ooo kimler gelmiş, buyrun buyrun buradan yakın. ama ilk önce şu at gözlüklerinizi çıkarın kafanızdan ha bir de beyninizi ait olması gereken yere yerleştirin, düşünme egzersizi , pek alışkın değil ya gariban...
Sorgulamak bir eşiği aşmak demektir, başkalarının duvarlarını yıkıp, kendine bir yol çizmektir. düşünmemek kolaydır , zor olan sorgulamak ve çoğunluğun karşısında; saçından sürüklense de, midesine tekme atılsa da, hatta beyni yerine henüz yerleşmemişler verici ilan etse de, düşündüklerini savunabilmektir. Zor yolu seçen bilir, bilerek yaşamak, başkalarına rağmen başkalarının hakları için mücadele etmek, örgütlenmek, aşkı, sevgiyi ikinci plana atmak- sanıldığının aksine- okumak, bıkmak bilmeden öğrenmek zorundadır. iki tane gotik kız görüp, anaa gominist lan bunlar deyip tespit yaparlar hakkında, pis derler, kaltak derler, hakaret ederler, dışlarlar. düşünsel bir eylemin fiziksel özellikleri etkileyeceğine inananlara ise gülüp geçerler. hadi gidin kendi kapınızın önünde oynayın.
en güzel cehaletin esiridirler. en azından sıkı sıkıya bağlı oldukları bir inançları vardır. ve bu kıvırcık saçlı esmer kızlarımız inançlarında samimidirler..
yıllar geçince hepimiz gibi patronların kölesi olacaklardır. müşteri her zaman haklıdır ideolojisinin gece vardiyası işçilerine dönüşeceklerdir. çıkarları için kardeşlerini bile satmaktan çekinmeyeceklerdir. metro duraklarında aptal ingilizce kursu broşürlerini gözümüze sokmak için askeri ücrete talim edeceklerdir..
ama daha vakitleri vardır. en azından ilk gençlik yıllarında çılgın bir hevesin peşinden koşmaktadırlar. yaş ilerleyince hiçbirisi de okul yıllarında gidip de neden "genç girişimci topluluğuna" üye olmadım pişmanlıklarını da yaşamayacaklardır...
ne mutlu sıradan olmayıp da bir bokun parçası olabilenlere..
hariçten gazel okuyanların da çükü şişsin inşallah...
profil altında incelenemeyecek kızlardır.
çünkü özgürlüğün anlamını ve değerini yaşıtları olan bir çok kızdan daha iyi bilirler ve bu yüzden kendi benliklerini bağımsızca oluşturup yaşayabilirler.
bu bakımdan hepsi kendidir ve profilleri yoktur.
ha illa profil diyecekseniz beyinleri bir çokları gibi bacak arasında değildir.
insanarla tartışıken ehehe çükün bamya kadar lan beynini züktüğüm gibi kendilerini alçaltıcı tartışmalar yerine birikimlerinden yola çıkarak çözüme ulaşmaya çalışırlar.
komünist ideolojiye mensup bir genç kızdır. *aşk ve sevgi tercihlerini beğendiği kişiden yana kullanır, istediğine verir istediğine vermez, nemfomanyak değildir, öyleyse bile bu onun ideolojisinden değil psikolojisinden kaynaklanır. inandığı değerlere göre yaşamaya çalışır.. muhtemelen kendi gibi biri ile birlikte olmayada çaba gösterir gençliğinde. kılık kıyafet düzeni maddiyatıyla alakalıdır. genelde zengin kızların yada zengin taklidi yvpan kızların zaten komünizmi bir futbol takımı adı sandıklarından çok işleri olmaz. bu sebeble marka giyinmeye önem vermez. zira yirmdört ciltlik markx amcanın daskapitalinde komünist bir genç kız şöle giyinmeli diye bir tarif yoktu. ama ideolojilerde yeşil renk hakimdir. militarist ruhu yansıtan yeşil kabana tercih bu yüzdendir. histerik krizlerini girmez, histerik değildir. aralarında güzel olanıda vardır çirkin olanıda, ama piyasa yapmaya çalışanı pek yoktur zira piyasa yapılabilecek bir ortamlarıda yoktur. kitap okumayı yada sol görüşe mensup olmayı aykırılık olarak görenler dışında inandıklarını yaşamaya çalışır. ailemi sallamıyorum havalarındv olanlar ise ayrı bir inceleme konusudur. *
kız olduğunu anlatma, kendisini tanıtma derdinde değildir;
hayatını yaşar, ok kaa..
(edit buraya: nah ok kaa; yarin yanağından gayrı paylaşmak için her şeyi...)
kolpa eurovision jürilerini delirten, cehaletlerini su yüzüne çıkartan, boş beleş konuşturan da bu tavrıdır.
kim dedi yüzeyde boş teneke çalan kendini jüri sananlara kendini anlatma diye bir derdi olduğunu?
idrak yolları tıkalı olanlar u mu run da de ğil dir.
türkiye toplumunda ya da diğer toplumlarda özellikle son 20 yıl içerisinde yani şu ünlü soğuk savaşın bitiminden beri bir değişimin yaşandığı belli. fakat bu değişim eskinin köhnemiş, donuklamış ve parazitleşmiş alışkanlıklarını değiştiren bir biçidem ilerlemiyor. bu değişim süreci insan toplumunu çürüten, asalaklaştıran, karşısındakini bir ticari mal dışında görmeyen, hızla bireycileşen ve rezil bir kokuşmuşluğun içinde yuvarlanan bir biçimde işliyor. insanlığın içine işleyerek bir örümcek ağı gibi etrafı çevreleeyn bu kokuşma siyasetin içine de işlemiş görülüyor. işin ideolojik, ekonomik, kültürel ya da siyasal boyutuyla ilgilenmekten öte bir hayal içinde koşup magazinel boyutuyla ilgilenmek giderek yaygınlık kazanan bir akım olarak görülüyor.
belli başlı şeyler vardır siyaset yaparken: bunlardan biri de ideolojik-siyasal savaşım içerisinde tezleri çürütmeye dönelik pratik çıkarımlardır. yani bir emek değer teorisi ortaya sunulur, bununn doğruluğu ya da yanlışlığı hayatın içerisinde test edilir. bir başka örnek vermek gerekirse, siyasal bir argüman toplumun hareketlerine göre rahatlıkla doğru olup olmadığı test edilebilir. en azından geçmişte bunun kuramsal alandaki karşıtlığı verilirdi siyasette ama şimdi bakıyorum da, şu televole toplumu denilen hadise hayatın her bir alanına bu kadar mı işler? rezilliğin, kahpeliğin daniskası kimi görüşler rahatlıkla burada savunabiliyor. işin magazinsel boyutu genelleme adı altında matah bir şeymiş gibi karşıt bir görüş olarak sunuluyor.
toplum çürüyor deniyorken "hani nerede?" gibi karşı çıkışlarla karşılaşılıyordu. halbuki şimdi hayatın her alanına işleyen bu kokuşmuşluk, değersiz ve paçavra görüşlerle bir kez daha ortaya çıkıyor. insanın ideolojisi ya da dünya görüşü incelenmek yerine hayatına dair kimi tutarsız psikolojik değerlendirilmelere gidiliyor. psikanaliz ne zamandan beri bu kadar tutulmuş insanların aklında ya da ne zamandan beri bu kadar öğrenilmiş hayret verici bir durum. ama işin aslı psikanaliz yapmaktan öte tutarsız, cüretli ve içi boş genellemelerin yaygınlaşması. işin aslı ile uğraşmaktan öte magazinel boyutuyla ilgilenmek popüler olmuş. ne diyelim, böylesine bir kolaycılıkla başarılar ama gidebileceğiniz en uzak nokta evinizin en yakınındaki bağ-bahçe olabilir.
bir de ekleme yapalım, reziller yanlış anlamakta üst noktalara taşıdılar konuyu. yahu ne çok komünistlerden korkuyorsunuz? hem "hayal bu işler, bırakın yahu" diyersunuz hem de işin karaçalma kısmına kaçmaya bayılıyorsunuz. tam da çürüyen toplumun öncülerisiniz. isteediğiniz kadar karalayın ne fark eder? apaçık korkuyorsunuz, ne kadar inkar etseniz de.