bugün durakta bi tane köpek sevdim. anladığım kadarıyla gelen geçen insanlar pek sevmemiş olacak ki ayaklarımın üzerine yattı kafasınıda dikti böyle sev beni diye.
çok tatlı, büyük, siyah-kahverengi karışımı bir sokak köpeğiydi. leş gibiydi. aşırı kirli, tozlu ve üstelik kokuyordu. kafatasında yaralar vardı kavgadan kaynaklı pençe-diş izleri vardı. ama nasıl anlatayım yahu o kadar güzel bakıyordu ki hayvan. sevdim sevdim sevdim iyice. ellerim çamur oldu resmen.
sonra bi ara doğruldum kalktım sigara içmek için duraktan dışarı çıktım. peşimden geldi önüme oturdu suratıma baktı. sevmiycem seni yeter git artık dedim. sağ patisini kaldırdı elimin üzerine koydu çekti. sonra yine aynısını yaptı. allah allah dedim sevmeye başladım hemen mayıştı. yine çektim elimi sonra yine dikildi aynı şekilde patisiyle elime vurdu. hayvan resmen konuştu yahu sev beni diye. durakta bir teyze ve bir adam beni izliyormuş hayretler içinde kaldılar.
diz çöktüm sonra iyice sarıldım yatırdım yere karnını felan kaşıdım mest oldu hayvan(ulen bi toz çıktı ki sormayın gitsin * otobüsüm göründü. ben gidiyorum dedim ayağa kalktım ayaklarını göğsüme koydu yarın severim seni yine dedim. o teyze çantasından su çıkardı al ellerini yıka oğlum dedi bindik otobüse gittik. öyle baktı otobüse.
kuduz olmadım.
mikrop kapıp hastalanmadım.
mide bulantısı baş dönmesi yok.
üşüklenme titreme gibi şeyler de yok.
gayet sağlıklıyım.
hayvanları sevin abi. ilgi gösterin şevkat gösterin. inanın hiç bir zararları yok. sevmek zorunda değilsiniz elbette ama su kaplarına, mama kaplarına tekme atmayın en azından ! yaşam alanlarını zaptetmeyin. onlarda can taşıyor. şerefsizliğin lüzumu yok.
