gelin uğurlanırken yüreğe çöken hüzünle ne b.ktan bi alakası var kırmızı kuşağın yahu önce bunu düşünen arkadaşları tebrik ediyorum.. bekaret testi asılsın bence şööyyle beyaz bi kağıt gelinliğe daha çok uyar hem.. ya da kızlık zarı duran ama sevişgen insanların kuşağının yarısı kırmızı yarısı siyah olsun.. ya herşeyden önce bunu babanın bağlıyor olması en utanç verici tarafı aile içinde cinsellik konuşamayan ,utanan, ayıp sayan biz türkler bekarete gelince ohooo tüm dünyaya duyuruyoruz,çarşaf saklamalar, kuşak takmalar, sırtına vura vura çiftleşmeye yollamalar. ***
baba evinden koca evine geçen kızın bakire olduğunu ifade etmek için, kız baba evinden çıkarken babası* tarafından kızın beline enli ve uzun bir kırmızı kordela bağlanır. bu kordela, kızın baba evinde uslu uslu durduğunu, kimseyle yatmadığını, yani namuslu olduğunu ifade eder. (kadının ikinci evliliğinde kordela bağlanmaz, çünkü artık bakire değildir.)
kızın/kadının cinsel organının kendine ait olmadığı, dolayısıyla bekaretin can alacak/can verecek denli önemli olduğu toplumlarda, bu kordelanın anlamı büyüktür. evlenmemiş, dolayısıyla cinselliği onaylanmamış kızın cinsel organının sahibi baba ve/veya babaya ikâme edilebilecek abi, amca gibi erkeklerdir. o organın "kullanılmamış" olma gerekliliğinden onlar sorumludur. kız yanılıp organını kullandıysa, damat hemen "paketi" geri gönderir, çünkü suç erkeklerindir, bunun bedeli olarak toplumda değişik adlandırmalara maruz kalırlar ve bunun acısını (tek suçu kendi organlarından birini kullanmak olan) kızdan çıkarırlar.
evlenip cinselliği onaylanan kadın, yine kendi cinsel organının sahibi olamaz, bu kez sahip kocadır. onu kendi fethettiği, dolayısıyla tek sahibi olduğu bir kaleymiş gibi, ne pahasına olursa olsun yabancılardan korumak zorundadır.
kadın, adet görmek ve çocuk doğurmakla acısını çektiği cinsel organının zevkini yaşamaktan menedilmiştir; çünkü o organ doğumundan ölümüne kadar onun değildir ve olmayacaktır. o sadece erkeklerin "emanetini" bedeninde taşımaktadır, hepsi bu...
geçmişten günümüze kadar gelen düğün de gelinin bakire olduğunu belirtmek için uygulanan bir adettir. gelinin beline bu amaçla kuşak bağlanırken, damadın geçmiş cinsel hayatıyla ilgili hiçbir bilgi verici bez parçası bulunmamaktadır.
bu kurdele, paketin açılmamış olduğunu simgeler. ambalaj paketinden bahsediyorum. hani gelin, kız, mal ya; hediye ya, kutulu & ambalajlı ya. o kutunun da içindeki malın "sıfır" olduğunu belli eden "warranty void"i yani garanti etiketi de o kızlık zarı ya...
bana kalırsa çıkış noktası bizim kızımız bakire gibi bir saçmalıktan çok, düğünden önce baba ve kızın başbaşa kalmasıdır. kuşak bağlama işin bahanesi, bir odada dursunlar beraber, baba yuvadan uçan kızı ile son bir iki kelam etsin diyedir. özellikle gelinlerin başka köylere, şehirlere gidip, telefon vs gibi teknolojinin olmaması sebebi ile ailesi ile çok nadir görüşebildiği eski zamanlarda güzel bir adet gibi duruyor.
tabii günümüzde, baba ve kızın aynı odada son kez yalnız kalması fikir çok mantıklı değil, çünkü büyük ihtimalle ertesi gün tekrar görüşecekler, ertesi gün de, sonraki gün de. kızın bekareti de kendinden başka kimseyi ilgilendirmediği için artık zamanı dolan adettir.
Bu gibi durumlarda niyet önemlidir. Hangi açıdan baktığın önemlidir. Daha doğrusu detaylara takılmadan gerçekleşen o hadise önemlidir. O kızla evlenecek olan kişiyi ne kadar ilgilendirir ki takılan o kurdale. Zaten yeteri kadar tanımıştır ki evlenme kararı almıştır. Eski bir gelenekten öteye gitmez damat için. Diğer ahaliyi de ilgilendirmez. Ne takılan o kurdale ne de o gelin'in hayatı.
saçmalamanın ötesine geçildiğini gösteren bir kuşak olmasının yanında geleneklerimizle pek bir alakası olmayan zımbırtıdır. türk geleneklerinde beyaz gelinliğin ne kadar geçmişi vardır ki üzerine bağlanan kuşak geleneğimiz oluyor? değer verdiğimiz herşey, tüm asil değerlerimiz elimizden uçup giderken biz yok kuşağa bok atıldı yok nerde eski ramazanlar muabbetleriyle gün geçirelim.
ha eğer o dandik kuşağı bekaret sembolü olarak ablasının/kardeşinin ya da kızının beline takan varsa, bu kadar yakınındaki bir insanı "aha bu kadar sene ellettirmedim ne süper babayım/abiyim..." şeklinde ifşa adamın erkekliğine de insanlığına da kafam girsin. asıl onu paketleyip düğünde baş köşeye oturtmak lazım...
Yazılanlara bakılınca "Bu kadar mı yobazlaştık ey ahali" denilesi bir hale geitrilmiş, eski bir türk geleneğidir.
Bir kırmızı kuşak yüzünden geleneklerini elinin tersiyle itmek, gelinin götüne gül sokmaya varıncaya kadar bu geleneğimizi karalayacak kadar mı değiştik ey ahali.
Sizce o kuşak mıdır sadece bekaretin, saflığın sembolü. Gelinlikler neden hep beyazdır o halde sorarım sizlere?
Sizler bilir misiniz, gelinin* her gün beraber olma şansı varken bile, düğün günü evden uğurlanması sırasında da yüreğe çöken hüznü. O sizlerin bok attığı kurdeleyi kardeşinize bağlarken gözlerden fışkırmak için kapaklarına baskı yapan göz yaşlarına hakim olamamanın ne demek olduğunu.
Sen anca oturduğun yerden marjinal olacağım diyerek bok at.
Bok atmaya uğraştığın kadar her geçen gün ellerimizin arasından kayıp giden geleneklerimize de biraz sahip çıksak olmaz mı?
bizi bu göstermelik işler bitiriyor dediğim hadiselerden bir örnek.
sana ne gelin hanımın bekaretinden,kuşağından...
ayrıca bazen yanına eklenen sarı ve yeşil kuşaktaki renklerle düğünü propagandaya çeviren hadise!
bağlama işleminin baba, amca, abi gibi ailenin büyük erkekleri tarafından yapılma hadisesi hepten kafa kurcalayıcı cinstendir.bir kızın, kadının namusu erkegin güvence vermesiyle anlam bulabilmektedir çünkü.
(bkz: gelinin götüne kırmızı gül sokmak)
not: eksi oylyan kişiyle aynı fikirdeyim. tabik çok iğrenç bir davranış. ama, bele bağlamaylla farkını göremediğimden, içimden geldi... kasap da aynı şekilde malını süslüyor netekim.
yanlış yere kuşak bağlamaktır. benim kanaatim iki bacağın arası daha uygun olacaktır. ve hatta açılışa devlet erkanını da davet etmek daha bir şaşalı olacaktır. öncelikle mertebesi en yüksek kişi ve damat tarafından kurdela alkışlarla kesilir, sonra hanım kıza devlet büyüğümüz ve damat tarafından alkışlarla...