Günlerden beri halkın dilinde olan söylemdir. Öyle ki devlet iyi bir iş yapayım derken halkı mağdur ediyor. Sabah başvurmak için 7'de gitmeme rağmen öyle bir sıra vardı ki aklıma hayalime gelmezdi. Zira ne istanbul'da ne de Ankara gibi büyük şehirde yaşıyorum. 300.000 nüfusu olan sivas'da bu iş için öyle bir kuyruk vardı ki konuştuğum insanlar gecenin bir yarısı gelip beklediklerini söylediler. Bu soğukta bu rezilik değildir de nedir ! Halkın bir kısmının daha olaydan haberi bile yokmuş. iyi bir altyapıyla hizmeti yapabilseydi devlet halkta bu kadar çile çekmeyecekti. Bu kışın ortasından herkesde bir telaş bir koşuşturma kuyrukları.. Bizi 1990'lı yıllara yeniden anımsattığı için Ak Parti'ye teşekkür ediyorum ve esefle kınıyorum. Demekki hala devlette '' Bügün git, yarın gel'' söylemi bitmemiş. Herkesin genel sağlık sigortası kapsamına girmesi çok güzel bir şey ancak bu kadarda çile çektirilmez. 4 ay için benimde mecburi yaptırmam gerekiyor nitekim üniversite öğrencisi değilim daha. Sabah aldığı sıra numarası ''290'' ve 1 kişi işlemini 15 dakikada tamamlıyor. Şimdi bunu yazdıktan sonra yeniden yola koyulacağım. Umarım işim rast gider sinirlenmeden bu işi halletmiş olurum. Genel izlenimlerimi gelince yeniden aktaracağım.
ter artı parfüm kokularının birleşimiyle daha da çekilmez hale gelen, elinde kağıtlarla dolaşan çıldırmış insan topluluğunun yaptırmayı düşündüğü sigortadır.
sgk lara yazı geldi eylül ayına kadar uzatılacak fakat daha açıklanmıyor.üniversite öğrencileri vb kısmi bir zaman için ödeme yapmak zorunda olanları kaçırmamak için.haberiniz olsun.
edit: her iki kişiden biri memnun bu durumdan rezillik falan yok.
kişisel gelire dayanmayan bir tür vergilendirme... gerçek demokrasilerde örneği yoktur.
babasının 900 lira gelir olan, 3 kişi yaşayan bir ailenin iş bulamayan gencinin 300 lira geliri olduğu varsayılacak ve 35 lira aslında olmayan gelirinden vergilendirilmiş olacak. yani olmayan gelirinin yaklaşık yüzde 12' sine devlet reyiz el koyacak...
iş bulana kadar babası tarafından bakılan yeni mezun veya mezuniyet arifesindeki gencin sırtındaki yük katlanacak yani.
ayrıca mükerrer vergilendirmede var bu işin içinde çeşitli yollarla bilmem kaç kez zaten vergilendirilmiş bir reel geliri, aile fert sayısına bölüp tekrar vergilendirmek türkiye şartlarında bile hiç duymadığım trajikomik bir uygulama olmuş.
dolaylı vergilerin astronomik boyutlarda olduğu güzel ülkemde, şimdi alenen en düşük gelir grubuna yeni bir vergi yükü bindiriliyor açıkcası ve vergilendirme usulü ihlalleriyle dolu bir tür kelle vergisi...
sağlık sektörü; tamamen sermaye grubunun sermayelerini yeniden değerlendirme alanı haline gelmiş durumda...
özel hastaneleri devletin fonlamaları kesmez olmuş, ''daha yok mu para reyiz ? daha yoksa para bakmam vatandaşına haa'' diyor.
zorunlu mal olan sağlık hizmeti, tamamen sermeyenin eline bırakılmış oluyor. daha önce bilindiği üzere nitelikli doktorlar, proflar, hocalar özel sektörün eline itildi. ya kamu ya özel sektör seç denildi ve şu anda üniversite hastaneleri tarihinde görülmediği kadarıyla az kalifiye bir durumda...
nitelikli doktor yetiştirmenin de önü kesilmiş oldu bu yolla. gurur duyduğumuz başarılı hekimlerimiz artık zor yetişecek maalesef.çünkü iyi hocalar rasyonel karar sonucu bilmem kaç kat gelir elde ettikleri özel sektörü seçmiş bulunuyor.
yeşil kart olayının istismara uğraması nedeniyle çıkartıldığını düşünüyorum. herkesi başvurmak zorunda bırakmak da belki demokratik olmayabilir , ''ben başvurmuyorum lan , istemiyorum sigorta falan '' deme hakkım yok mu benim ? diyenlere haksızsın diyemem ama devletin her vatandaşını buna başvurmak zorunda bırakarak sigorta kapsamına almak istemesinde bi art niyet göremiyorum. hatalı olunan nokta ise , yeni sigortaya geçiş için gerekli çalışmaların yapılmayarak vatandaşın mağdur edilmesidir. oturduğum ilçede kaymakamlık ilk hafta sadece 2 bilgisayar ile işlem yapmış , insanlar mağdur edilmiştir. ilk haftadan sonra ise 15 bilgisayar ile hizmet verildikten sonra işlemler hafiflemiş ve kalabalık kalmamıştır.