Türkiye ilk genel af ile 7 ocak 1922'de tanıştı. Toplam dört sayfadan oluşan yasa ile cezalarının üçte ikisini tamamlayan mahkumların kalan cezaları affedildi. Bunu 1923 ve 1924 afları izledi. 1933 yılında Cumhuriyetin 10. Yılı, 1960 yılında 27 Mayıs ihtilali ve 1974 yılında Cumhuriyetin 50.yılı nedeniyle yapılan dört başı mamur aflarla birlikte tam 10 genel af niteliğinde af ve 4 genel affa ek yasa çıkarıldı. 2000 ve 2002 yıllarında çıkarılan şartlı salıverme ve cezaların ertelenmesine dair yasalar da buna eklendiğinde neredeyse 6.5 yılda bir genel af çıkarılmış Türkiye'de.
1921 yılında çıkarılan "Hıyaneti Vataniye Kanunu", 1924 yılında çıkarılan "Sarhoşluk Veren Şeylerin Önlenmesi Kapsamındaki Kanun", 1929 yılında çıkarılan "Kabahatlerin Affı", 1940-41 yıllarında çıkarılan "Depremde Yararı Görülen Mahkumların Affı", 1944 yılında çıkarılan "Müttefik Devletlerin Tebaasında Bulunan Mahkumların Affı", 1957 yılında çıkarılan "Ateşli Silahlara ilişkin Af", 1976 yılında çıkarılan "Şoför Affı", 1977 yılında çıkarılan "Haşhaş Ekicilerinin Affı" gibi çeşitli tarihlerde çıkarılan ilginç afların yanısıra Türkiye, 1954, 1958 ve 1973 yıllarına üç kez çıkarılan Orman Suçlularının Affı, 1946 ve 1999 yıllarında iki kez çıkarılan basın suçlarına ilişkin aflarla tanıştı.
istatistikler genel afla salıverilen suçluların yüzde 23'ünün tekrar suç işleyerek cezaevine döndüğünü ortaya koyuyor. Aflar cezaevlerini boşaltıyor ancak çok kısa sürede yeniden doluyor. 22 Aralık 2000 tarihinde yürürlüğe giren Şartla Salıverme Yasası'ndan sonra 68 binden 45 bine düşen cezaevi nüfusu, 2002 verilerine göre yeniden 60 binin üzerine çıktı. *
dağdaki hayvanı aramıza katılması amacını güden, değişik bir türevi olan ve kamuoyunda rahşan affı olarak da bilinen versiyonu da vardır. bu af içerdekini aramıza katmıştır, ab tarafından istenen ve gündeme gelmesi an meselesi olan af ise dağdakini aramıza sokacaktır. neyiz lan biz toplum olarak? rehabilitasyon merkezi mi? bırakın dağdaki dağda kalsın tepesine inecek mehmetçik balyozu altında versin canını.
düşünün ki benim annemi, babamı öldürmüş ya da minicik kızıma tacizde bulunmuş bir insanı affetmek devlete mi düşmüştür? o tacizciler, katiller genel afla çıkınca suçlarından arınmış mı olacaklardır? aynı haltları bir daha yememe garantileri var mıdır?
ayrıca hapishanelerdeki doluluk oranını artırmak için yaptırımları artırmak, cezaları ağırlaştırmak ve bu sayede caydırıcı olmalarını sağlamak, yeni hapishaneler inşa etmek gibi yollar dururken genel af bahanesine sığınılması adalet kavramı içinde değerlendirilemez.
ama işte burası türkiye derler ya o hesaptan her şey beklenir. bir gün genel af çıkar, öbür gün katiller milli kahraman ilan edilirler. "farklı görüşlere saygı duymak" adı altında bebek katilleri, bölücübaşları sokağa salınır.
af 3. dünya ülkelerinde görülen ilkel popülist demode gereksiz ve vicdansız hukuku içine sıçma eylemidir. modern dünyada asla gözükmez.
daha dün bir "dahşan" affıyla çıkan katil eski karısını 7 kurşunla öldürmüştür.
kılıçdaroğlunun en son ortaya attığı olay. ancak burada öcalan lafını ağzına bile almamış, onun serbest kalmasına adına tek kelam etmemiştir. zaten daha önce genel af olursa bu itin dışında kalması gerektiğini defalarca söylemişti.
ama iftira atmak kolaydır. birileri için ise tek yapabildikleri şeydir.
bir vatandaş olarak ben genel affa şiddetle karşıyım.
elin pkk'lısına genel af çıkacaksa o halde ergenekon, balyoz içinde çıksın; hodri meydan.
adının genel olması itibarı ile kimsenin dışında tutulamayacağı af. kılıçdaroğlu bunu bilerek genel af istemiştir. söylediği yer bingöldür. örnek olarak da dtp'li belediye başkanlarının tutuklanmasını utanç tablosu olarak göstermiştir.
habur olaylarına demediğini bırakmayıp akabinde böyle gafta bulunması kişinin ve partinin nasıl bi ruh hali içinde olduğunu göstermektedir. tabi halk bunları ciddiye almıyor boş konuşmakta üstlerine olmadığını biliyor. işlerinin sadece gogoyculuk olduğunu gayet iyi biliyor.
bu ülkede öcalan'ı affetmeye gerek yoktur. zira akp sayesinde affedilmiş gibi hayatını yaşıyor, ne dese oluyor, hizmet ediliyor.
mesela öcalan zamanında imralıyı koruyan özel timden rahatsızım dedi adalet bakanına, adalet bakanı anında geri çekti özel timi.
ab arkadaş yolla bu itin yanına dedi, 5 trilyon para harcandı ve bu ite arkadaş yollandı.
dahası en son romatizmaları azacak diye akp bu adamın hücresini ithal duvar kağıtları ile kapladı.
komik olan ise genel af sözüne, tayyip'in yeşil ışık yakması. " Dolayısıyla şöyle sağlıklı açıklamalarını bir yapsınlar da biz de değerlendirme fırsatı bulalım. " demiştir.
komik olan ise zaten halihazırda akp'nin ezelden beri kafasında olan birşeydi bu genel af.
akp, chp, mhp. gelip burada sığır gibi partizanlık yapmaya gerek yok.
hangi parti bunu faaliyete geçirecek olursa binlerce kez lanet olsun.
akp açılım diye asker kurşun sıkanı, davul ve zurna ile hatta arka planda pis oyunlar ile affederken hali hazırda genel affın yandan yemişini yapmıştı hali hazırda.
ve yine genel affın, kişisel af olan kısmını ise apo denen itin bir dediğini iki etmeyerek yapıyorlar.
daha ilginç olan tayyip'in genel af olayına balıklama atlaması. yani bir fikir getirin bakarız demesi.
ancak burada chp ve mhp tuzağa düşmemeli. zira zaten akp'nin amacı genel af. bunu tek başına yapmak için erken olduğunu düşünüyor ve yem atarak diğer partilerin önayak olmasını istiyor.
sözde soykırım iddiları yüzünden yeterince üstünde durulmamış konudur. açıkçası kılıçdaroğlu'nun af isteminden çok beni baykal'ın "günümüz koşulları affa müsait değil. ilerde umarız." demesi şaşırttı. neticede hepimizin isteği ilerde adaletli bir yargı olması ve insanlar için af çıkartılmasına gerek kalmamasıdır. yani baykal'ım ilerde affa sıcak bakan bir ülke olmaktansa af çıkartılmasına gerek kalınmayan, yargısı gelişmiş bir ülkeyi, demokrasiyi oligarşiye tercih ettiğim gibi tercih ederim.
türkiye cumhuriyeti tarihinde periyodik olarak her 10 senede bir çıkarılan aftır.
her ne kadar adli sistemimiz herhangi bir genel affın uygulanmadığını söylese de bu kapsamlı af paketleri yakın geçmişimizde de örnekleri olduğu üzre uygulanmıştır.
bunun adı kah ceza infaz yasası düzenlemesi, kah şartlı salıverme olarak adlandırılmış lakin sürekli uygulanmıştır.
en son 1999 yılında gerçekleşen ve kamuoyunda "rahşan affı" olarak bilinen af paketinden beri herhangi bir ceza indirimi yahut af sistemi uygulanmamış, üstelik ceza infaz yasasının değişmesi ile cezalar daha da artmış bu da cezaevlerindeki doluluk oranlarını cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine çıkarmıştır.
ayrıca hükümetin pkk terör örgütü ile yaptığı direk ve endirek görüşmeler ve kürt açılımı, eve dönüş yasası gibi açılımlar neticesinde terör örgütü üyelerinin topluma kazandırılacağı, bir af kapsamında sözümona toplumsal barış sağlanacağı günümüzde her alanda tartışılmaktadır.
hal böyle iken ve en son kapsamlı affın 1999 yılında uygulandığını düşündüğümüzde bu sene sonuna kadar yahut 2011 seçimleri öncesi yeni bir af paketinin yolda olduğunu görmemek aptallıktır...
af demokratik toplumların zaman zaman başvurabileceği, toplumsal barışı tesis edebilme amacı taşıyan bir yöntemdir.
lakin.
herşeyi kabul ederim.
apo'nun salıverilmesini bile...
bu tartışılır. belki topluma bir faydası olur, en azından her gün şehit haberleri düşmez ocaklara...
apo'yu salsan, pkk'lıları salsan belki toplumsal barış elde edebilirsin.
ama ya tecavüzcüler?
"genel af" kapsamında sizi salmayacağız diyebilme lüksünüz yok ki...
üstelik daha önce de denendi.
1999 affı sonrası salınan diğer suçluların ufak bir bölümü suç işleyerek tekrar cezaevlerine dönmüş iken bu aftan yararlanan tecavüzcülerin neredeyse tamamı tekrar tecavüz vakalarında yer almış yahut tecavüze yeltenmişlerdir.
bu durumda çıkacak affın kapsamı ve adı ne olursa olsun bu insanlıktan çıkmış şerefsizlerin tekrar topluma karıştırılmaması, salınmaması gerekmektedir.
bu kararı alacak olan da değerli meclisimizdir...
şöyle ki; devlet bireye karşı işlenen bir suçu affetme yetkisine sahip değildir.adam benim oğlumu öldürecek.sonra da devlet ben seni affettim diyecek.pardon ama sen kimsin!!affedeceksem ben affederim.ölen benim oğlum.
genel af ya da hükümlü affı, sadece devlete karşı işlenen suçlar için uygulanabilir bir durumdur.zira affedici devlettir.