1-ev içi ve ev dışı kararlarda ağız birliği yapılamıyor oluşu.
-ağız birliğinin oluşabilmesi için asgari düzeyde birbirlerini anlayan çiftler olmaları gerekiyor. her şeyde dört dörtlük anlaşmları mümkün değil zaten, geç o işi. mesele, asgari düzeyde anlaşabilecekleri ve birbirlerini anlayabilecekleri ortamı sağlayabilmeleri.
2-çiftlerden en az birinin olgun olmaması.
-çiftler ev içi ve ev dışı sebeplerle çeşitli tartışmalar yaşayabilir. doğal bir durum bu. bu tarz durumlarda çiftlerden en az birinin süreci yönetebilme yetkinliğinin olması gerekiyor. bunu kimi zaman demokratik yöntemlerle, kimi zaman baskınlığını ortaya koyarak, kimi zaman ikna ederek gibi gibi tekniklerle gerçekleştirmesi gerekir. genellikle bunu yapma görevi bizim topraklarda erkeklere yüklenmeye çalışılır genellikle. vitesi hem yükseltmesi hem düşürmesi beklenen ve böyle bir yük bindirilen erkekler, genellikle ne yaparlar mesela, ilişkinin dışında çeşitli kaçamaklar...
o yüzden ilişki yürütme meselesi hakikaten bir süreçtir, ortak üstlenilmesi gerekir. tüm yük bir insana yüklenirse elbet gün gelir vites boşalır, buna ya izin vermeyeceksin en baştan, vites boşaldıysa da görmezden geleceksin. kendi sorumluluğunu üstleneceksin. çok net burası.
herkese taşıyabileceği kadar yük bindirmek gerekiyor, ötesini beklemeye başlarsan, ahmaklık yapıyorsun demektir burası açık.
Genel başlıklar halinde bakarsak; Sorumsuzluk, Büyük ebeveynlerin aileye sürekli müdahalesi, aile içi mahremiyetin korunmaması, saygının bitmesi, merhamet duygusunun eksikliği, sadakatsizlik... gibi gibi
Eskiden: genelde suç hemcinslerimde(erkekler)dir. Karısını aldatma en çok görülür. Hele iletişim platformlarının artmasıyla. Demek ki eskiden bu platformlar olsa boşanan çok insan olacak. Akrabalarımdan gözlemlediğim kadarıyla söylüyorum.
Şimdi: evlenmek için evlenmek, birbirine tahammül edememe(babasının prensi, annesinin prensesi), eğitimsizlik(erkek ve kadın) ve maddiyat diye sıralanabilir.
Evliliktir çünkü hem çok avantajı hem de çok dezavantajı vardır. Doğru kişiyle yapılınca tek dezavantajı sekssizliktir çünkü bir süre sonra insan aynı evde olunca istemiyor. Tabi iyi bir seks hayatı vs huzur mu dersen huzuru seçerim o ayrı.
Stajyer avukat iken Baronun adli yardım komisyonunda görev alırdım. Adli yardım için gelenlerin birçoğu boşanmak için gelen kadınlardı.
Öyle Tüik'in istatistiğe döktüğü gibi 1 nedenden ötürü kimse boşanmıyor. Boşanmak isteyenler peş peşe minimum 3 neden sayıyor.
Aldatma, ekonomik sorunlar, şiddet, eşten gizli kredi çekme/kefil olma, evlenmeden önce saklanan şeylerin evlendikten sonra ortaya çıkması, çocuk olmaması, kaynananın sözünü fazla dinlemek, alkol bağımlılığı, kumar bağımlılığı en fazla karşılaşılan sorunlar. Diğerleri tuz biber..
Tahammül edememek olabilir eşlerin birbirlerine saygısı biterse o ilişki çatırdar. Sonuçta birbirinize köle değil gönül yoldaşı oluyorsunuz. Onun için saygı ve sevgi şarttır.
Çift başlılık. Asla bir ataerkil toplumu savunmuyorum ancak bir ailede her zaman bir kişinin sözünün daha ağır basması gerekir. Eğer kadın daha otoriterse bu kişi bir kadın da olur. Ancak çift başlılık sonunda ilişkinin bitmesini sağlar. Ne demişler; Bir çöplükte iki horoz ötmez.
cinsellik evlilik açısından olmazsa olmaz unsurlardan birisi kabul edildiğinden, eğer tüm çabalara rağmen cinsel sorunlar nedeniyle eşlerden birisi için evlilik çekilmez hale geldiyse bu durumda boşanma davası açılabilir.