beraber yürünen sokaklarda onun izlerini aramak için dolaşırken "belki o da aynı şeyi yapıyordur" umuduyla içini doldurmak,karşıdan gelen herkesin yüzüne "belki o dur" diye bakmak kadar iç acıtıcı olabilen eylemdir.
içimizdeki koca bir yaradır o.....basiretsizliğin son halkası.....acınmanın son raddesi...ve kendi aptallığını başkalarının dönmeyişine bağlayanlar için biçilmiş kaftan....dönmeyeceğini bildişğiniz aslında hiç size dönmemiş olan ,yüzü kendine sırtı dünyaya dönük akıllı insan....beklemekse tam dönmeyeni tam bir salaklıktır.....
göte giren semsiyeyi acmakla esdeger durumdur.akl-ı selim insan mantıklı düsünür ucuz insanlarla vakit kaybetmez. zaten dönmeye niyeti olan insan sizi en bastan terk etmez ki.
anlamanın değil anlatmanın bile çözmeye yetmeyeceği kaostur. çözümsüzlüktür kendine, acıdır zehir olması istenen.. hüzün kovan kuşu'nun yanağınıza konacağı günü beklersiniz hasretle, bile bile bilmezcesine.. kırılana dek bükülmüşsünüzdür çok köşe[gen]liyken, köşe[gen]lerde sevgili'yle saklambaç oynarken.. oyundur, oynarsınız hayalleriniz eş(l)iğinde ama sizin belirlediğiniz kurallar bumerang olmaya başlayınca oyun oynamaktan vazgeçtiğinizi sanıp uzak oluverirsiniz sevgiliye, kendinize yakın olmak için.. oysa oyun hayattır, bilemezsiniz.. öğrenince başlar pişmanlıklar, düşkırıklıkları.. yağmurlar yağar düş tarlanızın ekinine, kurak kalmasın diye yağar sözde ama hep zamansızdır artık yağmur.. gidenin gittiği yerde mutlu olduğunu düşleyip iyice kahrolursunuz, ama geçersizdir artık hamleler, oyun bitmiştir..
bu entry de biten tüm düş'lere hediyedir.. ***