ruhsuz, evlenecek kızları bile bir iclal aydın, efenime söyleyim bir mutluluk perisi gibi hissettiren. ''ulan bununla iki saat otursam ne şiir yazarım ne içli sözler söylerim'' dedirten. marjinal bir gelin nasıl olur'u düşündüren. farkında olmadan acayipçe kendine baktıran. en kabarık kız giysisi lise eteği olan bir kız içinse hele.
ben bununla nasıl yürücem be diye düşündüren, düğünde yeri öpmemek için dua ettiren.*
her genç kızın rüyasıdır. nedense damatlığa göre yeri daha yukarıdadır. damatlık her genç erkeğin rüyası değildir söz temsili. "genç kız rüyası" diye bi tatlı da var konuyla alakasız olarak. adından dolayı tatlının şeklini şemalini çok merak ettim. ama sonra caydım, tehlikeli sularda seyirttiğime aydım. bu merakım başıma işler açabilirdi.
damatları z.ktirme aparatı.toplamında metre hesabı 30-40 tl tutan kumaşı perde gibi büzülerek dikmek sureti ile 1000 tl gibi bir fiyata ittirilen elbise çeşidi. pahalı olmasının tek bir sebebi var: her genç kızın rüyası. evet satıcısına sorunca bu cevabı veriyor. üstelik kiralama isterseniz 1000 tl fiyatı olan gelinliğe 800 tl kira bedeli istiyorlar sebep: maneviyatı.
1000 tl fiyatı olan bir gelinliğe başka bir mağazada bulunca 450 tl ye sazan gibi atlanır. lakin daha başka bir mağaza da fiyat 200 tl dir. şimdi 200 tl ye gelinlik satan adam para kazanabiliyorsa varın bunun maliyetini ve diğer mağazaların godoşluğunu siz düşünün.
kadınların çok fazla özen gösterdiği hadisedir. tamam anladık ama erkeklerin takım elbiseleri niçin hint kumaşından olmaz, işte ben de bunu anlamıyorum.
2 şekille %800 para kazandıran hadisedir.
not: en babasının toplam maliyeti 100 tl'yi geçmez.
bunu diktirirken fazla diyet yapmamak gerek. yoksa her kilo verdiğinizde provada daraltılıyor haliyle sizede daral geliyor. straplez olsa bile iyice tutturun, yoksa oynarken rahat edemiyorsunuz *
iyi bir gelinlik diktirmek ister müstakbel eşin, gidersin beğenir, provalara gider, 4.000 tl para sayarsın, ama gelinliği göremezsin. sevdiğin kişiye nasıl durduğunu bilemezsin. "bi bakayım ya" desen, "uğursuzluk" diye sinirlerini hoplatırlar. sevdiğin kişinin üstünde gelinliği, en telaşlı, en heyecanlı, herkesin bakışları üstündeyken, kısa bir süre görmek nasip olur, o da düğün sırasında. orada da zaten bakamazsın.
"canım bi dön bakayım nasıl durmuş" mu diyeceksin, salonun ortasında?
"kendimi melekler gibi hissediyorum" , "hep bu anın hayalini kurdum" gibi cümleler kurar ama sen sevdiceğini, o güzel elbise içinde göremezsin. neden? çünkü "adet" öyledir. böyle adetin amına koyim.
4.000 tl para verip, gelinlik alacam, ama göremeyecem. sanki içinden başka biri çıkacak. nişanlım var o gelinliğin içinde, benim için süpriz yok yani diye yırtınsan da, olmaz. göremezsin. gizli fbi belgesi sanki. wikileaks.
sikerim böyle adeti. elim ayağım titredi sinirden. *
bir kadnın (eğer bülent ersoy değilse) giyip giyebileceği en abartılı kıyafettir. öyle ki tek cozutma hakkıdır neredeyse. bu yüzden oldukça kıymetlidir.
neden beyazdır ki.. saflık, temizlik göstergesiymiş. e kim temiz kim değil bunu kıyafetten mi anlıyoruz.
kırmızı kuşağın madem anlamı var, niye 5. evlilikte bile bağlanıyor o kuşak.
gösterişlidir gelinlik bu da büyük oranda cüssesinden kaynaklanır. kendisinden yarım saat sonra gelen kıyafeti giyince neden insan mutlu olur ki.
tamam kabul ben bu işten anlamıyorum.
masumiyeti simgelemesi gereken ama şu sıralar onun haricinde herşeyi simgeleyen düğün giysisi. kabarık etekler, renkli makyaj, kat kat tüllerle kızlarımızın pastaya benzeten şeyler var şu sıralar düğünlerde.