boyle adetlerin sonu yoktur. ornegin giden gelinin arkasından kocaman bir tas atılır. gitsin bir daha donmesin, tas gibi kalsın kaldıgı yerde diye. hatta bazı yorelerde derler ki beyaz gelinlikle gittin beyaz kefenle geri donersin ancak. her adet uygulanmalı diye bir kaide yok ki...goz korutmanın ne manası var...
köy düğünlerinde daha çok rastladığımız durumdur. gelin evden çıkmadan önce evin kapısı önünde babası kuşağı 3 kere beline dolar.* kızım evimden temiz ve saf bir şekilde çıkıyor manası güdüyor sanırsam.
siddetle karsı cıktıgım ve evlenirken yaptırmadıgım bir adet. soyle ki, bekaret ve namus simgesi olarak nitelendiren bu kusak neden sadece bana takılsın diye dusunmus bunu bir asagılanma olarak adlandırıp karsı cıkmıstım. ustelik o binbir hayal sonucu giydiğim bembeyaz gelinlikle hicbir uyumuda yok, hatta bence ahenki de bozuyor. sırf elalem ne der diye takmamın anlamı ne. takmamıstım, bağlatmamıstım. sırf babamın gonlu olsun diye istemeye istemeye ev icinde kardesim baglamıs sadece bir fotograf cektirmistim nikahtan once sonra da cıkarıp attım. o fotograf ta babamlarda, onu bile kabul etmedim.
adetlerimizden bazılarının her zaman doğru olmadığının göstergesi olan durumdur. hediye paketini yapan genellikle gelinin erkek kardeşlerinden (duruma göre evlenmemiş, en büyükten küçüğe doğru bağlama sıra hakkı) birinin hazırladığı, bir çok geleneğimiz gibi sadece kadınlara yönelik yapılan adettir.
damadın düğünde afili afili dolaşaraktan, bakın benim hanım bakire şeklinde hava atması amaçlı yapılan saçma sapan bir gelenek.
(bkz: damadın boynuna mavi kravat bağlamak)* şeklinde yeni bir adetle daha bir anlamlı, daha bir uyumlu olabilecek hadise.