sulara attim kendimi cok, sonra dönmedim geri... ama garip, yandığımı düşünmedim hic.. insan nasıl yanar ki? öbur yandan da hep su soruyu sordum: sulara atmasaydim kendimi ne olacaktı? bulundugum kara parcasi daha mi iyi olacakti? mutluluk nedir? neyle karsılaştırılabilir? ben hep deniz kenarinda villasi, kasri, satosu olanlarla karsilastiriyorum, o zaman is siirden cikip politik oluyor. yaaa.. peki seks neresinde bu isin?
ahhh... ezgi ve günlüğü yine karmakarışık ettin beni, ağlamaklıyım, derbederim, yorgun ve sürgünüm...
"kaçıp kurtulmak" manasına gelen bir depresyon halinin esiri olmuş bir deniz aracı. deniz her zaman "sorunları arkada bırakmak" anlamına geldiğinden, gemiye de masumane bir anlam yükler şairler, yazarlar, insanlar.
oysa ki,
deniz hiçbir zaman kurtuluş değildir. uçsuz bucaksız ise hiç değildir. dünyanın 4/3 ünün denizle kaplı olması sizde engin olması gerektiği izdenimi bırakmasın. birkaç günlük deniz yolculuğu, okyanusa çıkmanıza yetecektir. neyse, denize çıktığınızda, arkada bıraktığınızda karayı, eski hayatları, karşınıza çetin fırtınalar çıkacaktır.
tek fark, burada insanlardır problem genelde, orada da doğa. aslında çok garip. doğa ile savaşırken yine insanların yaptığı araçla savaşırız. insanlarla savaşırken ise neyle savaştığımızı bile bilmeyiz.
ne anlatıyordum ben?
hah gemiyi. gemi dediğiniz şey dünyanın ne kadar küçük bir yer olduğunu bize anlatan, ve sorunlardan hiçbir zaman kaçılamayacağını, çünkü asıl sorunun bizim beynimizin içinde saklı olduğunu düşündüren bir araçtır.
asmalı mescit'de güzel bir terasa sahip rahat bir mekan yalnız, uzun boylu bir elaman var, toplu organizasyonlarda öde-al şeklinde anlaşılmazsa tabeladan geçiriyor. siz siz olun her zaman adisyonu inceleyin. döner pişkin salon boş
ezginin günlüğü severlerin eminim ezberledikleri şarkılardan biridir. akşam hafif esen rüzgarda, denizin kenarında kurulmuş masada canlanması lazım bu şarkının. birkaç hoş sohbet arkadaş, ılık hava, omuzlara sarılan şal. valla tadından yenmez.
ah ne yelken ne yel
köpüklerde kaybolayım
deliyim
kime sorsam dönüşüm yok
her gemi biraz deniz
her yanım mavi her yanım yel
her yanım tuz
deliyim...
ezginin günlüğüden dinlediğimiz, dinlerken de canımızı acıtan, tırnaklarıyla ince ince derimizi çizen-kemiren, zaman zaman gözümüzdeki yaşın sebebi şarkıdır.
türk ticaret kanunu madde 816 uyarınca "tahsis edildiği gayeye uygun olarak kullanılması, denizde hareket etmesi imkânına bağlı bulunan ve pek küçük olmıyan her türlü tekne" gemidir.
--spoiler--
kime sorsam dönüşüm yok
nereye gitsem mavi
yelkenimde deli rüzgar
her yanım tuz, deliyim..
--spoiler--
kesinlikle eşlik edilmeden dinlenemeyecek şarkı.
ingiliz kültürüne göre dişidir. ingilizce' de bir gemiden bahsederken "it" yerine "she" öznesi kullanılır. ayrıca ikiz gemiler için de sister ship tabiri kullanılır.