akp genel başkan yardımcısı ve van milletvekili hüseyin çelik; bir televizyon kanalında atatürkün gençliğe hitabesi ayet değil, kaldırılabilir! anlamında konuşmuş. bunu da bevval-i çeh-i zemzemlerin yenilerinden tahazadeye destek anlamında söylemiş.
şimdi hem hüseyin çelike hem de yeniyetme atatürk düşmanlarına soruyorum. siz gençliğe hitabede neyi beğenmediniz ki kaldırmaya çalışıyorsunuz.
atatürk; o seslenişinde, ey türk gençliği; birinci görevin türk bağımsızlığını ve cumhuriyetini korumak ve savunmaktır. diyor.
hüseyin bey ve tahazade mustafa; sizler türk milletinin bağımsızlığını, bu cumhuriyetin savunulmasını kötü bir şey mi kabul ediyorsunuz?
atatürk gençlere diyor ki: düşmanlar, senin ordularını yenmiş; ülkeni ele geçirmiş olabilir. şartlar çok kötü bile olsa işgalcilere karşı savaşacaksın.
peki ne demeliydi atatürk? yoksa, istanbulu beyaz atı üstünde işgal eden fransız kumandana birilerinin yaptığı gibi, işgalcileri alkışlayın! mı buyursaydı?
kemal atatürk gençlere bir şey daha söylüyor: ülkeniz işgal edildiğinde sizi yönetmekte olanlar; kendi çıkarları uğruna düşmanla işbirliği yapabilirler. böyle bile olsa sen milletinin bağımsızlığını kurtaracaksın!
şimdi hüseyin beye değil ama onun partisine oy veren akpli milyonlara soruyorum: sizlerin atatürkün gençlerimize yukarıdaki tavsiyelerinden bir şikâyetiniz var mıdır? hiç sanmıyorum. akpye oy veren 21 milyondan fazla yurttaşımızın en az 20 milyonu da atatürke derinden bağlıdır.
öyleyse atatürk ve onun ilkeleri ile uğraşmanın başka bir sebebi de olmalı.
emir avrupadan
ingilterenin ab parlamentosu üyesi andrew duff, 2005te hükümetimize şöyle bir emir vermişti: devlet dairelerinden atatürkün resimlerini indirin. avrupa birliği türkiye raporlarında da bu tarihten itibaren şu istek yer alıyordu: türk hükümeti, demokrasiyi geliştirmek için kemalizmle mücadele etmelidir.
kemalizm; atatürkçülük demek. batılı emperyalistler, 1920lerde karşısında mağlup oldukları mustafa kemalden 2000lerin ortalarında siyasi yoldan intikam almaya kalkıştılar. bunun için de içimizdeki üç işbirlikçi gücü kullandılar:
1/kendilerine liberal diyen uluslararası sömürgeci sermayenin basındaki savunucuları, 2/ bölücü kürdistancı takımı, 3/ sevr antlaşmasına imza atan hain padişah vahdettinin arkasında duran gerici tarikatçiler.
tarih kitaplarındaki atatürk ilkeleri ve devrimlerinin gereksiz ilan edilip çıkartılması...19 mayıs bayramına kısıtlama getirilmesi... okullardaki atatürkçü yöneticilerin susturulup istifa ettirilmesi... bunun sadece birkaç dışa vurumu...
hükümetimiz hem avrupada hızla yayılan türk ve islam düşmanlığından yakınacak hem de onların bu isteklerine göre davranacak... oluyor mu yani?
iskiliplatif hai;ni
şimdi bir de kurtuluş savaşını yürüten kadrolara karşı kötüleme kampanyası başlatıldı. buna bağlı olarak da 1920lerde düşmanla işbirliği yapan hainler için onların itibarı iade edilsin! deniliyor. örneğin iskilipli atıf hoca isimli hain; şimdi bu televizyonlarda ve onların yandaş gazetelerde din şehidi gibi gösteriliyor; hatta adına çorumda törenler düzenleniyor.
sevgili çorumlular! siz bu milletin temiz ve yiğit evlatları olarak istiklal savaşına ve cumhuriyete ihanet eden o adamı nasıl sahiplenirsiniz?
o herif ki yunan ordusunun ülkemizi işgal etmesine destek vermiştir. buna karşın ankara hükümeti onu affetmiştir. lakin bu zat, şapka kanunu çıktıktan sonra erzurumdan tutun da elazığ ve rizeye kadar geniş bir alanda şapka yüzünden devlete karşı başlatılan ayaklanmanın baş kışkırtıcısı olmuştur. yani o şapka karşıtı kitabı yüzünden değil terör örgütü elebaşısı gibi davranıp isyan çıkmasına yol açtığı için idam edilmiştir.
unutulmasın ki cumhuriyet rejimi, sıkı cumhuriyet düşmanı olarak yıkıcılık yapan ama iskilipli gibi isyana yol açmayan osmanlı aydınlarını idam ettirmemiş, ancak 150sini yurt dışına sürmüştür.
iskilipli atıf; hain şeyh saidin ikizidir... onlardan uzak duran
--spoiler--
not:andımız ve gençliğe hitabe hakkında atıp tutanların dinidar (!) gençlik istemeye hakkı yoktur!...
başbakan sayın recep tayyip erdoğan' ın laiklik ilkesini resmen kanırttığını gösteren konuşmasıdır. bu konuşması ile tiner cekipte müslüman olan yok mu ? sorusunu aklıma takıntı etmiştir. kişi kendisini nasıl mutlu ediyorsa öyle davranır buna kimsenin itirazı olamaz ve karışamaz. 2012 yılına geldik ve halen devletin başındakiler akıllanamadı gitti. bu ne karışık bi yönetim şeklidir kardeşim. laik bir ülkede (tabi kağıt üzerinde) böyle bir konuşma çok gereksiz olmuştur. din konusunda sen niye dinsizsin sen niye müslümansın diye kişinin görüşüne kimse söz edemez ve karışamaz. teşvik etmek farklıdır zorunlu kılmak farklıdır.
1. bireye dindarlığı, ya da şöyle diyeyim din sevgisini aşılamak ne zamandan beri başbakanın görevi olmuş?
2. dindarlık ne zamandan beri kişi ve o' ndan başkasını ilgilendirir olmuş?
3. dindar olmayanların tamamı ne zamandan beri tinerciymiş?
4. şimdi ben dindar başlığı altında dinci olmak yerine tinerci sıfatıyla anılmayı yeğlesem kötü mü olurum?
özet:bsgçk
dindar olmayan kişilerin tinerci yerine konduğu. bir insanın "iyi" olabilmesi için illa ki dindar olması gerektiğini savunan ve ateizm, deizm gibi kavramları hakaret kelimesi gibi lanse eden bir nefret söyleminin bir parçasıdır.
evet gençlik ateist olsun bana kalırsa, gelişime çok daha açık, çok daha dürüst insanlar olurlar. ama bu konu ne bana ne de başkasına kalmalıdır. kimse kimseyi bu tip konularda eğitip yönlendirmeye çalışmamalı. genç insanların beyinleri bunların yerine salt bilgi ile doldurulmalıdır. bundan sonra kendi kararını verecek beyin her insanda bulunur zaten, doğru yol neyse o seçilir...