yırtıcı bir hayvan. ufak fakat boyundan büyük hayvanlara saldırır. kümese girdiğinde bütün tavukları boğazlamadan bırakmaz. http://10e.org/samcimg/fer.jpg
çiçek olanı bilemem ama hayvan olanının çok pis kin tuttuğu söylenir.öldürme çabasında başarı sağlayamazsanız,geri dönüp yüksek tahribat verebileceği söylenir.o yüzden düzenleyeceğiniz operasyonlarda ya başarılı olun,ya da hiç saldırıp gelincik hayvanıyla sürtüşme çıkarmayın.
lisenin bitmesi ile birlikte, uzak bir şehirde ormanın tam ortasında dağ evi kiralayıp 5 samimi arkadaş yaz tatiline çıkılmıştır. evin önünde sincap görülmüştür, daha yakından görmek için hareket ederken sincabın arkasından bir gelincik gelmiştir ve sincabı kaparak kaçırmıştır. afiyetle yemiş midir, yoksa çiftleşerek melez bir tür mü oluşturmuştur bilemem*.
ayna grubunun eski ama hala aynı tadı koruyan hüzünlü şarkısı. şarkının ardından gelen bir şiir vardır ki; sürüm sürüm süründürür. yanılmıyorsam sözler erhan güleryüz'e aittir. şarkı ve şiirin sözleri şöyledir:
Varoşların sevdaları gerçek olur çıkarsız
Bende seni öyle sevdim gözüm gibi yalansız
iş ararken kahvelerde inanan gözlerin vardı
Aş pişmeyen ocaklarda aç doyuran umut vardı
Yağmur çamur varoşlarda sımsıcak yürekler vardı
Yalın ayak çocuklarda tertemiz gelecek vardı
Söyle birbirimizi nasıl sevdik
Saçları sırma gelincik
Gözleri sürme gelincik
Suçumuz neydi bizim
Sevdik birbirimizi deli sevdik
Saçları sırma gelincik
Gözleri sürme gelincik
Suçumuz neydi bizim
Varoşların sevdaları gerçek olur çıkarsız
Bende seni öyle sevdim gözüm gibi yalansız
Gözlerinde bir ümitti yanıyordu güneş gibi
Yoksulluğun pençesinde arıyordu gözlerini
Yağmur çamur varoşlarda sımsıcak yürekler vardı
O dalgalı saçlarında gül kokan rüzgar vardı
Şimdi sarılıp o geçmişe ağla
Ağlar açılmaz yüreğim
Gözleri sürme gelincik
Suçumuz neydi bizim
Sevdik birbirimizi deli sevdik
Saçları sırma gelincik
Gözleri sürme gelincik
Suçumuz neydi bizim
Şiir
Sen yüreğimin çayırlarında
Her mevsim umudu müjdeledin bana
Sen benim ellerinden tutabildiğim
Yanağını okşaya bildiğim
Sarılıp ağlayabildiğim
Dostum, sırdaşım, biricik sevdam
Ayrılık unutanlara mahsus
Ben seni unutamadımki
Ben senden ayrılamadımki
Yıllar neleri götürdü özümden
Neleri unuttu yüreğim
Selemi kapıldan yoksa istanbul yamacında
Söyle suçumuz neydi bizim.
her coğrafyada kendiliğnden yetişen,otuz kadar türü olan ve hemen hepsinin kırmızı renk olduğu bir çiçektir. dalından koparıldığı birkaç dakika içinde canlılığını, tazeliğini ve güzelliğini yitirir.
Yetişkin bir gelinciğin ön ayakları yaklaşık 1 cm,arka ayakları 1,5 cm uzunluğundadır. Arka ayakları daha geniştir.Beş parmağı vardır,ancak dört parmağının izi çıkar.Her adımda yaklaşık 25,30 cm yol alır.Hızlandığında 30 cm'den daha büyük adımlar atabilir.Ayak izleri dışında dışkısı da varlığını belli eder.Onun izlerine çalılık fundalıklarda,orman kenarlarında,tarım alanlarında ve çiftliklere yakın yerlerde rastlayabilirsiniz.
kan çiçekleridir. çanakkale şehitlerini anımsattıklarından gelincik deyince içim bi tuhaf olur, üzülürüm. ayrıca çanakkale' deki milli park' a giderseniz mutlaka yer yer gelinciklere rastlarsınız. üzüntünüz kat kat artar.
Vücudun ön kısmı yuvarlak, kuyruk kısmı yandan yassıdır. Vücut küçük pullarla kaplıdır. iki sırt yüzgecinden birincisi daha az gelişmiştir. Balığın sırtında bulunan bir oyuk içindedir.
Hem dorsal 2, hem de anal yüzgeç kuyruğa kadar uzar. Alt çenede kısa iki bıyık bulunur. Ventral yüzgeç ince ve uzundur. Yanlarında ve sırtında siyah gri benekler taşır.
Karnı sarımsı, krem rengindedir. Üst çene alt çeneden daha uzundur.
dün yarını yıktım kibriti çaktım herşeyi yaktım sil gitsin bir kez daha bitsin bu rüya bir kez daha batsın bu güneş tüm bunlara alışık bu beden ezberlettin hepsini zaten anlamı yok var olmanın artık söyle be kimmiş korkan ölümden..
yine yeni bir güne sensiz uyandım yanımdasın sanmıştım yanılmışım ama baktım sen yoksun kalakaldın bir bakışına tutsak kaldı bak rüyaların bu kalp doğduğuna bin pişman buruk bir halde ölmeyi bekler mezarın kalbi sen yine boş ver..
kalbim küçük aşkım daha sığmaz bin kere yalvarsam beni duymaz kaçmış gitmiş çok uzaklara mutlu musun oralarda tek sırdaşım arkadaşım dört duvarım hapsettim kendimi içine tek cevap ver sensin bilirim ancak yine sensiz hapsolacak..
bekler uzanacak bir el dilinde ezber sabah akşam seni söyler söyle benim gibi kim seni sever söyle bitanem benim kadar kim seni özler sana bağlı kaldı gözler mutsuz bu adam kollarını açmış seni bekler aynı haykırış neredesin artık gel yeter..
yoksun diye günleri sayar oldum takvim yaprakları bana düşman ben yine pişman aynı durumdan bıkmadan her gün doğumuna bakarak yalvardım bir kez duysun beni bu sefer dedim anlattım kalktım yaradana hıçkırdım imkansızlıklara el açtım..
söyle birbirimizi nasıl sevdik saçları sırma gelincik gözleri sürme gelincik suçumuz neydi bizim sevdik birbirimizi deli sevdik saçları sırma gelincik gözleri sürme gelincik suçumuz neydi bizim...
birden uyandım kan ter içinde ve kalktım baktım yine bomboş koşmaktan yorulur bu beden ama sana koşuyorsam kim bana engel senden Başka kimi almış çekmiş bizi bizden şimdi cevap ver gönlüm senle dolu ancak çok uzaksın ağlattığın iki gözden..
artık gönlümde ümitsizlik aklımda hep tasa bıkmadan yazdım her gece aşkımı kara sayfaya yalvardım sana haykırdım tüm boşluklara ne olur birtanem beni bu savaşta yarı yolda koyma anlattım gerçekleri sana yeter artık dön gel bana..
kimler sana dostça yaklaşıyor da bu kalbin benden uzaklaşıyor kimleri aldın o rüyalarla da dudakların kimleri anıyor ruhu yok olmuş gülmeye küsmüş birileri vakti mi sayıklıyor olur da bir an evvel dönmezsen bu adam buralardan gidiyor..
karanlık geceme aydınlıktın rüyalarımda allah'ım ben sen neden kaçandın anlamadım atan bir kalp değil beni mahveden yanan bir yürek ağlayan gözler pişmanlıktır beni kahreden içinde hala bir korku varsa aç bu uçurumdan koş korkmadan..
rüyalarımdan çıksın bu melek kaldırmak çok güç yokluğunu her bir satır anlatsın sana sensizliklere tokluğumu yıktım bende ki herşeyi kendimi yarınları son kez görüyorum yıkılan tüm umutlara rağmen bir gün dönecek diye bekliyorum..
şimdi sarılıp o geçmişe ağlar ağlar açılmaz yüreğim gözleri sürme gelincik suçumuz neydi bizim sevdik birbirimizi deli sevdik gözleri sürme gelincik saçları sırma gelincik suçumuz neydi bizim sevdik birbirimizi deli sevdik saçları sırma gelincik gözleri sürme gelincik suçumuz neydi bizim...
sen yüreğimin çayırlarında her mevsimi umudu hücreledin bana sen benim ellerimden tutabildiğim yanağını okşayabildiğim sarılıp koklayabildiğim sevgilim dostum sırdaşım biricik sevdam ayrılık unutanlara mahsus ben seni unutamadım ki ben senden ayrılamadım ki yıllar yıllar neleri götürdü özünden neleri unuttu yüreğin sele mi kapıldın yoksa istanbul yamacında söyle söyle suçumuz neydi bizim.....
25-60 cm arasında değişen yüksekliklere ulaşabilen, yaprakları mavimsi yeşil, Dip yapraklar uzun saplı, gövde yaprakları sapsız ve gövdeye bitişik tek yıllık çiçekli bitki.
Gelincik ismi geleneksel Türk gelinliklerinin kırmızı olmasından gelir. Kırmızı gelincikler küçük bir gelin olarak görülürler. Bir bölgede çok asker ölürse o bölgede gelincik çiçeğinin biteceğine inanılır. Gelincikler I. Dünya Savaşının da en önemli sembollerindendir.
Gelincik Temmuz ile Ağustos aylarında sabah saat beş buçuk ile on saatleri arasında tohum tozlarını (polen) yayar. Aynı saatlerde arılar ve diğer böcekler çiçeklere gelerek bu tozlara bulanırlar. Böylece, böceklerin beslenme saatleri ile bitkilerin tohum tozlarını yayma saatleri aynı zaman dilimine rastlamaktadır. bu da döllenmeye yardımcı olur.
Japonlar, gelincik için şöyle der; 'Gelincik insan ömrü gibidir. Dünü vardır. Yaşamıştır. Bugünü vardır. Yaşıyordur. Ama yarını belli değildir.'
Gelincik çılgın aşkım... yanar dağım gelincik
seviyorum demedin ömründe bir kerecik
şüphe dolu kalbimde bir sızısın incecik
seviyorum demedin ömründe bir kerecik
bu nasıl bilmecedir, açıklasan olmaz mı
daha mı kahrolayım ben... bunca çektiğim az mı
şüphe dolu kalbimde bir sızısın incecik
seviyorum demedin ömründe bir kerecik..
eğer kafanda dumanlar varsa
eğer kafana herşey takılıyorsa
bunaldıysan benden
sıkıldıysan hayattan
herşey üzerine geliyorsa
eğer oralarda bir yerlerde yemyeşil kırlar varsa küçük güzel kız
ara ve bul bir tane benim için gelincik
hani ben koyardım ya olması gereken yere
işte tam oraya
kulağının üzerine...
ardından ben yanındaymışım gibi gülümse
bilirsin kırmızı ve siyaha bayılırım küçük kız
senin üzerinde ise bu renkler
biterim ben küçük kız...
en iğrenç yaratıklardan biridir. her türlü ufacık delikten dahi geçebilir. başı geçen yerde vücudunu uzatarak rahatlıkla geçmektedir. güvercin civciv gibi kanatlı hayvanları yemeyi çok sever. genelde yemeye boyundan ve gözlerden başlamaktadır. genelde etinden çok kanlarını içmeyi sever. çok hızlı olduğu için yakalamak imkansız gibidir.