemde kadınlarda kalp ve damar hastalıkları erkeklere göre daha az görülmektedir. her ne kadar son yıllarda kadınlar da sigara içme oranı artsa da total sigara içicilerin büyük çoğunluğunun erkek olması, alkol tüketiminin erkeklerde görece daha yaygın olmasındandır ki erkekler daha çabuk ölürler. oh olsun!
gördüğün üzere sevgili okur, tıbbi bi şekilde başlayıp dikkatini çektim, ondan sonra da asıl niyetimi ortaya koydum! böle de bi insanım, yapacak bir şey yok!
içgüdesel olarak erkekler bilinç dışı olarak kendilerini yakarlar.
özellikle günümüz şartlarında erkek için evlenmek ağır bir yükten öte değildir.
bulaşık makinesi, çamaşır makinesi , hazır yemekler, mikro dalga, envai çeşit hayat kadını...
çocuk yapmak dışında bir ihtiyaç kalmadı...
erkeklerin kadınlar kadar dertlerini paylaşıp rahatlamayı düşünmemeleri veya rahat konuşamamaları olası bir neden olabilir. böylece o dertler erkeği yiyip bitirir.
Genelde enerjilerini pembe dizi izlemek,gözleme yapmak,çocugun altını değiştirmek gibi nesnel şeylere kanalize ettikleri için hayat enerjisini fazla harcamazlar.Erkeklerin sabahtan akşama kadar bütün hayat dertleri bilumum olarak damarlarına kadar hissettiklerinden üstüne tuz biber olarak dırdırı bünyeye aldıklarından kısa sürede error vermeye başlıyor.netice itibariyle türkiyenin dul potansiyeli dünyanın beya bir üstünde.
(bkz: bi sus kadın ömrümü yedin)