insanın içine umut tohumları serpen, gidenlerin ne olursa olsun bir gün dönebileceklerini, yine yeşillendi fındık dalları ambiyansına bünyenin günün birinde kavuşabileceğini enjekte eden ilhan irem klasiği.
yerlere düşen damlalar yine yağmur oluyor mu
bir sevgi ölüp de gitse yine canlanıyor mu
sorular türlü çeşitli yanıtları yine öyle
dalından düşen yürekler, yerlerine konuyor mu
birbirinin aynı günler, birbirine benziyor mu
sorular türlü çeşitli yanıtları yine öyle
olaki günün birinde, gemiler döner geriye
yolcular aynı yolcular ve biz aynı sahilde
olaki günün birinde, gemiler döner geriye
kimin için yolculuklar ve kalan kim geride
benimkisi hayal işte, ümit katarım her işe
yüzümde yapay bir neşe, ardında binbir bilmece
sorular türlü çeşitli yanıtları yine öyle
beni anlayan sen oldun, seninle gerçeği buldum
sonra birden sır oldun, çık ortaya gizlice
anılar türlü çeşitli, yarınlarda yine öyle...
ilhan irem'in en güzel şarkılarından biridir. ayrılığın hiçbirşey olmadığını ve mutlaka tekrar eski aşkların yeniden yaşanabileceğini anlatan şarkıdır. duygusaldır.
olaki günün birinde, gemiler döner geriye
yolcular aynı yolcular ve biz aynı sahilde
olaki günün birinde, gemiler döner geriye
kimin için yolculuklar ve kalan kim geride...
kopmak istediği belliydi. iki kişi için en doğrusunun bu olduğunu düşünüyordu belkide ya da daha fazla macera yaşayacak mecali kalmamış durulmak istiyordu. kimbilir belki korktuğu, kaçtığı duygularıydı. düşündüğünü gerçekleştirmek istesede birlikte dinledikleri şarkıları tekrar tekrar dinliyor, karşı tarafın acısına acı katıyordu. ya kız? peki o hazır mıydı bu gidişe? güzel başlayan şeyler bu kadar basit bitmemeliydi. gözleri dolup dolup taştı çalan şarkıları görünce. sancı saplandı sol göğsüne. gemiler döner geriye diyordu giden ama kız biliyordu gelmeyecekti bu limana bir daha ve evet o gemi bir daha hiç dönmedi.
birakip gittiğinin seni sen yapan kişi olduğunu bilerek gitmek.zoraki bir gidiş olsada can yakar.umut vermek istemezsin doneceğine dair ama senin bile umudun vardir ölen sevgilerin birgün canlanacağina...ama dedik ya yazinin basinda gitmek gerekir,bile bile icin yana yana gitmek gerekir!!!!
hayat bir kazanma ve akabinde ve kaybetmekten ibarettir. bir şeyler siz istemesenizse gider. kaybedilen aşk meşk falan filan değildir ha...
ask meşk falan filan sadece bir ayrintidir gercek hayatta. biten bitmiştir olan olmuştur fazla kafayi takmaya gerek yoktur. arabanin toripdosu catlasi diye motor yakmanin bir alemi var midir?
asinmiş lastikleriniz, catlamiş ve içleri kirlenmiş farlariniz ile seyrü sefer ederken bu hayat yolunda gidenlerken pek bir şey kalmaz. deli dolu genclik düsleri, planlar projeler ve hedefler.
genliğiniz geri gelmez, deli dolu enerjiniz sadece mekaniklesir. içinizde bir şeyler yok olmuştur. dolmaz siz istesiniz de...
fakat bunlara ragmen bir acabalar olur içinizde.
acaba tekrardan genc olabilecek miyim?
acaba kaybettiğim yok olmuş günlerim bumerang gibi tekrardan gelecek mi diye beklersiniz.
er ve er olmayan kişilerde bu hayal zorlayarak bir nebze gercek olur. andropoz dediğimiz ikinci baharda kişi ve kişiler tekrar genclesmeye calisir.
bir vahada suyu arayan kişinin gördüğü vaha serabina kosarlar bittabi hava ve kum alirlar.
tabiki hayat bu kadar trajedic değildir. bir gün bakarsiniz mendille ugurladiğiniz mechule giden gemi düdük öttürerek gelir.
olur ya nuhun gemisi gibi ömrü hayatiniz kaybettiğiniz hersey içindedir.
mesela dedik gercek hayatta böyle seyler olmaz. keşke olsa da desek bile...
ama tahayyul etmek...
işte o ayri mesele amigo...
tahayyul etmeden kişi yasayamaz...
zati tahayyulsuz bir hayatin ne anlami kalir ki?
ona hayat mi denir?
sadece vergi iadesi doldurmak denir ve benim mümtaz bürokrat devletim bile o eziyeti kaldirdi nihayetinde.
ne bileyim işte tatli tatli sabah sabah sacmaliyoruz...
Adından hareketle iyimser düşünceler barındırdığı düşünülse de hiç de öyle olmayan efkâr şarkısıdır. Bir kere müziği kavuşma umuduyla değil, bugünden geri dönülmesi olanaksız geçmişle doldurur insanın içini. Belki yitip gitmiş, belki alabora olmuş bir gemidir bu gemi. içindekiler belki ölmüşler, yaşıyorlarsa da mankurtlaşıp kaptan nemo'nun denizaltısıyla turluyrlardır. insanları üzen sanat değildir bence, duygu sömürüsü dünyadaki en iğrenç şeydir. işe bak! Paranla kaset, cd, mp3 alıyorsun, sonra da üzülüyorsun. Mal mınız?
şehir hatları
istim haykırışı
bilmez çoğunuz
kara duman bacaları,
martılar havalanır
süzülür yarışa
bir ileri bir geri
köpükleri görülesi.
iskele atılmış
ne umurum
ben yasemin çiçeği
dönüşü beklerim.
ilhan irem'in gerçek bir allah ve kainat dostu olduğunu gösteren şarkıdır.
albüm adı: sevgililer günü. buna şeb-i arus da diyebiliriz.
klibinde ise şu mesaj dönmektedir.
bulutlar ayrıldı, gemi göründü. yelkenleri ışık, titreşimleri sevgi. "bugün sevgililer günü. kainatta her ışık, sevgi" ....... ruhlarda bir ürperti. geri döndü, beni aldı. gökler açıldı, gizemli yolculuklar başladı
gemilerden kasıt ufolardır ki zaten klipte bir çok ufo görüntüsü vardır. gizemli yolculuklar ile alemler arası yapılan boyutsal yolculuklar kastedilmektedir. ola ki günün birinde dönecek olan gemiler işte bu alemlerden insanlara barış ve sevgi getirecek olan yolcuların gemileridir. biz zaten insanlık olarak aynı sahildeyiz. aynı savaşlar, aynı boş kavgalar ve yalanlar.
ilhan irem'in insanlığı ve hayatı sorguladığı bir eser ve klip.
sonra birden sır olan ve ortaya çıkacak olan ve "bugün sevgililer günü. kainatta her ışık, sevgi" mesajını getirmiş, gerçeği göstermiş bir yolcuya yazılmış şarkıdır.
ola ki günün birinde...
terkediş yaşanmışsa, gerçekten sevilmiyorsa tarifsiz acılara neden olabilir. ama sahiden seviliyorsa. işte büyük yangınları büyüten, yayan rüzgâr olur. yelkenler patlarcasına şişer. uçar, uçar sevinciyle yaşamın hayattaki her şey ve herkes. mutluluğa. belki de sonsuza.