+ Hee ben dur dedim. Tekrar giyindirdim. Yaklaş dedim. Ben soymaya başladım. Üstünde böyle bir kaban var, siyah... Altında mı? Yırtmaçlı uzun bir etek. Yırtmaç buraya kadar... Kabanı bir çıkarttım böyle. Üstünde parlak kumaştan bir gömlek var. Gömleği çözüyorum böyle, pat pat pat pat... Bir yandan da böyle boynundan öpüyorum hafif hafif... Gömleği bir çıkarttım, bir sarıldım, tuttum böyle... Tüyleri böyle diken diken oldu. Memeler mi? Taş! Bacağını kaldırdım... Yırtmaçtan böyle çıktı bacak... Daha fazla soyamadım tabii, zart diye verdim ağzına!
- kamil: Tamamdır işte. Atalım denize kurtulalım şu kancıktan. Kız meseleyi kendi kendine çözdü.
+ kaptan: Sus ulan ibne! Ulan sizin vicdanınızı sikeyim! Kızı doktora götüreceğiz ve hep beraber götüreceğiz. Nasıl bu boku hep beraber yediysek, yine hep beraber sike sike halledeceğiz.
barda, sarmaşık ve gemide beraber değerlendirilmesi gereken filmlerdir diye düşünüyorum. bunun haricinde gemide çok iddialı bir türk dram filmidir. erkan can'ın oyunculuğu göz doldurur. Aslında bu film hakkında söylenecek her şey defalarca söylenmiş benden önceki 18 sahife giride.
benim demek istediğim bu filmin full hd olarak -1080p- internette bulunmamasıydı fakat yakın bir zamanda ben kendim, bizzat siz değerli sözlük yazar ve okurları için yükledim. iyi seyirler efendim.
insanı küfürler sayesinde gülmekten yerlere yatırabilen, aynı zamanda içini acıtan, herkesin kendisinden birşeyler bulduğu filmdir.
defalarca izlediğim ve hala canım çok sıkkın olduğunda kafamı dağıtmak için açıp izlediğim veya dinlediğim kült film.
"bu dünya iki şeyden yıkılacak. bi binadan, bi de zinadan. allah sonumuzu hayretsin. mahşer günü bütün binaları deniz geri isteyecek, batan bütün memleketler gibi. deniz kumu eninde sonunda geri alacak. çaresi yok bunun..."
Kült bir türk filmidir. Hele bir de uğur yücel'in bestelediği mükemmel bir soundtrack'i vardır ki sadece bu güzel müzik için bile izlettirebilir kendisini. Ha unutmadan. Nabıcaz be kamil?
Gemiyi bir memleket gibi görmek, aslında denizin ortasında sıkışıp kalmışken dışarda başkalarının boyundurluğu altına girmeyi gemiden daha kısıtlayıcı bulmak küllüğe kağıttan bir gemi bırakmak...Bunların hepsi çok etkileyiciydi. Erkan Can'ın oyunculuğu zaten efsane.Fakat onun dışındaki diğer kişilerin oyunculuklarını çok tiyatral bulduğum söylemeden edemeyeceğim.Filmin yoğun küfür içerikli olması rahatsız edici bulunmuş, ama hikayenin üst katmanına odaklanmak daha sağlıklı.Bütün bunlara rağmen bir izleyici olarak bir değil iki tecavüzcünün bırakın psikolojisine inmeyi yüzlerini görmeye tahammül edemedim.Evet en iyi senaryo en iyi yönetmen falan filan kapmış altın portakalda ödülünü. Ama bu kadar kolay mı? Iki afilli cümle yaz, farklı bir metefor kullan sistemi eleştir sonra kap ödülü. Bu kadar basit değil bu işler. Tecavüz sahneleri sonrasındaki kişilerin psikolojik tahlilini filan yapmak zorunda değilim bir izleyici olarak.Tecavüz edip aşığım deyip kadının bir meta gibi kullanılıp başkalarıyla paylaşılması ve üstüne "biz uzaktan da severiz" gibi cümlenin sapkın tacizci ve tecavüzcülere "delikanlılık(!) aşıladığını düşünüyorum.Eleştiri böyle olmamalı. Velhasılkelam filmi beğenmedim efendim. Film çok gerçekçiydi diyenlere Masum ve kader filmlerini öneririm.Bu filmin devam filmi gibi olan Lalelide bir azize filmini de izlemeyeceğim.