Yeni neslin ağzından düşmeyen film.
Altı yedi yıl önce bu filmden bahsettiğimde ortam komediye boğuluyordu.
Sanki komik bir şey anlatmıştık mına koyim.
Şimdilerde niye oldu bilmiyorum ama fazlasıyla popülerlik kazanmış kendileri. Ulan biz erkan canı mahallenin muhtarlarından çok gemide'den tanırken senin ağzından ismail yeka vittovraksi yapıyordu. Diyeceğim o ki bari şu canım filmleri popüler yapmayın amına koyim. Gemide tabutta rövaşata barda dar alanda kısa paslaşmalar kalmadı böyle filmler biliyorum biliyorum da bulaşma bize popüler kültür !
Gemide filminin aksine pek bilinmeyen ikiz kardeşidir Lalelide Bir Azize. Gemide olaylar yaşanırken Lalelide yaşananları gözümüzün önüne seren bir eş zamanlı film Lalelide Bir Azize. Yönetmenliğini Kudret Sabancının yaptığı filmin başrollerinde, Güven Kıraç, Cengiz Küçükayvaz gibi isimler yer alıyor.
+ Off nabıcaz be Kamil! Anamız s*k*ldi.
– Kızı geri götürelim kaptan bu iş başka türlü kapanmaz.
+ Çocuk olma, artık cinayete girdik.
– Kazaydı anlatırız hem herif pezevenkmiş kimse s*k*lemez.
+ Sen öle san, sen öle san.. pezevengi öldür 1 cinayet, kızı al 2 adam kaçırma, kızı en az 2 kişi sik 3 ırza tecavüz, her gece esrara takıl nerden baksan 4 içicilik, heriflerin cebinden paralarını al 5 gasp.
bütün bu bokları yedikten sona polislerin suratına bakıp kusura bakmayın abi kaza oldu diyemezsin… Adamın götünden kan alırlar Kamil kan…
Bir memleket gibidir gemi. Her şey düzenli ve kontrol altında olmalıdır, kaidelere uyulmalıdır, kanunlara, nizamlara… Ben de bu memleketin başşeyi gibiyim; başbakanı gibiyim mesela. Her şey benden sorulur. Denize çıktın mıydı bu küçücük gemi bir memleket oluverir. Aslında bir başbakandan daha çok görevim var; çünkü onun bakanları var, adamları var, falanı var filanı var, benim yok. Bu gemide güvenlik de eğitim de sağlık da eğlence de benden sorulur. Kamil de başbakanın en kıyak yardımcısı; siz de vatandaş, aynı zamanda memur gibisiniz. Bu yüzden çok kıyak, çok disiplinli ve çakı gibi olmalıyız. Sürekli kendimizi ve birbirimizi kollamalıyız..
evet doğru, filmde küfürler havada uçuşmakta; fakat bu küfürler öyle orijinal ki ilk 15 dakikadan sonra edilen en ağır küfür bile izleyiciye sıradan gelmeye başlar. filmin dinamiği bu argo kelimeleri mükemmel şekilde eritir, sindirir. aynı zamanda istanbul gecelerine -özellikle de laleli- farklı bir bakış açısı sunar.
tabi şu da var erkan can olmasa o küfürler gayet eğreti durur, film de izlenmez bir hal alırdı. müthiş küfür performansıyla ödül alan erkan can, tam yedi yıl sonra dini karakter performansıyla ödül alacaktır. (bkz: takva)
bu da demektir ki bu adam mahallenin muhtarları'ndan çok daha öteye taşımıştır kendisini.
Başımın içinde filler sikisiyor. (Ne kadar ilginc)
Götümüzde ayı bağırıyor (wood. Bu nasıl betimleme)
-kız, kızmış abi. (Nasıl da akıllarına gelmiş bu kafiye)