ülkemizde bu tabire en mantıklı örnek olarak recep tayyip erdoğanı verebiliriz sanırım. erbakan döneminde ki aşırı radikal söylemleri ile başbakanlık döneminde söylemiş olduğu çevir kazı yanmasın mantığındaki demeçleri arasında dağlar kadar fark olan kişidir. kendisine yöneltilen eleştirilerde samimiyetsiz yaftasını, karşı atak olarak değiştim gelişerek değiştim gibi sanki robotmuşcasına resetlendim diye kendini savunması acaba kediyken uzanamadığı ciğere mundar, patilerinin arasına geçtikten sonra da nimet diyebilecek kadar gözü dönmüşlüğün bir sonucumudur. yoksa siyaset denizinde oyunun kurallarına göre oynayan oyunculardan birimidir.
insan doğası gereği bir şeye inanmak zorundadır herkes. inandığı doğrultuda yaşamını şekillendirmesi ve yaşadığı toplumla da alakalı inancın çağın gereklilikleri şeklinde değiştirmesi pek normaldir. ama geçen süreç içinde tamamen kendi benliğinde bir redçi politika güdüp, 360 derece dönebilen bir kimseye sanırım kolay kolay rastlanılmıyor.
otopark mafyasından başbakanlığa..
tarikat üyesinden cumhurbaşkanlığına..
ben buna derim işte gelişerek değişmek..hele bi de yumurtacılıktan , ekonomistliğe terfi var of anam of.. *
-aman allahım ne oldu size sayın başbakanım! inanamıyorum!
+anlamadım ben de hüseyin, sabah böyle uyandım, bir baktım 4 kolum, koca koca kaslarım var!
-sayın başbakanım radyasyona filan mı maruz kaldınız?
+bilmiyorum! kahretsin..
-doktor filan çağıralım? bilemiyorum ki..?
+çağır çağır durduğun kabahat. Öeaark! aa asit de tükürüyorum..
-hala inanmakta zorlanıyorum sayın başkanım. hangi kollar sizinki?
+üsttekiler..
iyiye dogru giden gelecekler icin "geliserek degismek" umut dolu bir soz. ama gunumuzde hic bir iyi tarafi olmayan, "yarin ne kotu olacak acaba?" kaygisi gibi, gelişerek degismenin artik mumkun olmadigi tablolarda keserek degismek daha kisa surer. bakmayin etkili de olur.